21. Hukuk Dairesi 2017/685 E. , 2017/7178 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Davacılar, murisinin iş kazası sonucu ölümünden doğan manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün davacılar ile davalılardan .... vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlerle temyiz kapsam ve nedenlerine göre; davacılar ve temyiz eden davalı.... aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazası sonucunda vefatı nedeniyle yakınlarının manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalılar .... Şti. ve ... açısından kusurları bulunmadığından bahisle davanın reddine, diğer davalılar ....e .... açısından davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki kayıt ve belgelerin incelenmesinden, aynı olaya dair yapılan ceza yargılaması sonucu verilen kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiği, ceza dava dosyasında olayın meydana gelişinin "sürücü.... çalışan işçileri taşıyan servis şoförü olarak çalıştığı, sanığın olay günü saat 22.15 sularında vardiyadan çıkan işçileri alıp ... istikametine döndüğü, trafiğin yoğunluğu nedeniyle sanığın anayol güzergahını kullanmayarak çoğu zaman tercih etmiş olduğu ana yola paralel yan yoldan ..... istikametine doğru seyrettiği, sanığın tercih ettiği bu yolun dar bir yol olduğu, aydınlatmanın bulunmadığı, görüşün araç farıyla sağlandığı, yol genişliğinin yaklaşık 7,5 metre olduğu, yolun daraldığı yerde bu mesafenin 5,9 metre civarına düştüğü, sanığın bu yolda yaklaşık 70 km hızla seyrettiği, Narkent Sitesinin bulunduğu yerden anayola çıkacağı sırada yolun sol tarafına doğru yanaştığı, bu sırada yolun solundaki Karayolları ekiplerince yapılan bariyerleri geç farkederek aracın ön tarafını çarpmaktan kurtarmasına rağmen arka tekerlerin bu bariyerlere çarpmasına engel olamadığı..." şeklinde kabul edildiği, olayda bahsedilen işçiler arasında murisin de bulunduğu, murisin işvereni olan davalı .... Şti."nin 08/03/2010 tarihli sözleşme ile personelin servisle taşınması işini dava dışı ..."a ait şahıs firmasına verdiği, servis aracı malikinin davalı ... olduğu, yine davalı Karayoları Genel Müdürlüğü"nün cevap dilekçesinde açıklandığı gibi Karayoları Genel Müdürlüğü"nün yargılamaya konu trafik iş kazasının meydana geldiği kesimdeki bir kısım yol işlerini ihale ile davalı Açık İnş. San. Tic. Ltd. Şti."ne verdiği anlaşılmaktadır.
Yargılamaya konu ihtilafın sağlıklı biçimde çözülmesi için asıl işveren-alt işveren kavramlarının açıklanmasında fayda bulunmaktadır.
4857 sayılı Kanun"un 2.maddesine göre bir iş sözleşmesine dayanarak çalışan gerçek kişiye işçi, işçi çalıştıran gerçek veya tüzel kişiye yahut tüzel kişiliği olmayan kurum ve kuruluşlara işveren, işçi ile işveren arasında kurulan ilişkiye iş ilişkisi denir.
İş Kanunu"nun 2.maddesinin 7.fıkrasına göre bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin yardımcı işlerinde veya asıl işin bir bölümünde işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerde iş alan ve bu iş için görevlendirdiği işçilerini sadece bu işyerinde aldığı işte çalıştıran diğer işveren ile iş aldığı işveren arasında kurulan ilişkiye asıl işveren-alt işveren ilişkisi denir. Bu ilişkide asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerinden alt işveren ile birlikte sorumludur.
4857 sayılı Kanun"un 2/7.maddesi ile işçilerin İş Kanunu"ndan, sözleşmeden ve toplu iş sözleşmesinden doğan hakları koruma-güvence altına alınmak istenmiştir. Aksi halde, 4857 sayılı Kanun"dan kaynaklanan yükümlülüklerinden kurtulmak isteyen işverenlerin işin bölüm veya eklentilerini muvazaalı bir biçimde başka kişilere vermek suretiyle yükümlülüklerinden kaçması mümkün olurdu.
Asıl işveren ile alt işverenin birlikte sorumluluğu "müteselsil sorumluluktur". Asıl işveren, doğrudan bir hizmet sözleşmesi bulunmamakla birlikte İş Kanunu"nun 2. maddesinin 6. fıkrası gereğince alt işverenin işçilerinin iş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle uğrayacakları maddi ve manevi zarardan alt işveren ile birlikte müteselsilen sorumludur. Bu nedenle meslek hastalığına veya iş kazasına uğrayan alt işverenin işçisi veya ölümü halinde mirasçıları tazminat davasını müteselsil sorumlu olan asıl işveren ve alt işverene karşı birlikte açabilecekleri gibi yalnızca asıl işverene veya alt işverene karşı da açabilirler.
Öte yandan asıl işveren ile alt işveren arasında yapılan sözleşme ile iş kazası veya meslek hastalığına bağlı maddi ve manevi tazminat sorumluluğunun alt işverene ait olduğunun kararlaştırılması; bu sözleşmenin tarafı olmayan işçi veya mirasçıları bağlamaz.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay bakıldığında, davalı .... Şti. ile dava dışı...rasında asıl işveren - alt işveren ilişkisi bulunduğu gibi, diğer davalılar ... ile davalı A..... arasında da diğer davalılarınkinden ayrı bir asıl işveren - alt işveren ilişkisi bulunmaktadır. Buna göre davalılar .... Şti. ile ..."nün de hüküm altına alınan tazminatlardan sorumlu tutulmaları gerekirken oluşa uygun olmayan bilirkişi kusur raporu hükme esas alınarak adı geçen davalılar hakkında davanın reddine karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular nazara alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacılar ve davalı .... bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacılar ile davalılardan ..... iadesine
03/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.