16. Hukuk Dairesi 2016/14941 E. , 2019/9163 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİLKANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "mahkemece yapılan 24.11.2010 tarihli keşifte dinlenen yerel bilirkişilerin ve davacı tanıklarının, dava konusu taşınmazın davacının zilyetliği altında bulunduğunu bildirmelerine karşın, davalı tanıklarının taşınmazın davalının zilyetliği altında bulunduğunu beyan ettikleri ve bu şekilde beyanlar arasında çelişki oluştuğu halde, çelişkilerin giderilmediği gibi davalı tanıklarının beyanlarına hangi nedenle üstünlük tanındığı açıklanmadan karar verildiği belirtilerek, yeniden yapılacak keşifte taşınmazın kadastro tespitinin öncesinde kimin zilyetliği altında bulunduğunun ve zilyetliğin tespit tarihine kadar kim tarafından ne şekilde sürdürüldüğünün mahalli bilirkişi ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde bu çelişkilerin giderilmesine çalışılması ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Bozma ilamına uyulmakla, taraflar yararına oluşan usuli müktesep hakkın zedelenmemesi için, bozma ilamının gereklerinin tam olarak yerine getirilmesi ve o doğrultuda işlem yapılması zorunlu hale gelir. Bozma ilamında, çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğin tespit tarihine kadar kimde bulunduğunun açıklığa kavuşturulması ve mahalli bilirkişi ve tanık beyanları arasındaki çelişkilerin giderilmesi gereğine değinildiği halde, çekişmeli taşınmazın kimin zilyetliğinde bulunduğu kesin olarak belirlenmemiş, keşif sırasında yalnızca bozma öncesi keşifte dinlenen mahalli bilirkişi beyanları ile yetinilmiş, çelişkiler giderilemediği ve taşınmaz iki köy sınırına yakın yerde bulunması nedeniyle farklı beyanda bulunulduğu anlaşıldığı halde, başka köyden bilirkişi dinlenilmesi gerektiği düşünülmemiştir. Diğer taraftan mahkeme gerekçesinde, mahalli bilirkişilerden ..."in beyanına "taraflar lehine beyanda bulunmadığı" şeklindeki gerekçe ile üstünlük tanındığı belirtilmiş ise de, sözü edilen mahalli bilirkişinin keşif tutanağına yansıyan beyanında taşınmazın kime ait olduğunu bilmediğini beyan ettiği, diğer beyanlarının da somut olaylara dayanmayıp genel ifade niteliğinde olduğunın anlaşılmasına rağmen, bu kişinin beyanına üstünlük tanınarak hükme esas alınması da isabetli değildir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece, mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek, aynı köy ve komşu köyler halkından (... köyleri dışından) ayrı ayrı 3’er kişilik yerel bilirkişi kurulu, taraf tanıkları ile fen bilirkişinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalı, keşif sırasında yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, kim tarafından, ne zamandan beri ve ne suretle kullanıldığı etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli, yerel bilirkişiler ve tanıkların önceki keşiflerdeki beyanları arasındaki çelişkiler ile ortaya çıkabilecek diğer çelişkilerin gerektiğinde yüzleştirme yapılarak giderilmesine çalışılmalı; tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tüm tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilmeli; fen bilirkişisinden, keşfi izlemeye, bilirkişi ve tanık sözlerini denetlemeye olanak verir ayrıntılı rapor alınmalı ve bundan sonra toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile karar verilmiş olması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan, kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.