
Esas No: 2017/5165
Karar No: 2020/4700
Karar Tarihi: 16.09.2020
2863 sayılı Kanuna aykırılık - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2017/5165 Esas 2020/4700 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
2863 sayılı Kanunun 23/a maddesinde, korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıklarının örnekleme yoluyla sayıldığı, sayılanlar içerisinde, “halkın sosyal hayatını yansıtan insan yapısı araç ve gereçler dahil, bilim, din ve mihaniki sanatlarla ilgili etnoğrafik nitelikteki kültür varlıkları” nın da yer aldığı, 2863 sayılı Kanunun 23/a maddesi kapsamında korunması gerekli değer taşıyan tüm kültür ve tabiat varlıkları gibi etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının da tasnif ve tescile tabi olduğu, tasnif ve tescile tabi olmayan varlıkların zaten 2863 sayılı Kanunun konusu dışında kaldığı ve bunlar üzerinde serbestçe tasarrufta bulunulabileceği, anılan Kanun kapsamına giren kültür ve tabiat varlıklarının bulundurulmasının, alınıp satılmasının ise serbest olmayıp, kanun ve yönetmeliklerde düzenlenen birtakım koşulların gerçekleşmesine bağlı bulunduğu;
Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıklarının Tasnifi, Tescili ve Müzelere Alınmaları Hakkında Yönetmeliğin 10/1. maddesine göre, 2863 sayılı Kanunun 25/1. maddesi uyarınca tasnif ve tescile tabi tutulan korunması gerekli etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarından, “müzelere alınması gerekli görülmeyenler” ile “bu nitelikte olup da sahiplerince müzelere satılmak istenmeyen” taşınır kültür varlıklarının, “Tescile Tabi Taşınır Kültür ve Tabiat Varlığı Belgesi” düzenlenerek iade edileceği, belirtilen şekilde sahiplerine iade olunan etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının hukuka uygun olarak bulundurulmasının mümkün olduğu, dolayısıyla, 2863 sayılı Kanunun 24/2. maddesinde yer alan, “etnoğrafik mahiyetteki kültür varlıklarının yurt içinde alımı, satımı ve devri serbesttir” cümlesinin tek başına değil, kanunun bütünü ve kanuna dayanılarak çıkartılan yönetmeliklerdeki düzenlemeler birlikte değerlendirilmek suretiyle yorumlanması gerektiği;
Bu çerçevede somut olay ele alındığında; olay günü aracına yakıt almakta olan sanığın açık olan araç kapısından dava konusu 1 adet kılıç, 2 adet metal tas ve 1 adet metal çanın kolluk kuvvetleri tarafından görülmesi üzerine sanığa sorulduğunda, sanığın, eserlerin dedesinin dedesinden kaldığını, hatıra amacıyla evine götürdüğünü beyan ettiği, mahkemece hükme esas alınan ve davanın tarafı konumundaki Müze Müdürlüğünde görevli arkeologlar tarafından düzenlenen 28/10/2014 tarihli raporda, dava konusu eserlerin 2863 sayılı Kanun kapsamında etnoğrafik eser olduklarının, yurtiçinde alım satımlarının serbest olup, yurt dışına çıkarılmalarının yasak olduklarının belirtildiği anlaşılmakla,
Dava konusu eserler üzerinde, üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumları itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgisi, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan, yani 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı olup olmadıkları tespit edilerek, sonucuna göre anılan Kanunun 70. maddesi gereğince sanığın durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik inceleme ile hüküm tesisi,
Kabule göre de;
2863 sayılı Kanunun 23. maddesi kapsamında müzelik değer taşıyan, tasnif ve tescile tabi taşınır kültür varlıklarının, aynı Kanunun 75. maddesi uyarınca Müze Müdürlüğüne teslimine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, TCK’nın 54. maddesi gereğince müsaderelerine de hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA; 16/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.