23. Hukuk Dairesi 2015/6294 E. , 2016/5311 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hüküm süresi içinde davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de, dosya içerisinde tebligat için mürafaa pulu bulunmadığından duruşma isteminin red edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında "tarafların müştereken yapacakları fuar organizasyonları nedeniyle karşılıklı hak ve yükümlülüklerin tespiti" konulu işbirliği sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme kapsamında 30.09.2010-03.10.2010 tarihleri arasında .... düzenlendiğini, davacının sözleşmeden kaynaklanan tüm yükümlülüklerini yerine getirerek.... gerçekleşmesini sağladığını, müvekkili şirketin reklam kampanyasının bedeli olarak 200.000,00 TL"sına KDV ilave etmek suretiyle tanzim ettiği, 236.000,00 TL bedelli faturayı .... Noterliği"nin 01.12.2010 tarihli ihtarnamesi ile davalı şirkete gönderdiğini, davalı şirketin söz konusu fatura bedelini ödemediğinden İstanbul 3. İcra Müdürlüğü"nün 2011/783 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli olarak borca itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, davalının ..... İcra Müdürlüğü"nün 2011/783 Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 03.05.2012 tarihli dilekçesi ile talebini ıslah ederek, 200.000,00 TL alacağın ihtar tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ıslah etmiştir.
Davalı vekili, davacı ile 20.12.2010 tarihinde yapılan toplantı sonucunda tutanak düzenlenerek toplam 71.291,41 TL"nin davacı şirket temsilcisine verilerek borcun ödendiğini, taraflar arasındaki gerçek borç mutabakat ile ödendiğinden ve karşılıklı ibralaşıldığından davacının reklam bedeli olarak 236.000,00 TL alacağı olduğunu iddia etmesinin usulsüz olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamından; taraflar arasında düzenlenen sözleşme çerçevesinde; davacının, davalının reklam kampanyasını yürüttüğü, sözleşme gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesine ve yaptığı işlere karşılık alacaklı olmasına rağmen davalı tarafından alacağın ödenmediği, davacı tarafından bu konuda yapılan takibe de davalının itirazda bulunduğu, her ne kadar davacının davasını itirazın iptali olarak açmışsa da sonradan ıslah yolu ile alacak davasına çevirdiği, bunun usule uygun olduğu, her iki bilirkişi kurulu tarafından verilen raporun birbirini teyit ettiği, uzman bilirkişilerden oluşan her iki kurulun da davacının 200.000,00 TL alacak talebinde bulunabileceğinin değerlendirilmesi gerektiğini belirttiği gerekçesiyle, ıslah da dikkate
alınarak, 200.000,00 TL "nin 15.12.2010 tarihinden itibaren işletilecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca alacağın tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece her ne kadar davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davaya konu 01.10.2010 tarihli faturaya konu alacağın davacı şirket tarafından verilen hangi tarihli hizmetlere ilişkin olduğunun ve bu hizmetlerin gereği gibi yerine getirilip getirilmediğinin tereddüte mahal vermeyecek şekilde davacı yanca ispat edilmesi gereklidir. Bu durumda, mahkemece konusunda uzman bilirkişi heyetinden yeni bir rapor alınıp, gerekirse davacı yanın delil listesinde bulunan yemin delili hatırlatılarak oluşacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz bilirkişi raporları dayanak gösterilerek yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.12.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.