12. Ceza Dairesi Esas No: 2019/11821 Karar No: 2020/4683 Karar Tarihi: 16.09.2020
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/11821 Esas 2020/4683 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan mahkumiyetine ilişkin karar temyiz edilmiştir. Kararda, suçun TCK'nın 179/3-2, 62, 50/1-a, 52. maddeleri gereğince mahkumiyetle sonuçlandığı belirtilmiştir. TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen \"trafik güvenliğini tehlikeye sokma\" suçu için temel ceza miktarının \"üç aydan iki yıla kadar hapis cezası\" olduğu ifade edilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin bir kararı ile kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalarda basit yargılama usulü uygulanabileceği belirtilmiştir. CMK'nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre, mahkumiyet kararı verildiği takdirde cezanın dörtte bir oranında indirileceği belirtilmiştir. Kararda TCK'nın 7. maddesi ile CMK'nın 251. maddesi hükümleri gözetilerek, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek gereği için dosyanın yeniden değerlendirilmesinin zorunlu olduğu vurgulanmıştır. Kanun maddelerinin detaylı ve açıklayıcı hali ise şu şekildedir: TCK'nın 179/3-2, 62, 50/1-a, 52. maddeleri, TCK'nın 179. maddesinin 2-3. fıkraları, CMK'nın 251. maddesi'n
12. Ceza Dairesi 2019/11821 E. , 2020/4683 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç :Trafik güvenliğini tehlikeye sokma Hüküm :TCK’nın 179/3-2, 62, 50/1-a, 52. maddeleri gereğince mahkumiyet
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığa isnat edilen eylemin, 5237 sayılı TCK"nın 179. maddesinin 2-3. fıkralarında düzenlenen ""trafik güvenliğini tehlikeye sokma"" suçuna ilişkin olduğu, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu için TCK"nın 179. maddesinin 2. fıkrasında temel ceza miktarının ""üç aydan iki yıla kadar hapis cezası"" olarak belirlendiği; 5271 sayılı CMK"nın, 17.10.2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanun"un 24. maddesi ile başlığı ile birlikte yeniden düzenlenmiş olan ""Basit Yargılama Usulü"" başlıklı 251. maddesinin 1. fıkrasında yer alan; ""Asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemeye, 7188 sayılı Kanun"un geçici 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan ""01/01/2020 tarihi itibarıyla kovuşturma evresine geçilmiş, hükme bağlanmış veya kesinleşmiş dosyalarda seri muhakeme usulü ile basit yargılama usulü uygulanmaz."" şeklindeki düzenleme ile sınırlama getirilmiş ise de; Anayasa Mahkemesinin 19.08.2020 tarihli ve 31218 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan, 25.06.2020 tarihli ve 2020/16 Esas-2020/33 Karar sayılı iptal kararı ile; ""...kovuşturma evresine geçilmiş..."" ibaresinin, aynı bentte yer alan ""...basit yargılama usulü..."" yönünden Anayasa"ya aykırı bulunarak iptaline karar verilmesi sebebiyle, kovuşturma evresine geçilmiş olan ve basit yargılama usulü uygulanabilecek dosyalar yönünden 7188 sayılı Kanun"un 5. maddesinin 1-d bendinde yer alan düzenlemenin iptal edildiği anlaşıldığından; Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümesi mümkün olmayıp, Ceza Muhakemesi Kanununda yapılan değişikliklerin ise derhal uygulanması gerekmekle birlikte, basit yargılama usulü uygulanan olaylarda CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasına göre; ""mahkûmiyet kararı verildiği takdirde sonuç ceza dörtte bir oranında indirilir."" şeklindeki düzenleme karşısında, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararının neticeleri itibariyle maddi ceza hukukuna ilişkin olduğunun ve CMK"nın 251. maddesinin 3. fıkrasında yer alan düzenlemenin sanık lehine sonuç doğurabilecek nitelikte olduğunun anlaşılması karşısında, TCK"nın 7. maddesi ile CMK"nın 251. maddesi hükümleri gözetilmek suretiyle, sanık lehine olan uygulamanın belirlenerek yerine getirilmesi ve gereği için dosyanın, ""Basit Yargılama Usulü"" yönünden yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması; Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı sair yönler incelenmeksizin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 16.09.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.