3. Hukuk Dairesi 2018/619 E. , 2018/1605 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kiralananın tahliyesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hüküm, süresi içinde davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmiştir.
Davanın niteliği gereği duruşma isteğinin reddiyle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz isteğinin incelemesinin evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacılardan ... ile davalı arasında 01.05.2008 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi bulunduğunu, davacılardan ..."ın ise dava konusu kiralananın maliki olduğunu ve halen aynı apartmanda bulunan 80 m2 "lik davacılardan ..."a ait bir diğer dairede oturduğunu, evlendiğini ve bir çocuğu olduğunu, bu nedenle yaşadıkları konutun ihtiyaçlarını karşılamadığını, aynı apartmanda davacı ..."a ait 175 m2"lik başka bir konut da bulunmadığını belirterek davalının kiralanandan ihtiyaç nedeni ile tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, ihtiyacın samimi olmadığını, pek çok ailenin 80-85 m2 evlerde yaşadığını, son olarak davalı ..."a ait sekiz numaralı konutun boşalmasına rağmen başka birine yeniden kiraya verildiğini, davacıların amacının kira bedelini artırmak olduğunu belirterek davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davacı ..."ın taşınmazın bulunduğu apartmanda başkaca taşınmazları olması ve diğer taşınmazlar boş iken yeniden kiraya verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu kapsamda konut ihtiyacı talebinin samimi olmadığından davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6098 Sayılı TBK’nun 350/1. maddesi uyarınca ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak davalarda dava hakkı kural olarak kiraya verene aittir. Ancak kiraya veren durumunda olmayan malikin de bu davaları açabileceği içtihaden kabul edilmiştir. Kiralanan paylı mülkiyete konu ise pay ve paydaş çoğunluğunun sağlanması, elbirliği halinde mülkiyete konu teşkil ediyorsa tüm ortakların davaya katılmaları gerekir. Bu koşullar birlikte dava açma şeklinde gerçekleşebileceği gibi bir paydaş tarafından açılan davaya sonradan diğer
paydaşların onaylarının alınması şeklinde de sağlanabilir. Elbirliği mülkiyetinde, ortakların davaya katılmaları sağlanamaz ise miras bırakanın terekesine temsilci atanması sağlanarak temsilci huzuruyla dava yürütülür. Dava hakkına ilişkin olan bu hususların mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerekir.
Kimlerin ihtiyacı için tahliye davası açılabileceği TBK’nun 350. maddesinde sınırlı olarak sayılmıştır. Sözü edilen madde hükmüne göre kiraya veren veya kiraya veren durumunda olmayan malik ancak kendisinin, eşinin alt soyu ve üst soyunun veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut (veya işyeri) ihtiyacı için dava açabilir.
İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arzetmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir.
Somut olayda; Davacı ... ile davalı arasında 01.05.2008 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesine göre 7 numaralı konutun kiralandığı hususunda uyuşmazlık bulunmadığı gibi davacı ..."un kirayaveren, diğer davacı ..."ın ise malik sıfatı ile ihtiyaç nedeni ile kiralananın tahliyesini istemelerinde bir usulsüzlük bulunmamaktadır. Dosyaya gelen tapu kayıt örneklerinden 6 ve 16 numaralı konutun ..., 7 numaralı dava konusu konutun ise Aran adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davacılar vekili temyiz dilekçesinde; davacılardan Aran"ın ihtiyacını karşılamayan 6 numaralı konuttan çıkarak başka bir konutu kiraladığını bildirmiş, dosyada bulunan kira sözleşmesine göre 6 numaralı dairenin 01.04.2016 tarihinde üçüncü kişiye kiralandığı tespit edilmiştir. Mahkemece 8 numaralı daireye ilişkin tapu kaydı celp edilip tapu malikinin kim olduğu araştırılmadığı gibi, konutun ne zaman kiraya verildiği ve davacılardan Aran"ın ihtiyacını karşılayıp karşılayamayacağı hususları da araştırılmamıştır. Bu durumda Mahkemece yapılacak iş; eksik tapu kaydı ve kira sözleşmeleri celp edilerek, davacılara ait konutlarda gerekirse yeniden keşif yapılarak, 8 numaralı konutun davacı ... adına kayıtlı olup olmadığı tespit edilmeli malikinin davacı ... olduğunun anlaşılması halinde ihtiyacını karşılayıp karşılayamayacağı hususu üzerinde durulmalı; davacı ..."ın 6 numaralı konuttan da çıkarak başka bir konutu kiraladığı ve dinlenen davacı tanıklarının ihtiyaç iddiasını doğruladıkları da gözetilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince karar tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.02.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.