4. Hukuk Dairesi 2015/15299 E. , 2016/3402 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 15/03/2012 gününde verilen dilekçe ile rücuen tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18/02/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının tüm, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;
a) Dava, tedavi hatası nedeniyle rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; karar, davacı idare ve davalı tarafından temyiz olunmuştur.
Davacı idare, 2001 yılında SSK ... Devlet Hastanesinde ameliyat ettiği ..."nın ölümüne sebebiyet vermekten davalı doktor hakkında kamu davası açıldığını, ceza dosyasının zamanaşımına uğradığını, ölen ..."nın yakınlarının açtığı maddi ve manevi tazminat davası sonucu davacı idarenin tazminata mahkum edildiğini, icra dosyalarına ödeme yaptığını belirterek ödediği miktarın rücuen tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, 17/02/2010 tarihli ... Üniversitesi Tıp Fakültesinden alınan bilirkişi raporuna göre davalının kusuru olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; davacının temyizi üzerine Dairemizin 06/12/2011 tarih 2010/11662 esas - 2011/13050 karar sayılı ilamıyla “dosya içinde davalının eylemi ile ilgili birbiri ile çelişkili raporlar bulunduğunda anılan çelişkili durumun giderilmesi için mahkemece Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozmaya uyularak Adli Tıp Kurumu Genel Kurulundan rapor alınarak ve bu raporda belirlenen kusur oranı gözetilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece davacı, müteselsil sorumlu sıfatı ile üçüncü kişiye ödediği paranın halefiyet esasınca rücuen tahsilini istediğine ve davalı önceki davada davalı olarak yer almadığına göre iadenin kapsamı, davacının mahkum olup ödediği para, bu paranın kendisi hakkındaki davada verilen hükmün kesinleşmesine kadar işleyecek faizi, önceki davada hükmedilen avukatlık ücreti ve yargılama giderleri toplamından davalının payına düşen kısmıdır. Kendi kusurlu davranışı ile işin icraya düşmesine yol açan davacı, bu ihmali nedeniyle yapılmış olan icra giderlerini ve hükmün kesinleşmesinden sonra geçen sürede işleyecek faizi isteyemez. Çünkü sözü edilen giderlerle davalının eylemi arasında uygun sebep sonuç bağı yoktur. Mahkemece yapılacak iş, icra giderleri ile hükmün kesinleşmesinden sonra işlemiş olan faize ilişkin istek bölümünün hesaplanıp reddine karar vermekten ibarettir. Bu ilkelere aykırı düşüncelerle istemin tümünün hüküm altına alınmış olması doğru görülmemiş kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
b) Dava sağlık hizmeti dolayısıyla verilen zarar nedeni ile müteselsil sorumlu devletin ödediği tutarın diğer sorumlu davalıya rücuuna ilişkindir.
Rücunun amacı, birlikte sorumlular arasında hakkaniyete göre denge kurmaktır. BK"nın 50. maddesi (TBK m. 61) hakimin takdirini esas almıştır. Anılan madde buyruğuna göre ilgililerin birbirine karşı rücu hakları olup olmadığını ve varsa kapsamını hakim takdir edecektir. Bu madde, her ne kadar birden çok kimselerin ortak kusurlarıyla zarar oluşturmalarını düzenlemiş ise de onu izleyen 51. maddedeki birden çok kişilerin değişik hukuksal nedenlerden sorumluluğunda da belirtilen kural geçerlidir. Öyleyse çok tipli teselsülde de hakim rücu kapsamını takdir durumundadır.
Kusur kapsam belirlemede etkin ise de hakkaniyet de onunla birlikte değerlendirilmesi gereken önemli öğelerdendir.
Somut olayda, açıklanan yönler ve dava konusu olayın gerçekleşme biçimi, çalışma koşulları, iş yoğunluğu gözetilerek, tahsiline karar verilen zarar miktarından BK 43-44 maddeleri (TBK. madde 51-52) gereğince uygun bir miktarda hakkaniyet indirimi yapılması gerekirken, açıklanan hususun gözetilmemiş olması da bozma nedenidir. Kararın bu nedenle de bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın, yukarıda (2/a,b ) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA, davacının tüm, davalının diğer temyiz itirazlarının ilk benteki sebeplerle reddine ve davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.