Abaküs Yazılım
6. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/30429
Karar No: 2016/5247

Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2013/30429 Esas 2016/5247 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık, yakınanın evine giderek 20.000 TL borcunu ödemesini istemiş, yakınanın iddiasına göre ölümle tehdit etmiş ve bir araç satışı harici senet düzenletmiştir. Yakınanın beyanları çelişkili olsa da, sanığın suç işlediği anlaşılmaktadır. Ancak, kararda hukuki nitelendirme yapılması ve yağma suçunun unsurlarının saptanması gerektiği belirtilmiştir. Kararda 1982 Anayasası Madde 141 ve Ceza Muhakemesi Kanunu (CMK) (5271) Madde 230 hükümlerine atıfta bulunulmuştur.
6. Ceza Dairesi         2013/30429 E.  ,  2016/5247 K.
  • YAĞMA SUÇU
  • ZOR KULLANMAK SURETİYLE YAĞMA
  • BAŞKASINI BİR MALIN TESLİMİ VEYA MALIN ALINMASINA KARŞI KOYMAMAYA MECBUR KILMAK SURETİYLE YAĞMA
  • 1982 ANAYASASI (2709) Madde 141
  • CEZA MUHAKEMESİ KANUNU (CMK) (5271) Madde 230

"İçtihat Metni"

Yerel Mahkemece verilen hüküm sanık savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:

Hükmolunan cezaların miktarına göre sanık savunmanlarının duruşmalı inceleme isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nun 318. maddesi gereğince REDDİNE,

Oluşa ve dosya içeriğine göre; yakınan ile sanık arasında taraflarca da kabul edilen ancak ortaya çıkış sebebi tam olarak açıklanmayan 20.000.-TL tutarında bir alacak verecek meselesi olduğu, yakınanın TIR şoförü olarak çalıştığı ve sık sık yurt dışına çıktığı, sanığın yakınanın adresini tespit ederek evine gittiği ve tanık olarak dinlenen yakınanın eşi ...’e “.....den geldiğini” söyleyerek yakınanın telefon numarasını aldığı, yakınanı aradığı ve söz konusu parayı ödemesini istediği, yakınanın iddiasına göre ölümle tehdit ettiği, yurt dışından dönen yakınanın sanık ile buluştuğu, sanığın isteği üzerine ortak tanıdıkları olan ve aynı zamanda emlakçılık işiyle de uğraşan tanık ...’nun yanına gittikleri, yakınana ait .... marka aracın satışı konusunda harici sözleşme yapmak istediklerini ve kendisine de tanık olmayı teklif ettikleri, tanık ....’ın “Benim işyerimde değil, gidin karşıdaki çay ocağında işinizi halledin” demesi üzerine, tarafların hiçbir görgü tanığı bulunmayan çay ocağına gittikleri, yakınana ait söz konusu aracın satışına ilişkin harici senet düzenledikleri, ....’ı da tanık olarak yazıp senedi ona imzalattıkları, sonrasında bu sözleşmeye istinaden sanığın, aracı polis memuru olan tanık ... Alan’a sözlü bir satış ile sattığı, bu olayın bu şekilde kapanmasını müteakip, sanığın yakınandan ayrıca 20.000.-TL daha para istediği ve bunun karşılığında da dosyada mevcut düzenleme tarihi 05/08/2006, vade tarihi 07/08/2006 olan senedi imzalattığı, vadesinde ödeme yapılmayınca da söz konusu senedin icraya verildiği, yakınana ait ev üzerinde 10/08/2006 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığı,

Yakınan tarafından tüm bu süreç içinde ilki 22/09/2006 tarihinde, ikincisi ise 09/07/2007 tarihinde olmak üzere iki kez şikayet dilekçesi verildiği, yakınanın ilk şikayet dilekçesinde, “Sanığın kendisini tehdit ettiğini ve zorla Doblo marka aracının satışı için harici senet düzenlettiğini”;, ikinci dilekçesinde ise, “Sanıkla birlikte haklarında takipsizlik kararı verilen dava dışı ..... ve yeğeni ....ile uyuşturucu ticareti yaptıklarını, ancak daha sonra bu kişilerin sanıkla birlikte kendisini tehdit ederek aracını ve icraya konu senedi zorla aldıklarını” belirttiği, yapılan soruşturmalar üzerine .... ve ... hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, sanık hakkında ise yağma suçundan dava açıldığı,

Yakınanın 25/03/2009 tarihli duruşmadaki beyanında ise, sanıkla aralarında ibra anlaşması yaptıklarını ve icra dosyasının kapandığını belirterek, önceki beyanlarının gerçeği yansıtmadığını söyleyip şikayetinden vazgeçtiği,

Yakınanın olaydan sonra, ... aracının satışı için harici senet düzenledikleri sırada sanığın kendisini tehdit ettiğini ve zorla senedi imzaladığını söylemesine karşın, resmi işlemlerin yapılması için yakınan, sanık ve tanık ...’in notere gittikleri ve yakınanın 22/08/2006 tarihli vekaletname ile tanık ....’e aracın satış işlemlerini yürütmesi konusunda vekalet verdiği sırada, söz konusu aracın zorla alındığına dair herhangi bir beyanda bulunmaması, sonrasında icraya konu 20.000.-TL tutarındaki senedin de zorla alındığını belirtmesine karşın, yargılama aşamasında beyan değiştirerek önceki beyanlarının doğru olmadığını, sanıkla anlaştıklarını ve şikayetinden vazgeçtiği göz önüne alındığında, çözümlenmesi gereken sorun, sanık tarafından yakınana karşı suç teşkil eden haksız bir fiilin bulunup bulunmadığı, varsa hukuki nitelendirilmesinin duraksamasız olarak saptanması noktasında toplanmaktadır.

Yakınanın olaydan çok sonra şikayetçi olması, aşamalarda değişen ve yer yer birbiri ile çelişen anlatımları göz önünde bulundurulduğunda, bunlardan hangisine nasıl bir gerekçeyle üstünlük tanındığı mevcut delillere göre vicdani kanaatin ne şekilde oluştuğu temyiz mercii tarafından denetlenmesi mümkün gerekçe ve sonuca ne şekilde ulaşıldığı, delillerden bir kısmına hangi nedenlerle değer verilmediği, sanığın savunmasının hangi gerekçelerle reddedildiği ve birbirine üstün kılan sebepler de açıklanmadan, ceza yargılaması ilkesiyle de uyuşmayan değerlendirmeler ile yetinilip, kabule göre de, bir anlık suça konu senetlerin yakınandan alınması sırasında sanık tarafından kullanılan zorun, yağma suçunun unsuru olan cebir, şiddet veya tehdit boyutuna ne şekilde ulaştığı duraksamaya yer vermeyecek biçimde saptanıp ortaya konulmadan, yakınanın değişerek gelişen beyanlarına ve tanıklar .... ile ...’in sübjektif nitelikte kalan gözlemlerinin ise sanık aleyhine nasıl benimsendiği de denetlenebilir şekilde karar yerinde değerlendirilmeden, eksik inceleme ile yetinilip, yerinde ve yeterli olmayan ve Anayasanın 141. ve usul yasasının 230/1.maddelerine aykırı olarak yazılı şekilde karar verilmesi,

Bozmayı gerektirmiş, sanık ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 07/06/2016 tarihinde üye ...’un muhalefeti ile oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY:
Oluşa ve dosya içeriğine, yakınanın ve tanıklar ...ile ...’in beyanlarına göre, sanığın üzerine atılı suçu işlediğinin anlaşılması karşısında, verilen kararda bir isabetsizlik görülmediğinden sayın çoğunluğun bozma düşüncesine iştirak olunmamıştır.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi