Abaküs Yazılım
16. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/2342
Karar No: 2019/5324
Karar Tarihi: 17.09.2019

Anayasayı ihlal - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2019/2342 Esas 2019/5324 Karar Sayılı İlamı

16. Ceza Dairesi         2019/2342 E.  ,  2019/5324 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Ceza Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : ...2. Ağır Ceza Mahkemesinin 08.06.2018 tarih ve .... sayılı kararı
    Suç : Anayasayı ihlal
    Hüküm : TCK"nın 309/1, 3713 sayılı Kanunun 3-5/1, TCK"nın 53, 58/9, 62, 63 maddeleri uyarınca mahkumiyet kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
    Temyiz edenler : Sanık ve müdafii

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; temyiz edenin sıfatı bakımından 477 sayılı Kanun ile bazı kanunlarda değişiklik yapılması hakkındaki 698 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Başbakanlık kurumuna yapılacak tüm atıfların Cumhurbaşkanlığı kurumuna yapılacağı göz önünde bulundurularak, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre takdiren duruşmasız olarak yapılan inceleme sonunda;
    GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
    Sanık ve müdafiinin duruşmalı inceleme istemlerinin, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesinde, silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkesi doğrultusunda, savunmaya yeterli imkanın sağlanması ve bu hakkın etkin şekilde kullandırılmış olması, temyiz denetiminde sınırsız şekilde yazılı savunma imkanının kullanılabilme olanağının bulunması karşısında savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, 01.02.2018 tarihli ve 7079 sayılı Kanunun 94. maddesi ile değişik CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca takdiren REDDİNE,
    Temyiz taleplerinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriği; oluş ve tüm dosya kapsamına göre yapılan incelemede;
    Bölge Adliye Mahkemesi ve ...2. Ağır Ceza Mahkemesinin gerekçeli karar başlığında suç tarihinin "15.07.2016" yerine “27.07.2016” olarak yazılması mahallinde düzeltilebilir yazım hatası kabul edilmiştir.
    15 Temmuz 2016 günü işlenen somut darbe teşebbüsü ve somut olay değerlendirildiğinde;
    Ayrıntıları Dairenin 14.07.2017 tarih .... sayılı kararında açıklandığı üzere; 15 Temmuz 2016 günü, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Anayasal düzeninin değiştirilmesi amacıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerine sızmış FETÖ/PDY silahlı terör örgütü mensubu olan ve/veya bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8.000"in üzerinde askeri personel tarafından savaş uçakları dâhil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74"ü tank olmak üzere 246 zırhlı aracın ve 4.000"e yakın hafif silahın kullanılarak; Cumhurbaşkanına suikasta teşebbüs edilmiş, TBMM ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi başta olmak üzere birçok stratejik merkez bombalanmış, Başbakanın konvoyuna silahlı saldırı gerçekleştirilmiş, kalkışmaya karşı koyan güvenlik görevlileri ile sokaklara çıkan sivillere devletin silahlı kuvvetlerine ait bu uçak, helikopter, tank ve silahlarla saldırılarak 4"ü asker, 63"ü polis ve 183"ü sivil olmak üzere toplam 250"den fazla kişi şehit edilmiş, 23"ü asker, 154"ü polis ve 2.558"i sivil olmak üzere toplam 2.735 kişi de yaralanmıştır.
    15 Temmuz 2016 günü işlenen somut darbe teşebbüsü, TCK"nın 309. maddesinde sayılan amaçlara matuf zarar tehlikesi doğuran vahim eylemler vasfını aşarak, anayasal düzeni doğrudan ortadan kaldırma neticesine yönelmiş, örgütün ülke genelindeki organik bütünlüğünden ve etkinliğinden istifade edilerek planlanıp uygulanmış, neticesi ve başarısı eş zamanlı, senkronize hareketlere bağlı hukuki anlamda tek bir fiil olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle örgütsel koordinasyon veya iştirak iradesi gereğince ve iş bölümü doğrultusunda bulunduğu mahal ve konumuna uygun, amaca hizmet eden ve katkı sunan icrai (ya da garantör olunan hallerde ihmali) harekette bulunarak bu suça iştirakin her halinin mümkün olduğunun kabulü gerekir.
    TCK"nın 309. maddesinde düzenlenen suç bir somut tehlike suçu olduğundan suçun oluşması için ayrıca bir neticenin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Bu itibarla sanığın amaca matuf eylemi ve/veya işlediği elverişli araç suç ile suçun konusu üzerinde meydana gelen somut tehlike arasında illiyet bağının bulunması gerekli ve yeterlidir. Suça teşebbüsün kabulü için aranan elverişli vasıtalarla cebri eylemlere başlanıp başlanmadığı araştırılırken ve vasıtanın elverişliliği takdir edilirken tek tek yapılan eylemlerle amaçlanan hedefler arasında doğrudan doğruya bağ kurmak yoluna gidilemez. Ancak her halükarda ülke genelinde gerçekleştirilmek istenen amaca matuf cebri/icrai fiilin, sanığın bulunduğu mahalde/sorumluluk sahasında da doğrudan doğruya ya da araç suçlar yönünden icrasına başlanması aranmalıdır. Sanığın bu icrai fiile yine icrai bir hareketle katılması mümkün olduğu gibi garantörlük yükümlülüğünü ihmal etmek suretiyle de iştirak edebileceği görülmektedir.
    5237 sayılı TCK"nın 309/1. maddesinde tanımlanan anayasal düzene karşı suçta, tipik eylem, cebir ve şiddet kullanarak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye elverişli vasıtalarla teşebbüs etmektir. Görüldüğü üzere, cebir ve şiddet bu suçun unsurunu oluşturmaktadır. Bu nedenle Anayasal düzenin değiştirilmesine yönelik teşebbüsün ancak cebir ve şiddet kullanılarak, yani bireylerin iradeleri zorlanmak suretiyle ifsat edilerek gerçekleştirilmesi gerekir. Kanunun aradığı cebrilikten maksadın fiziki/maddi cebir olduğu açıktır.
    Bu bilgiler ışığı altında somut olay değerlendirildiğinde;
    FETÖ/PDY terör örgütünün haberleşme aracı olan Bylock"u kullandığı anlaşılan ve 15 Temmuz 2016 günü, ...Jandarma Bölge Komutanlığı’nda en üst rütbede ve yetkide olan Kurmay Başkanı Yarbay sanık ...’ün, saat 21:30 civarında astlarına silah ve teçhizat kuşanmalarını, kirpi ve kobra aracın Bölge Komutanlığı önüne çekilmesini emretmesi üzerine, sanık tarafından verilen emre uygun olarak silah ve teçhizat kuşanılarak kirpi ve kobra aracın komutanlık önüne çekildiği ve yine sanıkça verilen emir gereği JÖH taburunun tabur binası önünde toplandığı; saat 21:50 civarında sanığın tanık ..."ya "kritik bir emir" geleceğinden bahsederek emri alıp getirmesi için muhabere merkezine göndermesi üzerine tanık Süleyman"ın söz konusu emirleri toplayarak 22:25 civarında sanığa götürdüğü, sanığın bahsi geçen emirleri okuduktan sonra tanıkların beyanlarından ve 16/07/2016 tarihinde dönemin ...valisi ve yardımcısı tarafından tutulan tutanaktan görüleceği üzere sanığın ...vali yardımcısı ..."le yapılan görüşme esnasında "ülkede sıkıyönetim ilan edildiği, bütün vali, vali yardımcıları ve kaymakamların görevden alındığı, kolluk kuvvetleri arasında herhangi bir olumsuzluğa sebep olunmaması için herhangi bir direnmede bulunulmaması gerektiği, bu hususun ilçe kaymakamları ve emniyet birimlerine iletilmesi gerektiği" yönünde beyanda bulunduğu; ayrıca tanıklar ... ve ..."nin beyanlarından ve 16.07.2016 tarihinde tutulan tutanaktan sanığın 23:30 civarında nizamiyeyi kontrol ettiği sırada "sıkıyönetim ilan edildiği, emir komutanın kendisinde olduğu" şeklinde sözler söylediği, bunların yanı sıra tanıklardan ..."ın aşama beyanlarında; 15 Temmuz akşamı saat 20:00 civarlarında sanığın, bulundukları noktaya gelerek "Sıkıyönetim ilan edildiğini, sıkı yönetim komutanının kendisi ve bundan sonra emir komutanın kendisinde olduğunu, nizamiyeden polis girecek olursa içeri alınmayacağını" beyan ettiği, tanıklardan ..."nun ifadesinde sanığın "Bulunduğum yere bizzat kendisi gelerek bu akşam kritik bir akşam çok dikkatli olun. Dışarıdan içeriye girecek sivil olursa bunun engelleyin, yine personelin araçla girmesini de engelleyin, Bölge komutanı görevden alındı, sıkıyönetim ilan edildi, emir komuta bende benim haricimde verilen emirleri yerine getirmeyin" şeklinde beyanda bulunarak, kendisine verilen görevi üstlenip astlarına emir vermek suretiyle örgütsel bağlılığı kesin olarak ortaya konan sanığın, icra hareketlerinden önce örgütsel organizasyon içinde yer alarak darbe girişiminden haberdar olduğu, suç işleme karar ve iradesine katıldığının kanıtlanmış olduğu anlaşılmakla sanığın eylemlerinin bir bütün halinde Anayasayı ihlal suçuna fail sıfatıyla katıldığının kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından;
    Yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme

    esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, sanığın üyesi bulunduğu silahlı terör örgütünün, Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzen yerine başka bir düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs amacına yönelik olarak vahamet arz eden eylemleri gerçekleştirdiği, sanığın sübutu kabul olunan eylemlerinin amaç suçun işlenmesi doğrultusundaki örgütsel bağlılık ve ülke genelindeki organik bütünlüğe göre amacı gerçekleştirme tehlikesi yaratabilecek nitelikte olduğu belirlenip kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, suçunun sübutu kabul edilmiş, savunmaları inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, incelenen dosya kapsamına göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan; sanık ve müdafii ile katılan ... (Cumhurbaşkanlığı) vekilinin temyiz dilekçelerinde ileri sürdükleri itirazlar yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 28.02.2019 tarihinde yürürlüğe giren 20.02.2019 tarih ve 7165 sayılı Kanunun 8. maddesiyle değişik 5271 sayılı Kanunun 304. maddesi uyarınca dosyanın ...2. Ağır Ceza Mahkemesine, kararın bir örneğinin bilgi için... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 17.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi