Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/15384 Esas 2012/3974 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/15384
Karar No: 2012/3974

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/15384 Esas 2012/3974 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2011/15384 E.  ,  2012/3974 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : İstanbul 6. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 04/02/2011
    NUMARASI : 2010/388-2011/145

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
    Adi ortaklığı düzenleyen BK"nun 525. maddesinde; "Akit ile veya karar ile münhasıran şerike veya müteaddit şeriklere yahut üçüncü bir şahsa kat"i surette tevdi edilmiş olmadıkça şirket muamelelerinin idaresi bütün şeriklere aittir." hükmü yer almaktadır. Söz konusu düzenlemeye göre adi ortaklıkta, ortaklardan birisi ortaklık yani bütün ortaklar adına üçüncü kişilerle işlem yapacak olursa, ortaklar doğrudan temsil hükümlerine göre sorumlu olurlar. Bunun için işlem yapan ortağın sıfatını, yani diğer ortakları temsil ettiğini üçüncü kişiye tanıtması gerekir. Şöyle ki, işlem yapan ortak üçüncü kişiye, diğer ortakları temsil ettiğini bildirmeli ve temsil yetkisinin kendisine adi ortaklık sözleşmesi veya ortaklık kararı ile ya da herhangi bir temsil belgesi ile zımmen verildiğini göstermelidir (Poroy- Tekinalp-Çamoğlu-Ortaklıklar ve Kooperatif Hukuku, 8. baskı, s:76)
    Hukukumuzda, adi ortaklığa ilişkin hükümler, Borçlar Kanunu"nda bulunmaktadır. Anılan Yasa"nın 533. maddesinde, şirket namına ortaklardan biri tarafından yapılan işlem, temsil hükümleri uyarınca diğerlerini alacaklı ve borçlu kılacak niteliktedir. Maddenin son cümlesinde ise, idare  vazifesi verilen şerikin, bütün ortakları üçüncü kişilere karşı temsil etme hakkını haiz olduğu hususu düzenlenmiştir. BK"nun 534/3. maddesinde de, yetkili mümessil tarafından şirket nam ve hesabına borçlanılan borçtan, şeriklerin müteselsilen sorumlu olacakları öngörülmüştür.
    Takip dayanağı 12.09.2009 ve 10.10.2009  keşide tarihli çeklerin “....Şti.- .... İ,,..ve ....Şti. İş ortaklığı” ortaklarından ...Şti tarafından  “...Şti.- .. İ...ve ,,,.Şti. İş ortaklığı” lehine keşide  edildiği ve “.....Şti.- ....Şti. İş ortaklığı” adına tek imza ile alacaklı şirkete ciro yolu ile devredildiği görülmektedir.
    Taraflar arasında düzenlenen İstanbul 17. Noterliği"nin 07.12.2009 tarih ve 27901 numaralı imza sirkülerinde  "ortaklığı, H. Z.., M.. Ç.. ve M.. A.."nun müştereken temsil edecekleri görülmüştür.” hükmü yer almaktadır. Ortaklar, adi ortaklığı 07.12.2009 tarihinden itibaren  tek başına imzalarıyla borç ve ilzam altına sokamazlar. Takip dayanağı  çekler ise 12.09.2009 ve 10.10.2009  keşide tarihli olup 07.12.2009 tarihli müşterek temsil yetkisi kararından önce keşide edilmiştir. Bu durumda ortaklığı idare yetkisi bulunan temsilcinin yapacağı işlem, ortakları üçüncü şahıslara karşı eşit olarak sorumlu kılar. Adi ortaklığı temsilen idareci şerikin (ortak-temsilcinin) imzaladığı takibe konu çekten dolayı diğer ortaklar da müştereken ve müteselsilen sorumludur.
    Mahkemece, iş ortaklığının değil, ortaklardan borçlu şirket ... . Şti."nin Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilen  temsil yetkisi esas alınmıştır.  Açıklanan ilkeler doğrultusunda adi ortaklığı temsil yetkisi bulunanın adi ortaklık adına imzaladığı çekten dolayı diğer ortağın da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğunun kabulü ile; iş ortaklığı adına atılan  imzanın, adi ortaklığı bağlayacağı düşünülerek bu itirazın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin kabulü isabetsizdir.  
    SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.
           

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.