Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/364
Karar No: 2020/132
Karar Tarihi: 15.01.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2019/364 Esas 2020/132 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2019/364 E.  ,  2020/132 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki rücuan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, dava dışı işçinin müvekkili aleyhine Adana 1.İş mahkemesi 2009/725 esas sayılı dosyasında kıdem tazminatı alacağı ve diğer işçi alacakları için ve Adana 3.İş Mahkemesi 2011/148 Esas sayılı dosyasında ise tediye ücreti için açtığı davaların yargılama sonucunda verilen kararları ilamlı icra yoluyla takibe koyduğunu, müvekkilin icra dosyalarına yaptığını ödemelerden davalıların sorumlu olduğunu ileri sürerek, toplam 28.604,30 TL ödemenin ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini; birleşen dava da ise Adana 3. İş Mahkemesi 2011/148 Esas sayılı dosyasında verilen karar da hükmedilen ilave tediye ücreti alacağı için başlatılan takibe yapılan ödemenin davalının sorumlu olduğunu ileri sürerek, 1.559,87 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı şirket vekillleri, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; sözleşmelerinde hüküm bulunan ..., ..., ... ve ... Şirketleri için tam sorumluluk, sözleşmede hüküm bulunmayan ve şartname ibraz edilmeyen diğer şirketlerden ise Yargıtay uygulamaları doğrultusunda yarı yarıya sorumluluk esaslarına göre her bir şirketin kendi dönemine isabet eden işçi alacaklarından sorumlu olduğu kısım ödeme tarihleri dikkate alınarak yasal faizi ile birlikte hesaplandığında , asıl dava yönünden davanın kısmen kabul kısmen reddine ;birleşen davada ise rücuya konu alacağın ilave tediye ücreti olduğu ve bununda 6772 Sayılı Yasa uyarınca kamu kurumlarınca işçiye ödenecek bir ücret olduğu, özel şirketlere uygulanamayacağı, davalı şirketin bu alacak ve masraflardan sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1-Birleşen dava yönünden davacı vekilinin temyizi yönünden ;
    5219 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklik sonucu Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun (HUMK) 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 5236 Sayılı Kanun"un 19. maddesiyle HUMK’a eklenen ek-madde 4’te öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2013 yılı için 1.820,00 TL’dir. reddedilen kısmı anılan madde hükmüne göre temyiz sınırının altında kaldığından davacı vekilinin temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
    2-Asıl dava yönünden davacı vekilinin temyizi yönünden ;
    Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.
    Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir.
    İşçilik alacakları işveren tarafından ödenen işçinin; yüklenici işçisi olması, sözleşme ücretine işçinin ücret ve sosyal haklarının dahil olması, işverenin işçilik alacaklarından sorumlu olacağına dair sözleşmede bir hüküm bulunmaması hususları nazara alındığında davacı işverenin işçiyi çalıştıran yüklenicilerden ödediği bedeli ve ferilerinin tamamını talep etme hakkı bulunduğunun kabulü gerekir.
    Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır.
    İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar.
    Yıllık izinler kullanılmadığı taktirde iş sözleşmesinin feshi ile ücrete dönüşmektedir. Sözleşmeyi feshedenin son yüklenici olduğu ve yıllık izinlerinde bu fesih ile ücrete dönüştüğü gözönüne alındığında yıllık izin ücretinden son yüklenici sorumlu olacaktır.
    İhbar tazminatından son işveren sorumludur. Bunların dışında hafta tatil ücreti, ücret alacağı, fazla mesai ücreti gibi işçiye ödenen tazminatlardan yükleniciler işverene karşı işçiyi çalıştırdıkları dönemle sınırlı olarak sorumlu olacaklardır.
    İşveren tarafından bu ödemelerin feri mahiyetinde yapılan ödemeler de ayrı esasla yüklenicilerden tahsil edilebilecektir.
    Yükleniciler aleyhine açılan rücu davalarında ayrı sözleşmelerle hizmet ifa eden yükleniciler mecburi dava arkadaşı olmadığı gibi borçtan müteselsilen sorumlu olacaklarına ilişkin kanun hükmü veya sözleşme bulunmamaktadır. Bu nedenle alacak davalarında her davalı aleyhine ayrı tahsil hükmü kurulmalıdır. Davanın itirazın iptali şeklinde açılmış olması durumunda ise takibin hangi davalı açısından hangi miktarla devam edeceği ayrı ayrı belirlenmelidir.
    Bu durumda mahkemece yukarıda belirlenen ilkeler çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile sözleşmede hüküm bulunmayan ve şartname ibraz edilmeyen bir kısım davalıların ödenen bedelin yarısından sorumlu tutulması yönünde verilen karar usul ve yasaya uygun görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenle, birleşen dava yönünden davacı vekilinin temyiz isteminin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl dava yönünden davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 15.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi