7. Hukuk Dairesi 2013/17670 E. , 2014/7888 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Düzce İş Mahkemesi
Tarihi : 12/03/2013
Numarası : 2012/220-2013/171
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı-karşı davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşılmakla, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı-karşı davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı-karşı davalı, davalı-karşı davacı işyerinde 02.06.2000-15.03.2003 tarihleri ve 15.03.2004-27.09.2006 tarihleri arasında çalıştığını, işyerinde kavga çıktığını, davacının bu kavgayı ayırmaya çalıştığını fakat işverence kavgaya karıştığı düşünüldüğü için istifaya zorlandığını, yoğun baskılar sebebiyle davacının bir kısım belgeler imzaladığını, ancak bu belgeleri çekince ile imzaladığını, bu zorlamalar altında alınan belgenin geçerli olmadığını ileri sürerek kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, ulusal bayram genel tatil alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı-karşı davacı, davacı işçinin 01.11.2000 tarihinden istifa ettiği 27.09.2006 tarihine kadar aralıklarla çalıştığını, istifasını özgür iradesi ile verdiğini savunmuş, karşı dava olarak ihbar tazminatı talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, taraflar arasında görülen hizmet tespitine dair kararın onanarak kesinleştiği, her ne kadar davalı taraf iş sözleşmesinin davacının istifası ile sonlandığını ileri sürse de davacının karıştığı iddia olunan kavga olayının ardından kendisinin savunması istenilen tutanak içeriğinde olay kapsamı içeriğine göre tazminatsız şekilde işten çıkarılmasının mümkün olabileceğinin bildirildiği, bu haliyle davacının bu tutanak içeriğini imzalamaktan imtina etmesinde haklı olduğu, davalı tanık beyanlarından da davacının belirtilen ifadenin hakkında ileriye dair iş sözleşmesinin tazminat alamadan feshi bakımından olumsuzluk oluşturabileceği çekincesi ile imzalamak istemiyor iken tutanak tarihi ile aynı gün hiçbir talebi olmadan şahsi sebeplerle istifa ettiğini bildirmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu gibi mantığa uygun olmayan bir süreç olarak görüldüğü, bu haliyle davacı tarafından sunulan istifa beyanının davacının gerçek iradesini yansıtmadığı ve savunması istenilen tutanak içeriğinden de anlaşıldığı gibi davacının istifaya zorlandığı bu haliyle iş sözleşmesinin herhangi bir haklı neden olmaksızın işveren tarafından sonlandırıldığı ve davacının kıdem ve ihbar tazminatının hak ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı dava dilekçesinde davalı işyerinde 02.06.2000-15.03.2003 ve 15.03.2004-27.09.2006 tarihleri arasında çalıştığını ileri sürmüştür. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 15.03.2003-15.03.2004 tarihleri arasında çalışmadığı kabul edilmekle birlikte davacının 01.11.2000-27.09.2006 tarihleri arasında 5 yıl 10 ay 26 gün çalıştığı kabul edilerek davacının kıdem tazminatı davacının çalışmadığı kabul edilen 1 yıllık süre de ilave edilerek hesaplanmıştır. HMK’nın 26.maddesinde düzenlenen taleple bağlılık kuralı gereğince Hakim talepten fazlasına hükmedemez. Bu nedenle davacının 02.06.2000-15.03.2003 ve 15.03.2004-27.09.2006 tarihleri arasında 4 yıl 10 ay 26 gün çalıştığını kabul edilmesi gerekirken 5 yıl 10 ay 26 gün üzerinden yapılan hesaplama itibarla hüküm kurulması hatalıdır.
3-Hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yıllık izin alacağı hesaplanırken davacının 15.03.2003-15.03.2004 tarihleri arasında çalışmadığı kabul edildiği halde, davacının çalışmadığı süre de fiili çalışma süresine ilave edilerek 5 yıl için yıllık izin ücreti hesaplanması hatalıdır. Ayrıca davacının 1475 sayılı Yasa döneminde izne hak kazandığı yıllar için yıllık 12 gün izin alacağı hesaplanması gerekirken tüm çalışma süresi için 4857 sayılı Yasaya göre 14 gün üzerinden yıllık izin ücreti alacaklarının hesaplanması hatalıdır. Bu nedenle hatalı rapora itibarla hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı-karşı davacıya iadesine, 10/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.