3. Hukuk Dairesi 2016/13381 E. , 2018/1556 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile mülkiyeti davalının eşine ait olan taşınmazın satışı konusunda anlaştıklarını ve aralarında 23/07/2014 tarihli Emlak Alım Satım Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye istinaden 24/07/2014 tarihinde davalının hesabına 10.000,00 TL kaparo bedeli gönderdiğini; ancak taşınmazın iskanının alınıp tapusunun devredilmesi konusunda davalının yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı aleyhine ... 32. İcra Müdürlüğünün 2015/2298 Esas sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibin davalının itirazı üzerine durduğunu, 10.360,00 TL üzerinden icra takibine başlanılmış ise de, kaparonun 4.000,00 TL"sinin ödendiğinin tespit edildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davalının 6.000,00 TL asıl alacak, 200,00 TL faiz olmak üzere toplam 6.200,00 TL üzerinden borca yapmış olduğu itirazının iptali ile takibin devamına ve 6.200,00 TL"nin %20"sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davacı tarafından ödenen 10.000,00 TL kaparodan, 6.000,00 TL"nin hizmet komisyonu olarak emlakçıya ödendiğini, bunun karşılığında dava dışı emlakçı ile 24/07/2014 tarihinde 6.000,00 TL"nin emlakçıya davalı tarafından aracılık hizmeti için ödendiğine ve başkaca bir alacağı kalmadığına dair belgenin imzalandığını, kendisinde kalan 4.000,00 TL kaparo bedelinin ise 26/08/2014 tarihinde davacıya iade edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini dilemiştir.
Mahkemece; davacının alım satım sözleşmesinden vazgeçmesinin haklı sebebe dayandığı, bu nedenle ödediği kaparoyu davalıdan talep etmekte haklı olduğu, davacının, sözleşme gereği kaparo olarak davalıya gönderdiği 10.000,00 TL"nin 4.000,00 TL"sini 26/08/2014 tarihinde aldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının ... .... İcra Müdürlüğünün 2015/2298 Esas sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazının iptaline, 6.000,00 TL asıl alacak, 200,00 TL faiz olmak üzere toplam 6.200,00 TL üzerinden takibin devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, asıl alacağın %20’si olan 1.200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Dava, harici satım sözleşmesine dayalı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur.
Somut uyuşmazlıkta; davacı, harici satım sözleşmesi nedeniyle davalıya 10.000 TL kaparo ödediği iddiasında bulunmuş davalı ise, aralarındaki sözleşme gereği 10.000 TL kaparodan 6.000 TL hizmet bedelinin davacı adına ödendiğini, davacıya borcu kalmadığını savunmuştur.
Bu itibarla; alacağın varlığı yargılamayı gerektirdiğinden, mahkemece koşulları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
Ne var ki, bu yanılgının düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7. maddesi gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte belirtilen nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte belirtilen nedenle temyiz olunan kararın hüküm fıkrasında yer alan “Asıl alacağın %20’si olan 1.200,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp, davacıya verilmesine,” ifadelerinin çıkarılarak, bunun yerine “yasal şartları oluşmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine” ifadelerinin yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 22.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.