13. Hukuk Dairesi 2015/35243 E. , 2017/10403 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı bankadan 24/05/2013 tarihinde 10.000,00 TL tutarında kredi kullandığını, davalı tarafından aleyhine temerrüde düşmesinden bahisle tüketici kredi sözleşmesine dayalı kalan kredi miktarının tamamını tahsil etmek amacıyla... 26. İcra Müdürlüğünün 2014/105 Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takibe girişildiğini, davalı şirket tarafından gönderilen ve ilgili icra takip dosyasına sunulan ihtarname incelendiğinde ilgili kanun maddesinde belirtilen şartların hiçbirini taşımadığını, kanuna göre ödeme için 2 haftalık süre verilmesi gerekirken 24 saat süre verildiğini, ayrıca ihtarnamenin kredi sözleşmesinde yazan değil ikametgahı bile olmayan bir adrese gönderildiğini, davalı şirketçe ihtarnamede temerrüt faizi oranının %33.50000 olarak belirtildiğini ancak bu oranın yasaya aykırı olarak belirlendiğini, sonuç olarak davalı şirketin yasaya aykırı olarak gönderdiği 24/12/2013 tarihli ihtarnamenin geçersiz sayılarak aleyhine açılmış ... 26 İcra Müdürlüğünün 2014/105 Esas sayılı dosyası ile girişilen ilamsız takibin iptaline, haksız ve kötüniyetli davalının %20"den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı taraf, davanın reddini dilemiştir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüyle, davacının ... 26 İcra Müdürlüğünün 2014/105 takip sayılı dosyasında takip tarihi itibariyle 8679,22 TL asıl alacak taleple bağlı kalınmak suretiyle 121,44 TL işlemiş faiz, 6,07 TL BSMV"den borçlu olduğunun tespitine, icra takibinde talep edilen fazlaya ilişkin asıl alacaktan borçlu olmadığını tespitine, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %17,55 temerrüt faizi uygulanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, davalı banka tarafından gönderilen 28/11/2013 tarihli temerrüt ve muacceliyet hbarında kullanılan kredinin 25/09/2013 tarihinden itibaren 3 adet taksitinin ödenmediği, taksitler toplamı olan 712,04-TL nin ihbarın tebliğinden itibaren 7 gün içinde ödenmesi, ödemediği takdirde borcun tamamının muaccel olacağının bildirildiğini, ihtarnamenin ihtar tarihinde yürürlükte olan TKHK nun 10.maddesine uygun olduğu kabul edilerek, aynı kabul yönünde aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. 4822 sayılı Kanun ile değişik 4077 sayılı Kanunun 10/3. maddesinde “… Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir.” hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamı ile davalı borçlunun birbirini izleyen üç taksidi ödemede temerrüde düşmüş olduğu sabittir. Buna göre davacı bankanın kredi sözleşmesinde saklı tuttuğu hakkını kullanabilmesi için 4077 sayılı Kanunun 10/3. maddesi hükmüne göre davalıya muacceliyet ihtarnamesi göndermesi gerekir. Dosyanın yapılan incelemesinde davalı bankanın 28/11/2013 tarihinde ödenmeyen 3 taksidin ödenmesi için ihtarname gönderdiği ve 7 günlük ödeme süresi verdiği ve belirtilen sürede ödeme yapılmadığı taktirde toplam borcun muaccel hala geleceğini bildirdiği anlaşılmakta ise de söz konusu ihtarnamenin davacıya tebliğ edilemediği, ihtarnamenin alıcının adresinin değiştiği gerekçesiyle iade edildiği, 24/12/2013 tarihinde gönderilen ve ihtarname tarihi itibariyle davacının kredi kartından olan 828,80 TL, kredi sözleşmesinden 10.186,33 TL toplam 11.015,13 TL borcunun ihtarname tebliğinden itibaren 24 saat içerisinde ödenemsi, aksi halde yasal işlem başlatılacağı konusundaki ihtarnamenin de aynı şekilde alıcının adresinin değiştiği gerekçesiyle davacıya tebliğ edilemediği, ihtarnamenin iade edildiği anlaşılmakla usulüne uygun bir muacceliyet ihtarı bulunmadığından tüm kredi borcu için takip yapılamaz. Ancak davalı banka, davacı borçlunun hesap katinde ve takip tarihinde halen ödemediği ya da eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer ferileriyle birlikte takip yapma hakkına sahiptir. O halde mahkemece, davacı borçlunun takip tarihine kadar ödemediği taksitlerle, geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek miktar üzerinden menfi tespite ilişkin karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, 2. bent gereğince davalının sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 30/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.