11. Hukuk Dairesi 2016/12056 E. , 2018/4843 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 17. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 16/06/2016 tarih ve 2014/747-2016/263 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili şirket tarafından düzenlenen nakliyat emtia sigorta poliçesi kapsamında taşınan musluk emtiasının davalıların donatanı ve taşıyanı bulundukları gemiye konteynır içinde yüklendiğini, Çin-Türkiye arası taşındığını, varma yerinde konteynır açıldığında 159 Kap/2.987,90 Kg."lık sigortalı emtia ambalajının hasarlı olduğunun tespit edildiğini, sigortalısına 4.340,00 TL tazminat ödediğini ileri sürerek 4.340,00 TL"nin ödeme tarihi olan 02/10/2012 tarihinden itibaren işlemiş ve dava tarihinden itibaren işleyecek olan ticari avans faizleri ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili; süresinde hasar ihbarı yapılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dosyadaki konşimento suretinden konşimentoyu düzenleyenin...... Ltd olduğu, navlun faturasının Solmaz Nakliyat ve Tic. A.Ş. tarafından düzenlendiği, 25/07/2012 tarihinde emtiaların hasarının tutanak ile belirlendiği, 18/09/2012 tarihli ekspertiz raporunda emtianın ambalaj koli ve kutularının yenilenmesi gerektiğinin ifade edildiği, davacı ... şirketi tarafından sigortalısına 02/10/2012 tarihinde 4.340,00 TL ödeme yapıldığı ve aktif husumet ehliyetinin bulunduğu, davalı ..."ın 25/0/2012 tarihli fatura ile navlun ücreti adı altında 670,00 USD"lik fatura düzenlediği ve pasif husumet ehliyeti olduğu, taşımanın fiilen diğer davalı üzerinde bırakıldığı, Solmaz Nakliyat"a bu davalıya izafeten dava açılamayacağı, sigortalı tarafından hasar bildiriminin davalı ..."a bildirildiği, eşyadaki her türlü kötüleşmenin hasar olarak değerlendirildiği, emtianın ambalaj kolilerinin ezilmek, yırtılmak ve deforme olmak sureti ile hasarlandığı, davalı taşıyan tarafından ambalajların yetersiz olduğu ve bu sebeple sorumlu olmadığına ilişkin somut delillerin dosyaya sunulmadığı, TTK 1178. maddesi gereğince hasarın
taşıyanın hakimiyeti esnasında oluştuğu, TTK"nın 921. maddesi gereğince davalı ..."ın da davacıya karşı sorumlu olduğu ancak sehven bu davalı hakkında pasif husumet yokluğu değerlendirilmesi yapıldığı gerekçesiyle davalı ...Ş. hakkındaki açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine, davalı...... Ltd hakkında açılan davanın kabulüne, 4.340,00 TL"nin davalıdan 02/10/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Dava, nakliyat emtia sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat alacağı istemine ilişkindir. Mahkemece davalı ...Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine, davalı...... Ltd. yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir.
Ancak, Türkiye Cumhuriyeti Anayasası yargılamanın açıklığı ilkesini kabul etmiştir. Gerek mülga 1086 sayılı HUMK 382 ve devamı maddelerinde gerekse yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nin 294 ve devamı maddelerinde hükmün nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca hükme bağlanmıştır. Yargılamanın açık bir şekilde yapılması ve tesis edilen hükmün açıkça belirtilmesi ilke olarak kabul edilmiştir. Bu nedenle hükmün açık, anlaşılır ve şüpheye yer vermeyecek şekilde infazı kabil olarak kurulması ve de en önemlisi sonradan yazılacak gerekçeli kararın kısa karara uygun bulunması gerekir. Aksi halde, yargılamanın açıklığı ilkesi dolayısıyla kamu vicdanı zedelenmiş olacaktır. Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki olmaması gerektiği gibi, gerekçe ile hüküm fıkrası arasında da çelişki bulunmaması yasal bir zorunluluk olup, kararların bu hususlara aykırı oluşturulması mahkeme kararlarına duyulan güveni sarsacağı gibi, verilen kararların hukuki denetiminin yapılmasını da olanaksız kılmaktadır.
Somut olayda, mahkeme kararının gerekçesinde, davalı ...Ş."nin sigortalı şirkete düzenlediği navlun faturası nedeniyle TTK 921. maddesi uyarınca davacıya karşı sorumlu olduğu, ancak sehven bu davalı hakkında pasif husumet yokluğundan davanın reddine karar verilmiş olduğu ifade edilmiş ve hüküm fıkrasında da kısa karara uygun şekilde davalı ...Ş. yönünden davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Bu durumda, gerekçe ile hüküm birbiriyle çeliştiğinden verilen karar, yukarıda açıklanan yasa hükümlerine aykırı olup, kararın bozulması gerekmiştir.
2- Bozma sebep ve şek... göre, davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kararın resen BOZULMASINA; (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 27/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.