7. Hukuk Dairesi 2013/18343 E. , 2014/7892 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Çorum 1. İş Mahkemesi
Tarihi :26/03/2013
Numarası :2010/579-2013/327
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı, davalı tarafından kendisine hakaret edilerek iş akdinin feshedildiğini, işyerinden dışarı çıkartılarak bir daha işyerine alınmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil, hafta tatili ve asgari geçim indirimi alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı, davacının işten çıkarılmadığını, kendisinin mesai saatleri içinde önlüğünü çıkararak işyerini terk ettiğini ve bir daha işe dönmediğini; Çorum 2.Noterliği 15.07.2010 tarihli ihtarnamesi ile işe dön ihtarında bulunulduğu, ancak işverene ve SGK kayıtlarına yanlış adres bildirdiğinden tebligatın ulaşmadığını, daha sonra yakınlarından öğrenilen doğru adresine ihtar gönderildiğini, davacının işe dönmediğini; İş Kanunu gereği işçinin kendiliğinden işi bırakması durumunda kıdem ve ihbar tazminatı talep edemeyeceğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporu ile dinlenen davacı tanıklarının "davacının, patronun oğlu ile tartıştığı, daha sonra patronun oğlunun davacıyı işten kovduğuna" ilişkin beyanları ile davalı tanıklarının da beyanlarında patronun oğlu ile davacı arasında olan tartışmayı doğruladıkları, ancak davacının işi bırakarak ayrıldığını beyan ettikleri, davalı tanığı A.. T.."nin beyanında işverenin davacıya bir hesap fişinin nerede olduğunu sorduğunu, daha sonrasında davacının sinirlenerek bardağı yere fırlatıp iş yerini terk ettiğini beyan ettiği, davalı vekilinin delil olarak bildirdiği Çorum 2. Asliye Ceza Mah."nin 2011/258 Esas sayılı dosyasının sanığının işyeri çalışanlarından Ö.. U.. olup, dosya içeriğinde davacı hakkında herhangi bir iddia bulunmadığı, yine davacı hakkında yapılan suç duyurusu üzerine Çorum C.Başsavcılığı tarafından takipsizlik kararı verildiği, kural olarak işverenin iş akdinin fesih sebebini değiştiremeyeceği ve fesih nedeni olarak devamsızlık nedenine dayandığı, dinlenen tüm tanıkların davacı ile işveren arasındaki tartışmayı doğruladığı, tanıkların beyanı arasındaki uyumsuzluğun iş akdinin işçi veya işverenden hangisi tarafından sonlandırıldığı konusunda olduğu, davacının, davalı işyerinde 12 yıldan fazla kıdemi bulunduğu, sebepsiz ve tazminat haklarından vazgeçecek şekilde devamsızlık yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, tüm bu hususlar birlikte düşünüldüğünde; davacının, davalı işverenle yapmış olduğu tartışma sonrası işten çıkartıldığı, güveni kötüye kullanma iddiasını doğrulayacak herhangi bir delil bulunmadığı, bu nedenlerle davacıya kıdem ve ihbar tazminatı ödenmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı ile davalı işyerinde çalışan davalı işverenin oğlu arasında tartışma olduğu tanık beyanları ile sabit olup davacı tanıkları iş akdinin davalı tarafından feshedildiğini ileri sürmüşlerse de davacı tanıklarının davalıya karşı davalarının olması nedeniyle husumetli tanık beyanlarının hükme esas alınamayacağı anlaşılmaktadır. Davalı tanıkları iş akdinin davacı tarafından tartışma üzerine işyerini terk ettiğini beyan etmişler, davalı tanığı A.. T..; işverenin davacıya bir hesap fişinin nerede olduğunu sorduğunu, daha sonrasında davacının sinirlenerek bardağı yere fırlatıp işyerini terk ettiğini beyan etmiştir. Bu durumda davacının iş akdinin davacı işçi tarafından feshedildiği kabul edilmelidir. Davalı tanık beyanları dikkate alındığında dahi davacının fazla çalışma, genel tatil ve hafta tatili ücreti alacakları olduğu anlaşılmakta olup davacının iş akdini geniş anlamda ücret alacakları olması nedeniyle haklı nedenle feshettiği anlaşılmaktadır. bu nedenle davacının kıdem tazminatı talebi kabul edilmeli, iş akdini haklı nedenle de olsa fesheden tarafın ihbar tazminatı hakkı olmadığı göz önünde bulundurularak ihbar tazminatı talebi reddedilmelidir. Yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
3- Davacı işçinin fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışması yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışması yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışma, hafta tatili ve genel tatil çalışmasının ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda; davacı fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve hafta tatili alacaklarının hüküm altına alınmasını talep etmiş olup davacı tanıklarının davalıya karşı davalarının olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda husumetli davacı tanıklarının beyanlarına itibarla davacının söz konusu alacakları hesaplanmıştır. Bu nedenle Mahkemece davacının fazla çalışma ulusal bayram-genel tatil ve hafta tatili çalışmaları karşılığı alacaklarının davalı tanıklarının beyanlarına göre değerlendirilerek ek rapor alınarak çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hazırlanan rapora itibarla hüküm kurulması hatalı olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 10/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.