9. Hukuk Dairesi 2015/10835 E. , 2017/1222 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA :Taraflar arasındaki, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı ile fazla mesai ücreti, ücretli izin, genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesi davasının yapılan yargılaması sonunda; ilamda yazılı nedenlerle gerçekleşen miktarın faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin hüküm süresi içinde duruşmalı olarak temyizen incelenmesi davalı avukatınca istenilmesi üzerine dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07/02/2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü davalı adına Avukat ... ile karşı taraf adına Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
A) Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla çalışma ücreti, ulusal bayram ve genel tatil ücreti, kötüniyet tazminatı yıllık ücretli izin ve ücret alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davanın reddini talep etmiştir.
C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkeme, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanarak davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.
D) Temyiz:
Kararı davalı temyiz etmiştir.
E) Gerekçe:
Anayasa’nın 138 ve 141. maddeleri uyarınca Hakimler, Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdanı kanaatlerine göre hüküm verirler ve bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Bu gerekçede hukuki esaslara ve kurallara dayanmalı, nedenleri açıklanmalıdır.
Diğer taraftan 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 Sayılı HMK.’un 27. Maddesinde hukuki dinlenilme hakkı kurala bağlanmıştır. Hukukî dinlenilme hakkı, Anayasanın 36 ncı maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6 ncı maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsurudur. Hukuki Dinlenilme Hakkı” gereğince davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkemeler, kararlarını somut ve açık bir şekilde gerekçelendirmek zorundadırlar. Eksik, şeklî ve görünüşte gerekçe yazılması adil yargılanma hakkının (hukukî dinlenilme hakkının), ihlâlidir.
HMK.’un 297. maddesinde de, verilecek hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özetinin, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususların, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delillerin, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesinin, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin yer alması gerektiği açıkça vurgulanmıştır. Kararın gerekçesinde maddi olay saptanmalı, hukuki niteliği ve uygulanacak hukuki kurallar belirlenmeli, bu konuda gerekli inceleme ve delillerden söz edilmeli, hukuk kuralları somut olaya uygulanmalı ve sonunda hüküm kurulmalıdır. Maddi olgularla hüküm fıkrası arasındaki hukuki bağlantı da ancak bu şekilde kurulabilecek, ayrıca yasal unsurları taşıyan bu gerekçe sayesinde, kararların doğruluğunun denetlenebilmesi mümkün olacaktır.
Somut uyuşmazlıkta;
Mahkemece iddianın özeti kısmında, sadece davacı talepleri sıralanıp bunlara ilişkin fesih dışında iddialara yer verilmemiş, savunmanın özetinde de herhangi bir açıklamaya yer verilmeden “davanın reddini istemiştir” şeklinde yazılmış, gerekçe kısmında ise aynen “Dosya dinlenen tanık beyanları ve toplanan delillerle birlikte bilirkişiye tevdi edilmiştir.
Bilirkişi mahkememizce de hükme yeterli görülen ayrıntılı raporunda davacının haklı çıkması halinde alabileceği ücretleri ayrıntısıyla hesaplamıştır.
Rapora itiraz edilmiş, bilirkişiden ek rapor alınmıştır. Ek raporda bilirkişi tarafların itirazları doğrultusunda şıklı olarak rapor vermiştir. Mahkememiz celp edilen emsal ücretler ve dinlenen tanık beyanları dikkate alındığında bilirkişinin raporundaki a şıkkının daha uygun olacağı kanaatine varmıştır.
Davacı davasını ıslah edip harcını yatırmıştır.
Dinlenen tanık beyanları toplanan deliller, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre yapılan inceleme sonunda davacının davasının kısmen kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır.
Ayrıca fazla mesai ve genel tatil alacağından %35 oranında indirim yapmanın hak ve nesafete uygun olacağı kanaatine varılmıştır.” şeklinde gerekçe oluşturulmuştur.
Yukarıda belirtildiği üzere, Mahkemece davacının iddiası ve talepleri açıklanmamış, davalının savunmasının ne olduğu yazılmadığı gibi delillerin ne olduğu gösterilmemiş, maddi olay saptanmamış, iddia ve savunma deliller ışığında tartışılmamış, bilirkişi raporuna atıfla yetinilmiş, kısaca karar gerekçesiz yazılmıştır. Kararın gerekçesiz olması, adil yargılanma hakkının ihlali olup, kararın salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Keza hüküm sonucunda, alacak kalemlerinin net mi brüt mü olduğunun, ayrıca faiz başlangıç tarihlerinin açıkça gösterilmemesinin de 6100 sayılı Kanun’un 297/2. maddesine aykırı olacağı gözetilmemiştir.
Mahkemenin ıslaha karşı zamanaşımını değerlendirmeden karar verilmesi de yerinde değildir.
Ayrıca, hesap raporunda hükmedilen fazla çalışma, izin ve genel tatil alacaklarından nete çevrilirken SGK ve işsizlik primlerinin düşülmediği, Mahkemece bu rapora itibarla hüküm kurulduğu ve kararda da bu kesintilerle ilgili bir açıklamaya yer verilmediği anlaşılmaktadır. Karar bu yönüyle infazda tereddüde ve davalı işverenin mükerrer sorumluluğuna yol açabilecek nitelikte olup hatalıdır.
F) Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, davalı yararına takdir edilen 1.450.00 TL duruşma avukatlık parasının karşı tarafa yükletilmesine, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 07/02/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.