Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Üçüncü kişi ,, 3 M ,,. T.. Kim. İml. İth. İhr... Şti."nin ".. Sk.../A.."ya gönderilen 89/1 haciz ihbarnamesi, dağıtım saatinde yetkili bulunmaması sebebiyle şirket çalışanına 27.07.2010 tarihinde tebliğ edilmiştir. Üçüncü kişi vekili tarafından süresi geçirildikten sonra 16.08.2010 tarihinde, 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz dilekçesi takip dosyasına konulmuştur. 16.08.2010 tarihli 89/2 haciz ihbarnamesinin 25.08.2010 tarihinde; 07.09.2010 tarihli 89/3 haciz ihbarnamesinin ise 14.09.2010 tarihinde aynı adreste tebliğ edildiği görülmüştür. Şikayetçi, usulsüz olarak tebliğ edilen 89/2 haciz ihbarnamesini, 89/3 haciz ihbarnamesinin gönderilmesi ile öğrendiklerini ileri sürerek, 89/2 haciz ihbarnamesinin iptalini istemiştir.
Somut olayda, 89/2 haciz ihbarnamesinin, şirket yetkilisinin iş takibine gitmesi sebebiyle ve şirket çalışanının da tebellüğden imtina etmesi nedeniyle 7201 Sayılı kanun 21. maddesine göre tebliğ edildiği görülmektedir. Muhatap veya onun adına tebligatı alabileceği yasada yazılı olan kişi tebliğ evrakını almaktan kaçındığından tebligatın Tüzüğün 29. ve 30. maddelerine göre muhtara bırakılmasında bir usulsüzlük bulunmamaktadır (HGK"nun 29.12.1993 tarih ve 1993/18-778 E., 876 K.).
O halde, şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken 89/2 haciz ihbarnamesinin vekil yerine asile yapıldığından bahisle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ  : Alacaklının  temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 16/02/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.