23. Hukuk Dairesi 2015/4202 E. , 2016/5386 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 22.12.2014 gün ve 3147 Esas, 8357 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Davacılar vekili, müvekkilleri arsa sahipleri ile davalı yüklenici arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşme gereği davalının bir takım yükümlülüklerini yerine getirmediğini, ihtarname ile uyarıldığını ancak, uyarılara rağmen sözleşme hükümlerine riayet etmediğinden ve hukuken teslim şartı olan iskân raporunu da almadığından sözleşmenin 3. sahifesindeki “İnşaatın başlaması ve tapuların bağımsız bölümlerinin devri ” bölümünün 3. maddesinde; “ ...6 ay içerisinde iskân alınmadığı takdirde müteahhit arsa sahiplerine her ay için her bağımsız bölüm için 400,00 TL kira ödemeyi taahhüt eder...” hükmü çerçevesinde cezai şart ödemesinin gerektiğini, yapılan takibin, alınmayan iskân nedeniyle aylık 400,00 TL üzerinden 3 daireye ait 26.02.2009 - 26.02.2011 tarihleri arasındaki 31.392,00 TL (faizli) cezai - tazminat alacağı olduğunu, davalı vekilinin itiraz dilekçesinde belirttiği gibi bir kira alacağı olmayıp, şartı ceza olan tazminat alacağı olduğunu, 26.02.2009 tarihine kadar olan aynı konudaki cezai alacağın,...4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/ 439 Esas, 2010/1220 Karar sayılı kararı doğrultusunda tahsil edildiğini, uyuşmazlığın eser sözleşmesinden kaynaklandığını, mevcut sözleşme gereği davalının dairelerinin tesliminin iskân koşuluna bağlanmış olduğunu, yüklenicinin iskân almadığı sürece inşaatın tamamlanmış sayılmayacağını ve temerrütten kurtulamayacağını, dolayısıyla hukuken geçerli bir teslimin varlığından söz edilmeyeceğini, bu nedenle davalının itirazının haksız ve kötüniyetli olduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile %40 icra inkar tazminatının tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafa bu sözleşme gereği teslimi gereken dairelerin teslim edildiğini, davacı tarafın hiçbir ihtirazi kayıt sunmadan daireleri teslim aldığını, daireleri teslim alan davacı tarafın burayı halen kullandığını, ortada davacı taraf için oluşmuş bir zarar olmadığını, müvekkilinden tazminat talep edildiğini, davacı vekilinin iskânın alınamamasından dolayı oluşan zarardan bahsettiğini, zararın ne olduğunun anlaşılamadığını, iskânın davacı tarafın kusurundan alınamadığını, vergi borçlarını ödemediğini, belediyeye yanlış beyan verdiğini, iskânının gecikme nedeninin karşı tarafın hata ve kusuru olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında akdedilen 15.02.2006 tarih ve 2773 yevmiye nolu arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesindeki, inşaat ruhsatının alındığı tarihten itibaren 10 ay sonra inşaatın oturma izni alma aşamasına
getirilmesinde, mücbir sebepler dışında ve yüklenicinin elinde olan sebeplerden dolayı gecikme olduğu takdirde, yüklenicinin arsa sahiplerine ait bağımsız bölümlerin her biri için ilk yıl her ay için 600,00 TL arsa sahiplerine ödemeyi taahhüt ettiği, kira parası cezai şart niteliğinde olduğu gibi, inşaat oturma izni alma aşamasına geldiği zaman, bu aşamada 3 ay içinde oturma izni (iskân) alma talebi yapılmadığı zaman, 6 ay içinde iskân alınmadığı takdirde, müteahhidin arsa sahiplerine her ay için, her bağımsız bölüm için 400,00 TL ödemeyi taahhüt ettiği, kira parasının da cezai şart niteliğinde olduğu, iskân başvurusunun yapılmış olduğu ve belediye teknik elemanları tarafından düzenlenmiş bulunan Yapı Kontrol Formunda "binanın iskân alınmasında mimari ve tesisat yönünden mahsur bulunmadığının" tespit edildiği, ancak dosyada iskânın iznine rastlanılmadığı, iskân izninin alınmamış olması nedeniyle davacı talebinin yerinde olduğu kanaatine varıldığı, ... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 04.06.2013 tarih ve 2013/521 Esas, 2013/262 Karar sayılı kararı gereğince, borçlunun, ruhsat tarihi : 08.09.2006 + 10 ay inşaat süresi + 6 ay iskan süresi = 08.01.2008 tarihinde temerrüde düştüğü, 16.02.2009 tarihine kadar geçen 13 ay 17 gün için (400,00 TL x 13 ay = 5.200,00TL + 400,00 TL x 17 / 30 gün = 226,66 TL) = 5.426,66 TL x 2 daire = 10.853,32 TL tutarında birikmiş cezai şart bedeli ile ilgili talebin kabulüne karar verildiği, kararın kesinleştiği, işbu davada, 24 aylık süre için 3 daireye her ay 400,00 TL hesabı ile 28.800,00 TL asıl alacak istense de, ... 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin alınan dosyasında yer alan Yargıtay ilamında da belirtildiği üzere 11 nolu dairenin takipten önce başkasına devredilmiş olduğundan, davacının bu daire ile ilgili kira tazminatı isteyemeyeceği kanaatine varıldığı, 2 daire için 24 aylık süre yönünden aylık 400,00 TL hesabı ile davacının davalıdan 19.200,00 TL talep edebileceği, takipten önce davalının temerrüde düşürüldüğüne ilişkin bir ihtara dosyada rastlanılmadığı, bu nedenle işlemiş faiz talep edemeyeceği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulü ile davalının, ... 7. İcra Müdürlüğü"nün 2011/5431 Esas sayılı dosyasında itirazının kısmen iptali ile takibin 19.200,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, işlemiş faizin ve fazlaya ilişkin isteminin reddine, takipten itibaren yasal faiz yürütülmesine dair verilen kararın davalı vekilince temyizi üzerine Dairemizin 22.12.2014 gün, 3147 esas ve 8357 karar sayılı ilamı ile bozulmuştur.
Bu kez, davacılar vekili karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında belirtilen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 3,20 TL harç ve takdiren 261,00 TL para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 14.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.