Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2018/886
Karar No: 2019/52

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2018/886 Esas 2019/52 Karar Sayılı İlamı

                    T.C.

UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ

 

          ESAS NO        : 2018 / 886

          KARAR NO    : 2019 / 52

          KARAR TR     : 28.1.2019

ÖZET : Tutuklu davacının, eşiyle birlikte Sakarya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"na nakledilmeleri talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün işleminin iptali istemiyle açılan davanın, İDARİ  YARGI YERİNDE görülmesi gerektiği hk.

 

           

K  A  R  A  R

                         

Davacı                : D. K.

Davalı                : Adalet Bakanlığı (Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü)

                            

O L A Y              : Davacı dilekçesinde; Kocaeli 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"nda tutuklu bulunduğunu, eşinin de Gebze Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"nda tutuklu olduğunu;  bu durumun çocuklarını ve ailelerini  olumsuz etkilediğini ifade ederek; eşiyle birlikte Sakarya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"na nakledilmeleri talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü"nün 26/03/2018 tarih ve 7648/42698 sayılı işleminin iptali istemiyle idari yargı yerinde dava açmıştır.

KOCAELİ 1.İDARE MAHKEMESİ: 17.4.2018 gün ve E:2018/412, K:2018/452 sayı ile, “(...)2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2. maddesinde idari dava türleri, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar olarak tanımlanmış, 14. maddesinin 3. fıkrasında, dilekçelerin, idare mahkemelerinde mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından görev yönüyle inceleneceği belirtilmiş; 15/1-a maddesinde, 3/a bendine göre adli ve askeri yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.

4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu’nun "Amaç ve kapsam" başlıklı 1. maddesinde, bu Kanun"un, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsadığı, "İnfaz Hakimliklerinin Görevleri" başlıklı 4. maddesinin 2. fıkrasında; Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahadeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemenin ve karara bağlamanın infaz hakimliklerinin görevleri arasında olduğu, "İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü" başlıklı 5. Maddesinde; ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ye tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren onbeş gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği kurala bağlanmıştır.

Dava dilekçesi ve eklerinin incelenmesinden; Kocaeli 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"nda tutuklu bulunan davacının, eşinin de Gebze Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"nda tutuklu olması ve bu durumun çocuklarına ve ailelerine olumsuz etkide bulunması nedeniyle, eşiyle birlikte Sakarya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"na nakledilmeleri talebiyle yaptığı başvurunun, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü"nün 26/03/2018 tarih ve 7648/42698 sayılı işlemiyle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu durumda, Kocaeli 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda tutuklu olarak bulunan davacının, Gebze Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"nda tutuklu bulunan eşiyle birlikte Sakarya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"na nakledilmeleri talebinin reddedilmesinden kaynaklanan dava konusu uyuşmazlığın, yukarıda yer verilen 2577 sayılı Kanun hükmünde sayılan idari dava türleri arasında yer almadığı ve 4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu ve infaz mevzuatı hükümlerine göre çözümlenmesi gerektiğinden, anılan uyuşmazlığın görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.

Açıklanan nedenlerle; davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 15/1-a maddesi uyarınca görev yönünden reddine…” karar vermiş, bu karar kesinleşmiştir.

Davacı bu kez aynı istemle adli yargı yerinde dava açmıştır.

KOCAELİ İNFAZ HAKİMLİĞİ; 22.6.2018 gün ve E:2018/2837, K:2018/3520 sayı ile, hükümlü başka ceza infaz kurumlarına nakli konusunda karar verme yetkilerinin bulunmadığı, Hakimliklerinin görevinin,  4675 sayılı Yasada açıklandığı ve  ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlü ve tutukluların cezaevi idaresinin işlem ve eylemlerine karşı şikayetlerini incelemek olduğu gerekçesiyle  görevsizlik kararı verdikten sonra, ayrıca; olumsuz görev uyuşmazlığı olması nedeniyle görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine de  karar vermiş;  Dosyanın gönderildiği İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Ceza Dairesi; 11.9.2018 gün ve E:2018/1815, K:2018/1774 sayı ile, Adli Yargı ile İdari Yargı Mercileri arasında meydana geldiği belirtilen olumsuz görev uyuşmazlıklarının Anayasanın 158/1.maddesi gereğince Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından çözüleceği, istinaf mahkemeleri ceza dairelerinin görevlerini düzenleyen 5235 sayılı Yasanın “ceza dairelerinin görevleri” başlıklı 37/2. maddesi gereğince ceza dairelerinin ancak kendi yargı çevresi içerisinde bulunan adli yargı ilk derece ceza mahkemeleri arasındaki görev ve yetki uyuşmazlıklarını çözümleyebileceği gözetilerek, dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmek üzere Kocaeli İnfaz Hakimliğine gönderilmesine  kesin olmak üzere karar vermiştir.

Dosyada, Kocaeli İnfaz Hakimliğinin,  22.6.2018 gün ve E:2018/2837, K:2018/3520 sayılı kararlarının itiraz edilmeden kesinleştiğine yönelik şerh bulunmaktadır.

Kocaeli İnfaz Hakimliği, 5.12.2018 tarihli üst yazıyla, görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyayı Uyuşmazlık Mahkemesine göndermiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE:

Uyuşmazlık Mahkemesi’nin, Hicabi DURSUN’un Başkanlığında, Üyeler: Şükrü BOZER, Mehmet AKSU, Birol SONER, Süleyman Hilmi AYDIN, Aydemir TUNÇ ve Nurdane TOPUZ"un katılımlarıyla yapılan 28.1.2019 günlü toplantısında:

I-İLK İNCELEME:

Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre;

Olay kısmında belirtildiği üzere, tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada; idari yargı yerince adli yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle verilmiş ve kesinleşmiş bir görevsizlik kararı bulunmakta olup, bunun üzerine kendine gelen davayı inceleyen adli yargı yerinin sahip olduğu seçenekler ile verdiği karar bakımından bir değerlendirme yapılması gerekmektedir.

1- 2247 sayılı Yasa’nın 14. maddesinde yer alan, “Olumsuz görev uyuşmazlığının bulunduğunun ileri sürülebilmesi için adli ve idari yargı mercilerinin tarafları, konusu ve sebebi aynı olan davada kendilerini görevsiz görmeleri ve bu yolda verdikleri kararların kesin veya kesinleşmiş olması gerekir.

Bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilir” hükmüne göre, idare mahkemesinin kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine adli yargı yerince de görevsizlik kararı verilmesi ve bu kararın kesinleşmesi halinde, olumsuz görev uyuşmazlığı doğmuş olacak; doğmuş bulunan bu uyuşmazlığın giderilmesi istemi ise, ancak davanın taraflarınca ileri sürülebilecektir.

2- 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesindeki “Adli ve idari yargı mercilerinden birisinin kesin veya kesinleşmiş görevsizlik kararı üzerine kendine gelen bir davayı incelemeye başlayan veya incelemekte olan bir yargı mercii davada görevsizlik kararı veren merciin görevli olduğu kanısına varırsa, gerekçeli bir karar ile görevli merciin belirtilmesi için Uyuşmazlık Mahkemesine başvurur ve elindeki işin incelenmesini Uyuşmazlık Mahkemesinin karar vermesine değin erteler.” hükmüne göre ise, adli yargı yeri, davaya bakma görevinin daha önce görevsizlik kararı veren idari yargı yerine ait olduğunu belirten gerekçeli bir karar ile doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağına sahiptir. Şu kadar ki,  başvuru kararının, görev konusunda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilmesine değin işin incelenmesinin ertelenmesi hususunu da ihtiva etmesi gerekir.

Yasakoyucu, 14. maddeye göre hukuk alanında olumsuz görev uyuşmazlığı doğması halinde her iki yargı merciince işten el çekilmiş olduğundan başvurma iradesini davanın taraflarına bırakmış iken, bu yönteme nazaran daha kısa zamanda çözüme ulaşılmasını amaçladığı 19. madde ile, daha önce görevsizlik kararı veren yargı merciinden sonra davayı inceleyen yargı merciine, işten el çekmeden doğrudan Uyuşmazlık Mahkemesi’ne başvurma olanağını tanımıştır.

Olayda, adli yargı yerince, görevsizlik kararı yanında, olumsuz görev uyuşmazlığı olduğundan bahisle görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine de karar verildiği; dosyanın gönderildiği, daha sonra İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13.Ceza Dairesinin görüşü doğrultusunda da, bir üst yazıyla  görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın Mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.

Bu haliyle, İnfaz hakimliğince yapılan başvuru, 2247 sayılı Yasa’da öngörülen yönteme uymamaktadır.

Ancak, görev konusunun kamu düzeninden olması ve yargılamanın en hızlı şekilde sonuçlanması açısından;  adli ve idari yargı yerleri arasında olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğu,  İdari Yargı dosyasının İnfaz Hakimliğince gönderilmemesine karşın, dosyadaki belgelerin görev uyuşmazlığını çözmeye yeterli olduğu, bunun yanında,  İdari Yargı kararının kesinleşme durumunu gösteren bir örneğinin mahkemesinden temin edildiği ve sonuçta usule ilişkin başka bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından, görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hâkim Taşkın ÇELİK’in, 2247 sayılı yasada öngörülen koşulları taşımayan başvurunun reddinin gerektiği yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Halil İbrahim ÇİFTÇİ ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada idari yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, tutuklu olarak Kocaeli 1 Nolu T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"nda bulunan davacının, eşinin de Gebze Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"nda tutuklu olduğundan bahisle; eşiyle birlikte Sakarya L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu"na nakledilmeleri talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 26/03/2018 tarih ve 7648/42698 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Konuya ilişkin mevzuat incelendiğinde;

5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun, “Hükümlülerin Nakilleri” başlığı altındaki 9. Bölümünde yer alan "Nakiller" başlıklı 53. maddesi; "Hükümlüler, kendi istekleri veya toplu sevk, disiplin, asayiş ve güvenlik, hastalık, eğitim, öğretim, suç ve yargılama yeri nedenleriyle başka bir kuruma nakledilebilirler";

4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanununun;      “İnfaz hâkimliklerinin görevleri” başlıklı 4. maddesi; "İnfaz hâkimliklerinin görevleri şunlardır :...2. Hükümlülerin cezalarının infazı, müşahadeye tâbi tutulmaları, açık cezaevlerine ayrılmaları, izin, sevk, nakil ve tahliyeleri; tutukluların sevk ve tahliyeleri gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemek ve karara bağlamak...

Kanunlarda başka bir yargı merciine bırakılan konulara ilişkin hükümler saklıdır.";   hükümlerini içermektedir.

Ayrıca, Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmü; 

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun “İdari dava türleri ve idari yargı yetkisinin sınırı” başlıklı 2.maddesinde, “1. (Değişik: 10/6/1994 - 4001/1 md.) İdari dava türleri şunlardır:

a) (İptal: Ana.Mah.nin 21/9/1995 tarih ve E:1995/27, K:1995/47 sayılı kararı ile; Yeniden Düzenleme: 8/6/2000 - 4577/5 md.) İdarî işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlâl edilenler tarafından açılan iptal davaları,

b) İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları,

c) (Değişik: 18/12/1999-4492/6 md.) Tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar.

2. İdari yargı yetkisi, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır. İdari mahkemeler; yerindelik denetimi yapamazlar, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremezler.

3. Cumhurbaşkanının doğrudan doğruya yaptığı işlemler idari yargı denetimi dışındadır.” hükümleri yer almıştır.

Yukarıda yer alan mevzuatın irdelenmesinden, 5275 sayılı Kanunun hükümlülerin nakline cevaz verdiği, tutukluların nakli ile ilgili herhangi bir düzenleme getirmediği görülmektedir. Buna paralel olarak da 4675 sayılı Kanunda infaz hâkimliklerinin görevleri arasında hükümlülerin nakillerine ilişkin şikâyetlere bakmak yer almış, tutukluların nakilleri konusu kanun içeriğinde yer almamıştır. Buna karşın tutuklu nakillerinin Bakanlık Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 05/06/2015 tarih ve 2015-685 sayılı 167 no"lu genelgenin 22/6 maddesi uyarınca yapıldığı anlaşılmaktadır. 

Buna göre; İnfaz Hâkimliklerinin tutuklu nakillerine ilişkin şikâyetleri karara bağlama yetkileri bulunmamaktadır.

Konuya ilişkin mevzuat hükümleri ile somut olay birlikte irdelendiğinde, hükümlülerin (olayımızda tutuklunun) yerleştirileceği ceza infaz kurumlarını belirleme görevinin Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğüne ait bulunduğu; bu bağlamda farklı gerekçeli nakil taleplerinin de aynı birim tarafından değerlendirildiği; davalı idarenin bu görevini bir yargı faaliyeti olarak değil idari işlem veya eylem olarak yürüttüğü; Bakanlık işleminin iptali istemiyle açılan davanın görüm ve çözümünün 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 2 nci maddesinin 1 inci fıkrasının (a) bendi hükmü uyarınca idari yargı yerinin görev alanına girdiği açıktır.

Açıklanan nedenlerle, Kocaeli İnfaz Hakimliğinin yönteme aykırı başvurusun kabulü ile Kocaeli 1.İdare Mahkemesinin 17.4.2018 gün ve E:2018/412, K:2018/452 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.

 

S O N U Ç   : Davanın çözümünde İDARİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Kocaeli İnfaz Hakimliğinin yönteme aykırı BAŞVURUSUN KABULÜ ile Kocaeli 1.İdare Mahkemesinin 17.4.2018 gün ve E:2018/412, K:2018/452 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.1.2019 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

 

 

      Başkan                          Üye                                  Üye                                 Üye                    

       Hicabi                         Şükrü                             Mehmet                             Birol        

    DURSUN                    BOZER                            AKSU                            SONER            

 

 

 

                                             Üye                                  Üye                                 Üye                    

                                    Süleyman Hilmi                   Aydemir                          Nurdane           

                           AYDIN                             TUNÇ                           TOPUZ               

 

 

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi