8. Ceza Dairesi 2016/6254 E. , 2017/260 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Eziyet ve kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Hükümlülük
Gereği görüşülüp düşünüldü:
1- Sanık hakkında eziyet suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanık müdafinin, eksik incelemeye yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün oyçokluğuyla ONANMASINA,
2- Sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan kurulan hükmün temyiz incelemesinde;
Oluşa, dosya kapsamına göre sanığın zihinsel engelli mağdureyi evin ayrı bir odasında tutması eyleminde, sanığın suç kastıyla hareket ettiğine ilişkin her türlü kuşkudan uzak, mahkumiyete yeterli, kesin ve inandırıcı kanıt elde edilemediği gözetilmeden beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 12.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.
KISMİ KARŞI DÜŞÜNCE
Dosya içinde; doğuştan özürlü olduğu belirtilen ..."un ölümü üzerine yapılan otopsisi sonucu İstanbul Adli Tıp Kurumu İhtisas Kurulunca ölüm sebebi belirlendikten sonra, ölüm sebebi olmamakla beraber “Karın içinde tarif edilen travmatik lezyonların küt batın travması sonucu meydana geldiği ve hayati tehlike oluşturacak nitelikte olduğu ancak kısa sürede ölüm oluşturmayacağı” tespitlerine dayanan 03.05.2011 tarihli rapor dışında bir raporun bulunmadığı,
Dinlenen tanık beyanlarından görgüye dayalı bilgisi olan ....., ... ve ..."un sanığın mağdureye yönelik bazı eylemlerine tanık olduğunun anlaşıldığı, bu eylemlerin sürekli olup olmadığının belli olmadığı gibi, hangi tarihlerde bu eylemlerin gerçekleştiğinin de belirlenemediği, müşteki ... ifadesinde sanığın maktule yönelik kötü muamele ve darp iddiaları nedeniyle Cumhuriyet Savcılığına başvurduklarını belirttiği ancak bu başvuru sonucu 14.11.2009 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği,
Maktulenin sanık olan üvey annesi ve babasının bulunduğu evde ikamet ettiği, babası ..."ın 04.01.2010 tarihindeki maktulenin ölümünden sonra 10.10.2010 tarihinde vefat ettiği, maktuledeki darp izlerine ilişkin olarak beyanı alınmadığı gibi, maktuleye yönelik eziyet iddialarına ilişkin sorumluluğunun da araştırılmadığı,
Maktulenin otopsi raporundaki yaralar ile sanığın tanık beyanlarınca ifade edilen önceki eylemleri arasında varsayımsal olarak illiyet bağı kurulduğu,
TCK 96. maddesindeki eziyet suçu ile TCK.nun 232. maddesindeki kötü muamele suçları arasında en ayırt edici unsur süreklilik olduğundan, eziyet suçu açısından sanığın kastının bu unsurları kapsaması gerektiği, dosya içinde sanığın bu kastı ile eylemlerindeki sürekliliğin kanıtlanmadığı,
Bu kapsamda sanığın, mevcut tanık beyanları çerçevesinde ve maktulenin doğuştan özürlü durumu da dikkate alındığında, TCK.nun 232/1. maddesi çerçevesinde hukuki sorumluluğunun tartışılması yerine TCK.nun 96. maddesine göre alt sınırdan uzaklaşılarak neticeten 5 yıl hapis cezasına ilişkin 1 no"lu mahkumiyet hükmünün onanması yönündeki sayın çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.12.01.2017