14. Hukuk Dairesi 2016/9233 E. , 2018/4971 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : 5. Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.05.2005 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesinin iptali talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 11.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalıların ...’nın soyundan geldiklerine dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi 1960/124 E. - 121 K. sayılı mirasçılık belgesi aldıklarını, söz konusu mirasçılık belgesinin bilimsel veriler ve tarihi gerçekliklerden uzak olduğunu, sadece tanık beyanlarına göre tanzim edilen bilirkişi raporuna göre karar verildiğini, davalıların bu mirasçılık belgesine dayanarak çeşitli mahkemelerde açtıkları davalar sonucunda ...Vakfının gelir, gelir fazlası ve mütevelliğine müstahak evladı olduklarına dair kararlar alındığını ve buna dayalı olarak yıllardır vakfın gelirlerinden yararlandıklarını, yine davalıların ...’nın 2. ...’in kızı ile evlenmiş olması nedeniyle ... Hanedanı ile soybağı kurarak, ... Hanedanı mensupları tarafından kurulan eski mazbut ve mülhak vakıfların gelir ve mütevelliği için davalı aleyhine dava açtıklarını, dava konusu olan ... Asliye Hukuk Mahkemesi 1960/124E.-121 K. sayılı mirasçılık belgesini tarihi yanlışlıklar ve çelişkilerle dolu olduğunu, davalıların bu ilama dayanarak, davacının idaresi ve denetimindeki pek çok mazbut ve mülhak vakfın gelirlerinden yararlandığından davacıyı birebir ilgilendirdiğinden bahisle ... Asliye Hukuk Mahkemesi 1960/124E.-121 K. sayılı mirasçılık belgesi ile aynı dosyada tevhidine karar verilen ... 12. Asliye Hukuk Mahkemesi 1959/982 E.-839 K.-580 Ek Karar sayılı veraset ilamının iptalini talep etmiştir.
Mahkemece, mirasçılık belgesinin iptali davası ancak mirasçılar tarafından veya yetki belgesi ile açılabileceğinden, davacının mirasçı olmayanların vakıf evladı olduğu iddiası ile açtığı davada aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 598. maddesi hükmünde başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, sulh mahkemesince mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, mirasçılık belgesinin geçersizliğinin her zaman ileri sürülebileceği açıklanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 05.12.1990 günlü ve 1990/2-560 Esas, 1990/622 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle hasımsız olarak açılan davalar çekişmesiz yargıya tabi olduğundan, bu davalar sonucunda verilecek kararlar şekli bakımından kesinleşmiş olsalar dahi maddi hukuk bakımından kesin hüküm oluşturmazlar. Dava ve ilam kavramları çekişmeli yargıya ait kavramlar olduğundan mirasçılık belgesi verilmesi istemiyle açılan davalar tam bir dava olarak nitelendirilemeyeceği gibi bu davalar sonucunda verilen kararlar klasik anlamda kesin hüküm sonucunu doğuran bir ilam da sayılmazlar. Bu nedenle açılan bu davalar sonucunda verilen kararların sonradan gerçeğe aykırı ve yanlış olduğunun anlaşılması halinde her zaman için aksi iddia ve ispat edilebileceği gibi, tespit hükmü niteliğindeki bu kararların sonradan açılacak başka davalarda kesin hüküm oluşturması ve mahkemeleri bağlaması da düşünülemez. Bu konularda öğreti ve uygulamada tam bir görüş birliği mevcuttur.
Somut olayda; mahkemece, iptali istenen mirasçılık belgesine dayanarak açılan davalar sonucunda, davalıların ...Vakfının gelir, gelir fazlası ve mütevelliğine müstahak evladı olduklarına dair kararlar alındığını ve buna dayalı olarak yıllardır vakfın gelirlerinden yararlandıkları, bu nedenle davacının dava açmakta hukuki yararı bulunduğu anlaşıldığından, davanın esasına girilmesi, davacı tarafından gösterilen ve gösterilecek tüm delillerin toplanması, sonucuna göre bir hüküm verilmesi gerekirken aktif dava ehliyetinin bulunmadığı nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.07.2018 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
-KARŞI OY YAZISI-
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme
kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması görüşündeyim, sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşüne katılmıyorum.