13. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/41800 Karar No: 2017/10415 Karar Tarihi: 30.10.2017
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/41800 Esas 2017/10415 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2015/41800 E. , 2017/10415 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ:Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü. K A R A R Davacı, ... Konut Gayrimenkul Yatırım ortaklığı A.Ş ye ait konut projesi için davalı bankadan kredi kullandığını, projenin gerçekleşmemesi nedeniyle kullanılan kredinin, işlemiş faiz ve ferileriyle davalı bankaya ödendiğini ve kredi hesabının kapatıldığı ancak davalının erken kapamadan önce ödenen kredi taksitlerini iade etmediği, müvekkilinin ödediği taksitlerin toplamı olan 15.564,62 TL"nin tahsili için başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek davalının itirazının iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, davacının sözleşmeyi keyfi olarak fesih ettiği, davacının erken kapama talebinin yerine getirildiği ve kredi bedeli tam ve eksiksiz olarak davacı yana iade edildiğini belirterek davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, yapılan yargılama toplanılan deliller ve benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; Davacı tarafça kullanılan kredinin bağlı kredi olmadığı kredi sözleşmesine uygun olarak ödediği faiz ve masrafları bankadan istemesi mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, yanca erken kapamadan önce ödenen kredi taksitleri talep edilmiş, mahkeme kullanılan kredinin bağlı kredi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. 4077 Sayılı Yasanın 10/5 maddesi uyarınca, "kredi veren kuruluşun verdiği kredinin bağlı kredi sayılabilmesi için, kredi verenin tüketici kredisini belirli marka, bir mal veya hizmet satın alması ya da belirli bir satıcı veya sağlayıcı ile yapılacak satış sözleşmesi şartı ile vermesi gerekir." yalnızca ekonomik birlik içerisinde bulunduğu satım/hizmet sözleşmesinin varolmasıyla anlam ifade eden bir sözleşmedir. Bir başka deyişle, herhangi bir kredi verenle tüketicinin bir kredi sözleşmesi kurması halinde bunun bağlı kredi sözleşmesi olarak nitelendirilmesi söz konusu değildir. Nitekim kredi sözleşmesi, ancak bir mal/hizmetifinanse eden sözleşmeye bağlı olarak kurulması ve bu sözleşme ile ekonomik bir birlik oluşturması halinde “bağlı kredi sözleşmesi” olarak nitelendirilecektir. Gerçekten de bağlı kredi sözleşmesinin tek başına anlam ifade eden bir sözleşme olmaması nedeniyle, sözleşmenin hukuki niteliği açısından yapılması gereken asıl belirleme, bu sözleşmenin ekonomik birlik içerisinde bulunduğu sözleşme ile oluşturduğu yapılanmanın hukuki niteliğidir. (ÜZERLER Rabia Sanem; "Tüketici Hukukunda Bağlı Kredi Sözleşmesi" Yüksek Lisans Tezi Ankara 2011 s.79) dosyaya delil olarak sunulan davalı banka ile yüklenici firma arasında kredilendirilme işlemlerine ilişkin olarak imzalanan 01.03.2009 tarihli protokol, garanti taahhütnamesi, kredi kullandırım talimatı ve 15.04.2009 tarihli faiz oranlarına ilişkin ek protokol sunulmuş olup mahkemece, anılan deliller bağlı kredinin hukuki niteliği dikkate alınarak, varılacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı gerekçe ve eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.