10. Hukuk Dairesi 2018/5876 E. , 2019/4691 K.
"İçtihat Metni"... (Birleşen dava davalısı) adına Av. ... ile 1-... Mirasçıları a)... b)... c)... d)... e)... 2-... Başkanlığı (Birleşen dava davacısı) adına Av. ... aralarındaki dava hakkında ... 1. İş Mahkemesinden verilen 19.07.2018 günlü ve 2017/378-2018/444 sayılı hükmün, davalı ... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”; Yine, 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.
Tüm bu düzenlemeler gözetildiğinde, artık, adres kayıt sisteminde yazılı adresi bulunanlara, 7201 sayılı Kanunun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacak olup; bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, adres kayıt sisteminde yazılı adresine, 21. maddenin ikinci fıkrasına göre tebliğ yapılması gerekecektir.
Eldeki dosya incelendiğinde, davalı ...’a ve ...’a yapılan gıyabi hükme dair tebligatların, belirtilen mevzuat hükümlerine aykırı şekilde tebliğ edildiği, davalı ...’a yapılan gıyabi hükme dair tebligatta, davalıya neden tebliğ yapılamadığı ve davalının nerede olduğuna dair herhangi bir kayıt ihtiva etmediği ve tebligatın doğrudan muhtara bırakıldığı, davalı ...’a gönderilen tebligatın ise oğlu ...’a tebliğ edildiği, anılan tebliğde davalıyla oğlunun aynı evde ikamet ettiğine dair herhangi bir kayıt bulunmadığı gibi, davalı ...’ın kendisine çıkan tebligatı başka bir adreste tebliğ aldığı tespit edilmiştir. Bu şekilde yapılan tebligatların usulsüz olduğu anlaşılmakta olup, mahkemece; gecikmeye ve yeni bir geri çevirmeye mahal verilmeksizin, verilen gıyabi hükmün adı geçen davalılar hakkında yapılacak araştırma ile adres kayıt sisteminde yazılı adreslerine Tebligat Kanununun 16-17 ve 21. maddelerine göre usulünce tebliğ edilerek; takiben temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3.maddesi gereği, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere, dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, 23.05.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.