Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/6063
Karar No: 2018/4977
Karar Tarihi: 02.07.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2017/6063 Esas 2018/4977 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2017/6063 E.  ,  2018/4977 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine asıl dava 03.10.2007, karşı dava 26.01.2009 günlerinde verilen dilekçeler ile asıl davada temliken tescil, birleştirilen davada temliken tescil, 2. kademede müdahalenin meni ve kal talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile müdahalenin menine dair verilen 30.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-karşı davalı vekili ve davalı-karşı davacı vekili tarafından duruşmalı olarak istenilmekle duruşma isteminin değerden reddine, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Asıl dava, Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı ... iptali tescil olmazsa irtifak hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
    Birleşen dava ise Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı ... iptali tescil olmazsa elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
    Davacı, dava konusu 1517 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki binanın davalı kardeşine ait 1518 parsel sayılı taşınmaza taşan kısmı ile ilgili olarak temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde taşkın kısma yönelik olarak irtifak hakkı tesis edilmesini talep etmiştir.
    Birleştirilen davanın davacısı ... ise taşınmazı üzerindeki binanın asıl davanın davacısının parseline taşkın olan kısmı ile ilgili olarak temliken tescil, mümkün olmadığı takdirde elatmanın önlenmesi ve kal istemiştir.
    Davalı vekili ve davacı vekilleri karşılıklı olarak müvekkilleri aleyhine açılan davaların reddini talep etmişlerdir.

    Mahkemece bozmadan önce verilen kararda; asıl davanın kabulü ile davacının parseli üzerindeki binanın davalının parseline taşan kısmı ile ilgili olarak davacı taşınmazı lehine irtifak hakkı tesis edilmesine, birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, birleştirilen davanın davacısı ... temyiz etmesi üzerine, Dairemizin, 01.11.2013 tarih 2013/8046 -2013/13653 Esas – Karar sayılı ilamı ile, dava konusu taşınmazların öncesinde bir bütün olarak 63 parsel numarası ile tarafların babaları adına kayıtlı iken cebri icra ile satılması üzerine, davalı ... ve dava dışı kardeşi... tarafından satın alındığı, taşınmaz üzerinde bina mevcut olduğu halde taşınmazın ... maliklerince ifraz edilmek suretiyle; 1517 ve 1518 parsel sayılı taşınmazlara ayrıldığı, 1517 parselin davalı tarafından kardeşi olan davacıya satıldığı, 63 sayılı parsel ifraz edildikten sonra üzerinde mevcut olan ve kısmen 1517 kısmen 1518 parsel sayılı taşınmaz üzerinde kalan binanın alt katı asıl davanın davacısı tarafından, üst katı ise davalı ... tarafından ayrı girişlerden girilmek suretiyle kullanıldığı;davacının bu durumu bilerek 1517 sayılı parseli davalı kardeşinden satın aldığı, davalının da bu kullanım biçimini kabullendiği; Bu nedenle gerek asıl davanın davacısı gerekse birleştirilen davanın davacısı yönünden TMK’nın 725. maddesi gereğince açılan temliken tescil davalarında aranan iyiniyet koşulu gerçekleşmediğinden temliken tescil taleplerinin reddi gerektiği, birleştirilen davanın davacısının temliken tescil talebinin mümkün olmaması halinde elatmanın önlenmesi ve kal talebinde de bulunduğu, 1517 ve 1518 sayılı parsellerin müşterek sınırı dikkate alındığında asıl davanın davacısı ..."nin söz konusu binanın alt katını kullanarak birleştirilen davanın davacısı ...’nun mülkiyetinde olan 1518 sayılı parsele kısmen müdahalede bulunduğu anlaşıldığından, müdahalede bulunduğu bölüm bilirkişi raporu ile belirlenerek davacı - karşı davalı ... ...’nin bu kısma vaki müdahalesinin önlenmesine karar vermek gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda; mahkemece, asıl dava dosyası açısından davanın reddine; birleşen dava dosyası açısından; davalının müdahalesinin men"ine, sair taleplerin reddine, karar verilmiştir.
    Hükmü; davacı karşı davalı ... ... vekili ve birleştirilen davanın davacısı ... vekili temyiz etmiştir.
    Yasal ayrıcalıklar dışında, Türk Medeni Kanununun 684/1 ve 718/2 maddeleri hükümlerine göre, arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde bu kuralın istisnalarından birisi düzenlenmiş olup anılan hüküm;
    "Bir yapının başkasına ait araziye taşırılan kısmı, eğer yapıyı yapan malik taşırılan arazi üzerinde bir irtifak hakkına sahip bulunuyorsa, ona ait taşınmaz bütünleyici parçası olur.
    Böyle bir irtifak hakkı yoksa zarar gören malik taşmayı öğrendiği tarihten başlayarak onbeş gün içinde itiraz etmediği, aynı zamanda durum ve koşullar da haklı gösterdiği takdirde, taşkın yapıyı iyi niyetle yapan kimse, uygun bir bedel karşılığında taşan kısım için bir irtifak hakkı kurulmasını veya bu kısmın bulunduğu arazi parçasının mülkiyetinin kendisine devrini isteyebilir" şeklindedir.
    Böylece, muhdesatla arasındaki bağlantı kesilmiş bina sahibine aşağıdaki koşulların oluşması halinde ayrılmaz parça niteliğindeki taşkın yapı için üzerinde bulunduğu taşınmaza malik olabilme olanağı tanınmıştır.
    Bunun için:
    1-Tapuya kayıtlı özel mülkiyete konu bir taşınmaz üzerinde, temelli kalması amacıyla yapılan binanın ayrılmaz parçası yine tapuda kayıtlı üçüncü kişiye ait taşınmaza taşkın yapılmış olmalıdır.
    2-Taşkın inşaat, taşkın yapı ile iki komşu taşınmazı fiilen birleştirmekte, ekonomik bir bütünlük oluşturmaktadır. Bu özelliğinden dolayı taşkın yapıya dayanan temliken tescil isteği taşınmaza bağlı kişisel hak niteliğindedir. Taşılan arazi malikinin devir borcu eşyaya bağlı bir borç olduğundan inşaat maliki hakkını taşılan arazinin her malikine karşı kullanabilir. Yeni malikler de Türk Medeni Kanununun 725. maddesinde belirtilen haklardan yararlanabilecekleri gibi borçlardan da sorumlu olur.
    3-Bu inşaatı kendi malzemesi ile yapan kişinin iyiniyetli olması, diğer bir anlatımla zeminin kendisine ait olduğu, ya da 5.7.1944 tarihli ve 12/26 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi mülkiyetin ileride kendisine geçirileceği inancıyla hareket etmesi gereklidir.
    14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca, iyiniyetin ispatı taşkın yapı malikine ait ise de iyiniyet iddia ve savunması def"i olmayıp itiraz niteliği taşıdığından ve kamu düzeni ile ilgili bulunduğundan mahkemece kendiliğinden göz önünde tutulmalıdır.
    Somut olayda; bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda mahkemece; asıl dava dosyası açısından davanın reddine; birleştirilen 2009/11 Esas sayılı dava dosyası açısından; müdahalenin men"i talebinin kabulü ile davalı ... ..."nin 1518 parsel sayılı taşınmazın 09/12/2014 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 42,75 m²"lik kısmına vaki müdahalesinin men"ine, birleştirilen dosya davacısının sair taleplerinin reddine, karar verilmiştir.
    Bozmaya uyularak asıl dava ve birleştirilen dava açısından temliken tescil istemlerinin reddine, birleştirilen dava açısından elatmanın önlenmesine, karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmamakla birlikte; birleştirilen davada davacı ... ...’nun elatmanın önlenmesi yanında yıkım talebi de bulunmaktadır. Asıl davada davacı ... ..."nin 1518 parsel sayılı taşınmazın 09/12/2014 havale tarihli teknik bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen 42,75 m²"lik kısmına müdahalesinin bulunduğu tespit edildiğine ve bu kısma ilişkin elatmanın önlenmesine karar verildiğine göre, bu kısmın yıkımına karar verilmeyerek muazaranın ortada bırakılması doğru değildir.
    Bu durumda; mahkemece, elatmanın önlenmesine ve yıkıma karar verilerek uyuşmazlığın çözülmesi gerekir.
    Açıklanan nedenlerle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi