18. Hukuk Dairesi 2014/11000 E. , 2015/6761 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ..... ile davalı ..... aralarındaki ... Mahallesi, 2378 ada 6 ve 4446 ada 1 parsel sayılı taşınmazların kamulaştırmasız el atma nedenine dayalı olarak bedelinin tahsili davasına dair ... Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 24.12.2012 günlü ve 2011/413-2012/730 sayılı hükmün bozulması hakkında Dairece verilen 04.06.2013 günlü ve 2013/6699-9757 sayılı ilama karşı davacı vekili tarafından karar düzeltme isteminde bulunulmuştur.
Bu isteğin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekilinin karar düzeltme dilekçesi ile eklerinin ve tüm dosya kapsamının yeniden incelenmesi sonucunda,
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. madde ve 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Yasaya eklenen Geçici 2. maddede; Kamulaştırma işlemleri tamamlanmamış veya kamulaştırması hiç yapılmamış olmasına rağmen fiilen kamu hizmetine ayrılan veya kamu yararına ilişkin bir ihtiyaca tahsis edilerek üzerinde tesis yapılan taşınmazlara veya kaynaklara kısmen veya tamamen veyahut irtifak hakkı tesis etmek suretiyle malikin rızası olmaksızın fiili olarak el konulması sebebiyle, mülkiyet hakkından doğan taleplere ilişkin düzenlemeler getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen Geçici 6. madde uyarınca; malik olan kişilerin taşınmazlarına fiilen el konulması nedeniyle isteklerini belirterek (nakdi ödeme, idareye ait taşınmazın trampası, idareye ait taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak tanınması veya imar mevzuatı çerçevesinde başka bir yerde imar hakkı kullandırılması) öncelikle idare ile uzlaşma yoluna başvurması 1. fıkrasında dava şartı olarak kabul edilmiş, yasanın yürürlüğe girdiği tarihte henüz kesinleşmeyen davalarla ilgili ise 10. fıkrasında uzlaşma yoluna gitmeyi isteyip istemediklerini maddenin yürürlüğe girmesinden itibaren üç ay içinde idareye ve mahkemeye verecekleri dilekçeler ile bildirebilecekleri, uzlaşma talebi üzerine, uzlaşma görüşmelerinin neticesine kadar davanın bekletileceği, uzlaşılamaması hâlinde, uzlaşmazlık tutanağının mahkemeye sunulmasından sonra davaya devam edileceği öngörülmüştür.
Dava konusu somut olay incelendiğinde, kamulaştırmasız el atma nedeni ile tazminat davasının yukarıda açıklanan yasa maddesinin yürürlüğe girmesinden önce 08.07.2011 tarihinde açıldığı ve dava tarihi itibariyle uzlaşmaya başvurulduktan sonra dava açılmasını dava şartı sayan ve yukarıda açıklanan yasa maddesinin yürürlükte olmadığı ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihte derdest olan davalarla ilgili olarak uzlaşma yoluna başvurulması isteğe bağlı olduğundan ve yasanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 3 ay içinde kullanılacak bu hakka ilişkin
sürenin geçtiği de dikkate alındığında; Dairemizce uzlaşma yoluna gitmek üzere ilgili idareye başvuru şartı yerine getirilmeden dava açılması nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi yönünde yapılan bozma kararının, bozma kararından sonra yürürlüğe giren yukarıda açıklaması yapılan yasal düzenleme karşısında kaldırılması gerektiği, ancak aşağıda açıklanan nedenlerle hükmün bozulması gerektiği bu kez yapılan incelemeden anlaşıldığından, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulüne, Dairemizin 04.06.2013 gün ve 2013/6699-9757 sayılı bozma kararının kaldırılmasına karar verildikten sonra dosyadaki tüm bilgi ve belgelerin incelenmesi sonucunda;
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre; dava konusu 4446 ada 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında spor alanında, 2378 ada 6 parsel sayılı taşınmazın da otopark ve pazar alanında kaldığı, 4446 ada 1 parsel nolu taşınmazın 308,50 m² lik kısmına ... Belediyesi tarafından fiilen yol yapılarak el atıldığı, geriye kalan 65,90 m² lik ve 17901,11 m² lik kısımlarına ise fiili el atma bulunmadığı, yine 2378 ada 6 parsel nolu taşınmazın da 451,56 m² lik ve 62,99 m² lik kısımlarına davalı tarafından fiilen yol yapılarak, 247,98 m² lik ve 117,76 m² lik kısımlarına ise kaldırım ve tretuvar yapılmak suretiyle el atıldığı, geriye kalan 5079,17 m² lik kısmında ise fiili el atmanın bulunmadığı, fiilen el atılmayan her iki taşınmaz bölümlerinin 3194 sayılı İmar Kanunu"nun 7 ve 8. maddeleri kapsamında düzenlenen 1/1000 ölçekli uygulama imar planında belediye hizmet alanı olarak kamuya özgülenmesi sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan dolayı hukuken el atıldığı gerekçesiyle, mahkemece fiilen ve hukuken el atılan kısımlardan davalı ....."nın sorumlu tutulması suretiyle, taşınmazın tamamının bedeline hükmedildiği anlaşılmıştır.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Davaya konu 4446 ada 1 parsel sayılı taşınmazın fiilen el atılmayan, fen bilirkişi raporunda (B) ve (C) harfleri ile spor alanı olarak gösterilen 65,90 m² lik ve 17901,11 m² lik kısımları yönünden Dairece daha önce incelenen Dairenin 14.04.2014 gün ve 2014/3967 E-6950 K sayılı (....Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 10.04.2013 gün ve 2012/700 E-2013/228 K sayılı) paydaş dosyasında kamulaştırma yetkisinin Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı"na ait olduğu davalı ....."nın fiilen yol olarak el attığı kısım itibariyle proje bütünlüğünden de söz edilemeyeceği dikkate alınarak fiilen el atılmayan taşınmaz bölümü yönünden idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle bozma kararı verildiği, yine imar planında otopark ve pazar alanı olarak gösterilen davaya konu 2378 ada 6 parsel nolu taşınmaza yapılan fiili el atmanın plandaki amaç ve niteliğine uygun olmadığı gözetildiğinde fiilen el atılan kısım itibarıyla proje bütünlüğünden de söz edilemeyeceği dikkate alındığında, davaya konu her iki taşınmazın fiilen el atılmayan bölümleri yönünden;
Uygulama ve öğretide kamu idarelerinin, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında tek yanlı irade açıklamalarıyla kamu hukuku esaslarına dayanarak ilgililerin hukuki durumlarını etkileyecek şekilde yaptıkları işlemlerin, idari işlem, görev ve yetki alanlarına giren konularda hukuka uygun olarak yaptığı fiiller ile bu görevleriyle ilgili hareketsiz kalmaları idari eylem olarak tanımlanmaktadır.
Somut olayda idarenin icra yetkisini hukuka aykırı olarak kullanması olarak nitelendirilebilecek fiili el atma durumu söz konusu olmadığına göre, 3194 sayılı İmar Kanunu"nun ilgili maddeleri uyarınca tek yanlı idari işlemle düzenlenen imar planları ve bu planlara dayanılarak yapılan işlemlerin idari nitelik taşıdığı, söz konusu imar planlarının zamanında uygulamaya geçirilmemesi durumu da idari eylem olarak kabul edilmektedir.
Yukarıda açıklanan uyuşmazlıklarla ilgili olarak açılan davalarda, görev itirazında bulunulması ve olumlu görev uyuşmazlığı çıkması üzerine durum Uyuşmazlık Mahkemesi tarafından değerlendirilmiş ve 09.04.2012 gün 2011/238E.–2012/63K. ve 2012/41 E- 2012/77 K. sayılı kararlarında fiili el atmanın bulunmadığı durumlarda idari yargı yerinin görevli bulunduğuna karar verilmiştir.
Ayrıca 11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun değiştirilen Geçici 6. maddesinin 10.fıkrasında da “Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmî kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 3/5/1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Bu nedenlerle; fiilen el atılmayan her iki taşınmaz bölümleri yönünden davacı tarafın mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 114/1-b ve 115/2. maddeleri uyarınca bu kısımlara yönelik davanın usulden reddine ilişkin hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, karar düzeltme harcının istek halinde düzeltme isteyene iadesine 27.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.