Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/13453
Karar No: 2018/1621
Karar Tarihi: 26.02.2018

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2016/13453 Esas 2018/1621 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2016/13453 E.  ,  2018/1621 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

    Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı ,ilgili adreste yer alan iki katlı binanın sahibi olduğunu, 09.07.2010 tarihinde gece saat 01:00 sularında davalı kurum tarafından işletilen trafoya bağlı şebeke dağıtım hattında gerilim kablosunun kopması sonucu kendisine ait konutta yangın çıktığını, yangının çıktığı ve etkisini gösterdiği alanın ailesi ile konut olarak kullandığı bağımsız bölümün ikinci katı olduğunu, bu bölümün kiler olarak kullanıldığını, ayrıca burasının arıcılıkla uğraşması nedeniyle bu faaliyetiyle ilgili malzemelerin de muhafaza edildiği bir yer olduğunu, yangın nedeniyle bu alanda yer alan ve ekonomik kıymete haiz bulunan malzemelerin telef olduğunu, ayrıca devam eden inşaata ait çatının ve duvarların zarar gördüğünü, yangından ötürü eşi ve çocuklarının da yaşadıkları korku ve endişe ile yangın sonrasında yaşadıkları olumsuz süreçten ötürü üzüldüklerini ileri sürerek, konutunda çıkan yangından ötürü uğradığı 1.000 TL manevi tazminat ile ve fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak şimdilik 7.500 TL (ıslahla 23.104,00 TL) maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı, davaya konu kazanın meydana geldiği 283721 referans numaralı abonenin şirketlerinin kayıtlarında Menderes Arık adına kayıtlı olduğunu, mevcut aboneliğin tek katlı müstakil çatısız ev için olduğundan şebeke bağlantılarının duvar konsolundan standartlara uygun şekilde tesis edilmiş iken, şirketlerinden habersiz olarak mevcut evin üzerine ikinci bir kat çıkıldığını ve ikinci kata elektrik tesisi çekilmek istenildiğini, yangının 2.kat için çekilen elektrik kablosunun çatı içerisinde yapılan kablo ekinden kaynaklanmış olması ve alevlere maruz kalan kablo izolesinin yanarak soyulması neticesinde soyulmanın şebeke bağlantısına kadar ilerlemesi, izolesi açık olan elektrik kablosunun şebekede kısa devre yaparak çıkmış olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, şebekeden kaynaklanan bir arızanın olmadığını, talep edilen tazminatın fahiş olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; davanın kabulüne yönelik olarak verilen kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi neticesinde Dairemizin 13.02.2014 tarih ve 2013/17835 E.-2014/2100 K.
    sayılı ilamı ile ‘’...mahkemece, öncelikle davacının meydana gelen yangın olayında müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınması, daha sonra konusunda uzman bilirkişi heyetinden varsa müterafik kusuru da dikkate alınarak davacının zararına ilişkin rapor hazırlatılarak sonucu dairesinde hüküm tesisi gerekirken, karar vermeye elverişli olmayan yetersiz bilirkişi raporlarına dayanarak yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı ...’’ gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
    Mahkemece,bozma ilamına uyularak yapılan yargılama neticesinde ise,davanın kabulü ile, 1.000 TL manevi tazminatın yangın tarihi 09/07/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine; toplam 23.104,00 TL maddi tazminatın 7.500 TL’ sinin yangın tarihi 09/07/2010 tarihinden, bakiye 15.604,00 TL"nin ise ıslah tarihi olan 10/04/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş,hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava;davacıya ait binada ,davalıya ait elektrik hattından çıktığı iddia edilen yangından kaynaklı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Kural olarak, bozma kararına uyulmakla; orada belirtilen biçimde işlem yapılması yolunda, lehine bozma yapılan taraf yararına kazanılmış hak, aynı doğrultuda işlem yapılması yolunda mahkeme için zorunluluk doğar. Öte yandan, bozma kararı dışında kalan yönler ise kesinleşir.
    Belirtilmelidir ki; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlanan bu olgu mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirmektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Y.İ.B.K.).
    Bu ilke kamu düzeni ile ilgili olup, Yargıtay"ca kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Hakimin değişmesi dahi açıklanan bu hukuki ilkeye etki yapamaz.
    Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olaya bakılacak olur ise;mahkemece Dairemizin 13.02.2014 tarih ve 2013/17835 E.-2014/2100 K. sayılı bozma ilamı uyulmuş ise de,bozma gereğinin tam olarak yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
    Nitekim,bozma ilamında açıkça vurgulandığı üzere,hükme esas alınan bilirkişi raporlarının hüküm kurmaya elverişli olmadığı,zira,davalı kurum, söz konusu kazanın meydana gelmesine izinsiz olarak ve sonradan kat ilave etmek kaydıyla bizzat davacının sebebiyet verdiğini belirttiğinden ve alınan 15.12.2011 tarihli bilirkişi raporunda ise, davacının evinin üzerine kat çıktığı ve yangında hasar gören yerin kaçak olup olmadığı, zararın meydana gelmesinde davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı incelenmediğinden ,bu raporun hükme esas alınamayacağı açık olarak belirtilmek suretiyle, mahkemece konusunda uzman üç kişiden oluşan bilirkişi heyetine yeniden inceleme yaptırılarak olayda davacının müterafik kusuru olup olmadığı hususunun araştırılması suretiyle ayrıntılı ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınarak zarar miktarının tespiti gerektiği belirtilmiştir.Ancak,mahkemece,bozma ilamı sonrasında bozma ilam gereği dosyanın alanında üç kişilik bilirkişi heyetine tevdi edilmesi suretiyle, zararın meydana gelmesinde davacının müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı yönünde rapor alınması gerekirken,dosya yeniden önceki 15.12.2011 tarihli bilirkişi heyetine tevdi edilerek ek rapor alınması suretiyle hüküm tesisi yoluna gidilmiştir.Ne var ki,alınan bu ek raporun bozma ilam
    gereğini karşılar nitelik ve nicelikte olmadığı sabit olduğu gibi,bu ek raporun ayrı bir alanında uzman üçlü heyetten alınmadığı da açık olmakla,söz konusu 24.08.2015 tarihli ek rapora göre hüküm tesisi edilemeyeceği kuşkusuz olmakla,bu husus bozmayı gerektirmektedir.
    2-Bundan ayrı olarak,mahkemenin bozma öncesinde tesis ettiği 19.03.2013 tarihli kararında davacı lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı üzerinden ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmediği ve bu kararın da davacı vekili tarafından bu noktadan temyiz edilmediği sabit olmakla,mahkemece bozma ilamı sonrası tesis edilen hükümde davacı vekili lehine belirlenen manevi tazminat bedeli üzerinden ayrı bir vekalet ücretine hükmedilmesi davalı lehine bu yönde oluşan usuli müktesep hakkın ihlali niteliğinde olduğundan bu husus da doğru görülmemiş,bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ:Yukarıda birinci ve ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi