Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Müflis, iflas etmekle medeni haklardan istifade ve medeni hakları kullanma ehliyetini kaybetmiş olmaz. Sadece İİK.nun 191.maddesi gereğince iflas masasına giren hak ve mallar üzerinde tasarruf hakkını kaybeder. Bu mallar için tasarruf yetkisi iflas masasına geçer. İflas masasına dahil olmayan hususlarda tasarruf hakkını haiz olduğu gibi, şahsına bağlı hakları da kullanabilir. Bu kişilerin sonradan iflas etmeleri, şahıslarına bağlı olup, İİK.nun 16.maddesinde sözü edilen şikayet haklarını kullanmalarına engel teşkil etmez. TTK.nun 437 ve 440.maddeleri hükümlerine göre, tüzel kişilerin organları için de aynı durum geçerlidir. Bu itibarla şikayetçi şirketin icra takibinde borçlu durumunda bulunması nedeniyle İİK"nun 134.maddesine istinaden dava açma hakkı bulunmaktadır. Bu hakkın kullanılması, İİK.nun 191.maddesinde belirlendiği üzere mal üzerinde tasarruf durumunu içermediğinden, mahkemenin, anılan maddeye dayalı olarak şikayetçi müflis şirketin aktif husumet yönünden ihalenin feshi davası açma hakkınınn bulunmadığı yolundaki görüşünde isabet yoktur. O halde mahkemece şikayetin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.