Hukuk Genel Kurulu 2014/1179 E. , 2015/2434 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki “sıra cetveline itiraz” talebinden dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 1. İcra (Hukuk) Mahkemesince şikayetin reddine dair verilen 06.12.2012 gün ve 2012/206 E. 2012/1004 K. sayılı karar, şikayetçi vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 21.06.2013 gün ve 2013/2748 E., 2013/4291 K. sayılı kararı ile;
“...Şikâyetçi vekili, dava dışı borçluya ait aracın satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’a aykırı olarak müvekkilinin alacağının garameye sokulmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir.
Şikâyet olunanlar vekilleri, şikâyetin reddini istemişlerdir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre; İcra Müdürlüğünce 1. ve 2. sıra alacaklıları arasında 6183 sayılı Yasaya göre garame hesabı yapılıp, SGK"ya 5.827,91 TL, Vergi Dairesine 6.874,09 TL para dağıtıldığı, 3. sırada olan şikâyetçinin 1. ve 2. sıradaki şikâyet olunanlara karşı şikayette bulunduğu, şikayetçi alacaklı ..."ın 02.12.2009 tarihinde ihtiyati haciz kararı alıp, 04.12.2009 tarihinde takibe başladığı, icra takibinin 08.12.2009 tarihinde kesinleştiği, takip dayanağının bir senet olup, kambiyo takibi yapıldığı, buna göre sıranın 1. SGK, 2. Vergi Dairesi, 3. davacı ... olduğu, ihtiyati hacizden sonra takip kesinleşinceye kadar arada 1. ve 2. sıra hacizlerin uygulandığı, İİK"nın 100. maddesine göre şikayetçinin alacağının aciz vesikasına, ilama, daha önceki resmi veya imzası tasdikli senede veya resmi dairelerin yetkili makamların verdiği makbuz veya vesikaya dayanmadığı, dolayısıyla şikayetçinin alacağının 100. madde kapsamında belgeye dayanmadığından garame hesabına da giremeyeceği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiştir
Kararı, şikâyetçi vekili temyiz etmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, İcra Mahkemesi"nce uyulan bozma ilamı doğrultusunda inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, şikayetçi vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2- Şikâyet, sıra cetvelindeki sıraya ilişkindir. 26.04.2010 tarihli sıra cetvelinde borçluya ait araç bedeli şikâyet olunanlar SGK ve Başkent Vergi Dairesi arasında garameten paylaştırılmış, SGK"ya 5.827,91 TL, Başkent Vergi Dairesine 6.874,09 TL ödenmesine karar verilmiştir. Bozulmasına karar verilen mahkemenin 09.06.2011 tarihli kararında ise yine garame yapılarak şikayetçiye 8.433,71 TL SGK"ya 4.268,19 TL ödenmesine, Başkent Vergi Dairesine ödeme yapılmamasına karar verilmiştir. Mahkemece, bozma kararına uyulmuş ise de, Başkent Vergi Dairesi"nin sıra cetveline itiraz etmemesi, SGK"nın ise ilk kararı temyiz etmemesi ile şikâyetçi yararına oluşan usuli kazanılmış haklar dikkate alınmadan hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
3- Sıra cetveline yönelik şikâyetlerde İcra Mahkemesi, önüne gelen şikâyetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olup, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK. m.17/I) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, HMK’nın hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin 297/2. maddesine aykırı olarak gerekçe kısmı hüküm bölümünde yeniden tekrar edilmek suretiyle hüküm tesisi de doğru olmamıştır...”
gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararın hüküm kurulmasına ilişkin kısmında direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İstem sıra cetvelinin iptaline ilişkindir.
Şikâyetçi vekili hatalı olduğunu ileri sürdüğü sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Şikâyet olunanlar vekilleri ayrı ayrı şikâyetin reddini savunmuşlardır.
Mahkemece 09.06.2011 günü “davacının haczinin 02.12.2009 tarihinde fiilen haczedildiği, diğer davalı alacaklılara ait hacizlerin daha sonra konulduğunun tespitine, sıra cetveline şikâyetin kabulüne, bilirkişi raporuna göre, ihale bedelinden kalan 12.702,00 TL"nin ilk haciz alacaklısı Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2009/19631 esas sayılı dosyası ile 2. sıradaki haciz alacaklısı SGK Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü alacaklısı arasında garameten paylaştırılmasına, yapılan garame hesabına göre 8.433,71 TL"nin Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2009/19631 esas sayılı dosyası alacaklısına, 4.268,29 TL"nin SGK Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü alacaklıya ÖDENMESİNE, 3. sıradaki Vergi Dairesine ödeme yapılmasına yer olmadığına, sıra cetvelinin bu şekilde düzeltilmesine” karar verilmiş; şikâyet olunan Hazine vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece ihtiyati haczin kesinleşmesi ve kesin hacze iştiraki bakımından İcra ve İflas Kanunu"nun 100 ve 264 üncü maddelerinin dikkate alınması gerektiğinden söz edilerek yerel icra mahkemesi kararı bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda “şikâyetin reddine ve İcra müdürlüğünün yaptığı sıra cetvelinde 06 AY 4271 plakalı aracın satışından dosyaya gelen 12.702,00 TL paranın 1. sırada SGK Ankara Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğüne, 2. sırada Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğüne, 3. Sırada Ankara 5. İcra dairesinin 2009/19631 esas sayılı dosyada davacı ...’a sıra cetveli düzenlenerek, bu paradan bozma ilamındaki gibi kazanılmış haklar dikkate alınmak üzere SGK"ya 5.827,91 TL, Başkent Vergi Dairesi Müdürlüğüne 6.874,09 TL ayrılmasına, davacıya sıra gelmediğinden para ayrılmasına yer olmadığına” dair verilen 10.12.2012 günlü karar,
Bu kez şikâyetçi vekilinin temyiz istemi üzerine Özel Dairece, “hükmüne uyulan bozma kararına uygun değerlendirme yapılmadığı ve sıra cetveline yönelik şikâyetlerde İcra Mahkemesinin, önüne gelen şikâyetleri sonuçlandırmak ve icra müdürüne bu yönde talimat vermekle görevli olduğu, düzenlenecek yeni sıra cetvelinde sıra cetvelinin hangi ilkelere göre düzenleneceğini belirtmesi, diğer anlatımla alacaklıların ne miktar için hangi sıralarda yer alması gerektiğini saptaması, hukuka uygun olmayan kısımları göstermesi, bu çerçevede işlem yapılması için icra müdürüne talimat vermesi (İİK. m.17/I) gerektiğinden, iptal nedenlerinin gerekçede belirtilmesi ve sıra cetvelinin iptaline karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, HMK’nın hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmemesine ilişkin 297/2. maddesine aykırı olarak gerekçe kısmı hüküm bölümünde yeniden tekrar edilmek suretiyle hüküm tesisinin de doğru olmadığı gerekçesiyle (re’sen) yasa gereği bozulmuştur.
İcra Mahkemesince dağıtımın yapılmasına ilişkin bozma hükmüne uyulmuş, ancak sıra cetvelinin iptaline ilişkin hüküm kuruluşu noktasında direnme kararı verilmiştir.
Direnme kararı şikâyetçi yanca temyize getirilmektedir.
Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık icra müdürünce düzenlenen sıra cetveline yönelik itirazda icra mahkemesinin doğru dağıtım şeklini hüküm fıkrasında göstermesinin yasaya aykırı olup olmadığı, mahkemenin bu yöndeki karar yazım tekniğinin “hüküm fıkrasında gerekçeye ait herhangi bir sözün tekrar edilmesi” yasağını (...m.297/2) ihlal edip etmediği; icra müdürünün “sebepsiz yapmadığı veya geciktirdiği işlerin icrası”nın emrolunacağına ilişkin İcra ve İflas Kanunu"nun 17 nci maddesinin, icra müdürünce hatalı yapılmış işlemin düzeltilmesi bakımından da uygulama yeri bulup bulmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce İcra ve İflas Kanunu"nun 17 nci maddesi uyarınca icra müdürünce hukuka aykırı biçimde yapılan işlemlerin icra hâkimi tarafından düzeltilmesinin mümkün olduğu, bu usulün icra hâkiminin icra müdürünün yerine geçerek onun yapması gereken işlemi yapamayacağına ilişkin yasağa aykırı olmadığı ve böylelikle uyuşmazlığın tamamen çözüleceği; nitekim Özel Daire’nin ilk bozmasında hükmün kurulma biçimine ilişkin bir noktaya temas etmediği ve gerekçeye ait bir sözün hükümde tekrarlanmaması konusunda esnek davranılabileceği ileri sürülmüş ise de yukarıda açıklanan nedenlerle bu görüşler Kurul çoğunluğunca benimsenmemiştir.
O halde tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Yukarıda açıklanan nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Şikayetçi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana iadesine, 06/11/2015 gününde yapılan ikinci görüşmede oy çokluğu ile karar verildi.