7. Hukuk Dairesi 2013/18369 E. , 2014/7894 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Trabzon 1. İş Mahkemesi
Tarihi : 10/05/2013
Numarası : 2010/980-2013/555
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı K.. Şirketi vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı Kaytrans Şirketinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı, iş akdinin 16.04.2007 tarihinde işveren tarafından sonlandırıldığını, haklarını talep etmesi üzerine kendisinden belge imzalamasının istendiğini, almadığı bedele ilişkin belge imzalamayacağını söylemesi üzerine işten çıkartıldığını, işten çıkartılırken tazminatlarının ödeneceğinin söylendiğini, ancak hiçbir alacağının kendisine ödenmediğini, çalışma süresi boyunca aynı işi yapmasına rağmen aynı işverenlere ait davalı şirketler üzerinden sigortalı gösterildiğini ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalılar, davacının 12.03.2005 çalışmaya başladığını, 16.04.2007 tarihinde davacının davalı şirket yetkililerine gelerek işten ayrılmak isteğini, kendisine araba alacağını ve kendi arabası ile çalışacağını beyan ettiğini, bu beyanı doğrultusunda işten kendi isteğiyle ayrıldığını, davacının işten ayrılıp Yiğit Nakliyat sahipleri ile ortak araç aldığını, kendine ait araçla çalışmaya başladığını, 2007 yılında işten ayrılan davacının 3 yıl sonra dava açmasının kötü niyetli olduğunu bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, günün ekonomik koşulları değerlendirildiğinde geçimini bu işle sağlayan davacı işçinin hiçbir neden yokken tazminatlarından yoksun kalacak biçimde iş akdini kendiliğinden sonlandırmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı gibi davalı işverenin bu yöndeki savunmasını da ispatlayamadığı anlaşıldığından davacının iş akdinin haksız ve önelsiz olarak davalı işveren tarafından fesih edildiği kabul edilerek, davacının kıdem ve ihbar tazminatı talep etme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı iş akdinin işveren tarafından feshedildiğini ileri sürerken davalılar, davacının işi kendisinin feshettiğini savunmaktadır. Mahkemece davacının iş akdinin davalılar tarafından haksız feshedildiği kabul edilmiş ise de davacı tanığı Ömer Haldız; olay günü davacının kullandığı tırın yükleme için beklediği sırada başka bir tıra yükleme yapılması nedeniyle davacı ile davalı şirket yetkilileri arasında tartışma yaşandığını, hangi tırın önce geldiğini bilmediğini, davacının itiraz etmesi üzerine davalı şirket yetkilisinin çalışma şartlarının bu olduğunu, işine gelmeyenin çıkıp gidebileceğini söylediğini, bunun üzerine işi bıraktıklarını, olaydan iki saat sonra işe devam etmelerinin istendiğini, ancak kabul etmediklerini beyan etmiştir. Davacı tanığının bu beyanı karşısında iş akdinin davacı işçi tarafından feshedildiği sabittir. Fesih tarihinde davacının ulusal bayram genel tatil alacaklarının ödenmediği Mahkemenin de kabulünde olup iş akdinin davacı işçi tarafından geniş anlamda ücret alacağının olması nedeniyle haklı nedenle feshedildiği kabul edilmelidir. Davacı işçi iş akdini haklı nedenle dahi feshetse ihbar tazminatı hak edemez. Bu nedenle davacının ihbar tazminatı talebinin reddi gerekir. Davalı taraf dosyaya ibraname sunmuş olup ibranamenin üst kısmında başka bir işçinin isminin bulunduğu, ayrıca davacıya kıdem tazminatı ödendiği belirtildiğinden davalıların savunması ile ibranamenin çeliştiği anlaşılmakla bu ibraname gereğince davacıya kıdem tazminatı ödendiği kabul edilemez. Davalı davacıya kıdem tazminatı ödediğini de başka bir ödeme kaydı ile ispat edememiştir. Bu nedenle davacının kıdem tazminatı talebinin kabulü, ihbar tazminatı talebinin reddi gerekir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3-Mahkemece davalıların zamanaşımı savunması nedeniyle davacının yıllık izin ücretine dava dilekçesindeki miktarla sınırlı kabul edildiği anlaşılmakta ise de davacının yıllık izin talebinin dava dilekçesinde 50,00 TL olmasına rağmen 100,00 TL yıllık izin ücretinin hüküm altına alınması isabetsiz olmuştur.
4-Davacı ve davalı tanıkları uluslararası tır şoförü olan davacının Avrupa ülkelerine sefer yaptığını ve Avrupa’da cumartesi Pazar günleri tır kullanma yasağı olması nedeniyle hafta tatillerinde çalışılmadığını beyan etmişlerdir. Hükme esas alının bilirkişi raporunda da tanık beyanlarına göre davacının hafta tatillerinde çalışmadığı kabul edilmiş, Mahkemenin aksi kanaatte olması ihtimaline binaen hesaplama yapıldığı belirtilmiştir. Davacının hafta tatili çalışması olmadığı anlaşılmakta olup talebin reddi gerekirken kabulü yerinde değildir.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Kaytrans Şirketine iadesine, 10.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.