4. Hukuk Dairesi 2015/4962 E. , 2016/3339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve diğeri aleyhine 22/01/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 30/09/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, basın yoluyla kişilik haklarının ihlali nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalı .. diğer davalı ... imzalı 10/07/2013 tarihli haberde aleyhinde gerçek dışı ifadelerde bulunulması suretiyle kişilik haklarının ihlal edildiğini belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
Davalı .. , basın özgürlüğü kapsamında haber yapıldığını, haberin eleştiri niteliğinde olduğunu belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu haberin devletin kurumları ile özel sektörü kavgalı göstermek, denetimlerin bir takım menfaatler karşılığı kayırmacılığa dönüştüğü algısı yaratmak ve karalama amaçlı yazıldığı, davacının kişilik haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle bir miktar manevi tazminata karar verilmiştir.
Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında .. bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
Dosya kapsamından, dava konusu haberde, özel hastane yöneticisi olup, ismini belirtmeyen birinden gelen mail aynen yazılarak, devamında; bu mailde belirtilen .. tarafından, özel hastane yetkililerine ... uygulamaları ile ilgili verilen eğitimde, katılımcılardan bir miktar ücret alınması, eğitim toplantısına davacı dahil bir kısım ... görevlilerinin de katılması ve görevlilerin vereceği eğitim için katılımcılardan ücret alınması nedeniyle ... “ ...” yönünde sorular sorulduğu anlaşılmaktadır. Şu halde, haberin veriliş tarzı ve içeriği nazara alındığında, .. tarafından yapılan eğitim organizasyonunun eleştirildiği, doğrudan davacıyı hedef alan ifadelerin olmadığının kabulü gerekir. Mahkemece, davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın kısmen kabulü doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle temyiz eden davalı ... yararına BOZULMASINA ve temyiz eden davalıdan peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.