14. Hukuk Dairesi 2016/343 E. , 2018/4952 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 16.08.2010 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı ... iptal ve tescil talebi üzerine Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 31.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkından kaynaklanan ... iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı ... vekili, 385 parsel sayılı taşınmazda davacının 18/1584 payla malik olduğunu, davalı ..."in 26.04.2010 ve 07.05.2010 tarihlerindeki iki ayrı satış ile taşınmazda hisse sahibi olduğunu, davacının bu durumu haricen öğrendiğini, kendisine herhangi bir bildirim yapılmadığını ileri sürerek, önalım hakkı nedeniyle davalı adına olan ... kaydının iptali ile davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleştirilen davacı ... vekili; davacının 385 parselde hisse sahibi olduğunu ve 07.05.2010 tarihinde davalı ... tarafından hisse satın alındığını belirterek önalım hakkını kullanmak istemiştir.
Birleştirilen davacılar ..., ... ve ... vekili de dava dilekçesinde; 385 parselde davacıların hisse sahibi olduklarını ve 26.4.2010 tarihinde davalı ... tarafından taşınmazda hisse satın alındığını belirterek alınan hisse için önalım hakkını kullanmak istemiştir.
Davalı vekili, taşınmazın fiilen taksim edildiğini, paydaşların kullandıkları yerlerin belli olduğunu beyan ederek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, Hamza tarafından açılan davanın HMK 115/2 maddesi gereğince usulden reddine, birleştirilen davacı ... yönünden açılan davanın ise dosya işlemden kaldırıldıktan sonra süresi içinde yenilenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi"nce keşif, bilirkişi, tanık vs. delillerin toplanması için gereken masrafların davanın gelinen aşaması itibariyle gider avansı değil delil ikamesi olarak değerlendirileceği ve delil ikamesi için gereken giderin filli taksim savunmasında bulunan davalıdan tahsil edilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda davacılar tarafından davalı hakkında açılan davanın kabulüne, ..."in 16090517 / 114642000 oranındaki payının iptali ile iptaline karar verilen bu payın 11024839 / 152856000 payın davacı ... adına, 31287551 / 1375704000, payın davacı ... adına, 31287551 / 1375704000 payın davacı ... adına, 31287551 / 1375704000 payın davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.2.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olaya gelince; önalım hakkına dayalı ... iptal ve tescil davası sonucu mahkemece verilen kararın Yargıtay 6. Hukuk Dairesi tarafından bozulması üzerine davalı tarafça delil ikamesi için gereken giderler mahkeme veznesine depo edilmiştir. Ancak mahkemece keşfe gidilmemiş, davacılar İsmail, ... ve ... tarafından diğer hissedar ..."e karşı açılan davada yapılan keşif ve bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Her iki davanın davalısı farklı olup davacı ... 2011/757 Esas sayılı dosyada taraf değildir. Bu nedenle mahkemece keşif yapılarak fiili taksim varsa taşınmazın hangi bölümünün kimler tarafından ve ne şekilde kullanıldığı hususlarının açıklığa kavuşturulması için HMK 259/2 maddesi gereğince tarafların tanıkları taşınmaz başında dinlenerek davacıların kullandığı ve davalıya pay satan kişilerin kullandığı ayrı ayrı bölümler bulunup bulunmadığı belirlenerek, çelişkili beyanlar varsa giderilerek ve tanıklarca gösterilecek yerler fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek krokide denetime elverişli şekilde işaretlenmek suretiyle fiili taksimin mevcut olup olmadığı saptanmalı, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.