18. Hukuk Dairesi 2015/2356 E. , 2015/6755 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde,...Köyü 21 parsel sayılı taşınmazın Kamulaştırma Yasasının 4650 Sayılı Yasayla değişik hükümleri uyarınca, kamulaştırma bedelinin tespiti ve idare adına tescili istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasal gerektirici nedenlere ve özellikle kanıtların takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
1-Mahkemenin ilk kararında tespit edilip idarece davalı adına bankaya yatırılan bedel ile bozmadan sonra saptanıp hüküm altına alınan bedel arasındaki farkın (idarece fazladan yatırılmış olan paranın) davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davacı idareye ödenmesine karar verilmesi gerekirken, fazla yatan bedelin davacı tarafa ödenmesine karar verilmesi ile yetinilmesi,
2-Anayasa Mahkemesi 1. Bölümünün 19.12.2013 tarih ve 2013/817 sayılı kararında, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davada uzun süren bir yargılama sonunda, dava tarihi itibarıyla belirlenen bedele hükmedilmesinin Anayasanın 35. maddesinde güvence altına alınan mülkiyet hakkının ihlal edildiği kabul edilerek mal sahibine tazminat ödenmesi gerektiği belirtilmiştir.
Yasa koyucu da, bu hak ihlalini dikkate alarak, 6459 sayılı Kanunun 6. maddesiyle 2942 sayılı Kanunun 10. maddesine eklenen fıkrada (yürürlük tarihi 30.04.2013) kamulaştırma bedelinin tesbiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılmaması halinde, tespit edilen bedele bu sürenin bitiminden itibaren faiz uygulanmasına ilişkin düzenleme getirmiştir.
Her ne kadar, getirilen bu faiz hükmü maddi hukuka ilişkin olup, aynı yasanın 29. maddesi gereğince yayımı tarihinden sonra açılacak davalara uygulanması gerekir ise de; 30.04.2013 tarihinden sonra açılacak davalar için yapılan bu düzenleme ile Anayasa Mahkemesinin makul süreyi aşan yargılamanın hak ihlali oluşturduğuna ilişkin kararı birlikte değerlendirildiğinde, 30.04.2013 tarihinden önce açılmış ve henüz kesinleşmemiş kamulaştırma bedelinin tespiti ve tescili davalarında öngörülen dört aylık yargılama süresinin makul süre kabul edilerek,
hakkaniyet gereğince taşınmaz malikinin zararının giderilmesi amacıyla 27. madde gereğince acele el koyma dosyasında tespit edilen ve ödenen bedelin de mahsubu ile dava tarihinden itibaren dört aylık sürenin bittiği tarihten (bozma kararı ile hükmedilen kamulaştırma bedelinin düştüğü de dikkate alındığında) ilk karar tarihine kadar tespit edilen kamulaştırma bedeline faiz uygulanması gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru değil ise de; bu hususların düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, gerekçeli kararın hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan “Fazla yatırıldığı anlaşılan 142164,06 TL kamulaştırma bedelinin talebi halinde davalıdan alınarak davacı ... Müdürlüğüne verilmesine" ibaresinin metinden çıkartılarak yerine "Davacı idarece fazla yatırılmış olan 142164,06 TL bedelin davalı tarafça bankadan çekilmesine kadar varsa işlemiş olan mevduat faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı ..."ne verilmesine” ibaresinin yazılması ve yine gerekçeli kararın hüküm fıkrasının birinci bendinde yer alan "TESPİTİNE" kelimesinden sonra gelmek üzere "Davalı lehine tespit edilen 744876,00 TL kamulaştırma bedelinden acele el koyma dosyasında ödenen 664488 TL mahsup edildikten sonra geriye kalan 80388 TL"ye 29.04.2012 gününden itibaren ilk karar tarihi olan 28.09.2012 tarihine kadar yasal faiz uygulanmasına” ibaresinin eklenmesi suretiyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 sayılı Kanunla eklenen Geçici 3. madde gözetilerek HUMK.nun 438. maddesi uyarınca hükmün düzeltilmesine ve düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 27.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.