20. Hukuk Dairesi 2017/2193 E. , 2018/6033 K.
"İçtihat Metni"...........
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı-borçlu.......1, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10, 11 ve 12 nolu bağımsız bölümleri ile 7. katındaki tüm bağımsız bölümlerin maliki olduğunu, bu bağımsız bölümlere ait 25/10/2012 tarihinde 1.384,00 TL, 25/11/2012 tarihinde 324,00 TL, 25/12/2012 tarihinde 324,00 TL, 25/01/2013 tarihinde 348,00 TL, 25/02/2013 tarihinde 1.175,00 TL olmak üzere toplam 3.555,00 TL ödenmesi gereken aidat borcu bulunduğunu, aidat borçlarının tahsili için...... sayılı takip dosyası üzerinden yapılan icra takibinin borçlunun haksız itirazı üzerine durduğunu beyan ederek; davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının % 20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulüne, davalının .....sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın kısmen iptaline, icra takibinin 3.555,00 TL asıl alacak, 552,95 TL gecikme tazminatı üzerinden devamına, davacı tarafın fazlaya ilişkin talebinin reddine, itirazın iptaline karar verilen asıl alacak üzerinden hesap edilecek % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava; ortak gider alacağı nedeni ile başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
1) Kat Mülkiyeti Kanununun 20. maddesinin ikinci fıkrası hükmüne göre, ortak giderden payına düşeni ödemeyen bağımsız bölüm malikinin ödemede geciktiği günler için ödemekle yükümlü bulunduğu gecikme tazminatının başlangıç gününün açıkça saptanmış olması gerekir. Dava konusu ortak giderin dayanağını oluşturan düzenleme; işletme projesi ise işletme projesinin davalıya tebliğ edildiği tarih, kat malikleri kurulu kararı ise bu kurula davalı katılmışsa karar tarihi, kararın alındığı toplantıya katılmamışsa bu kararın kendisine tebliğ edildiği ya da başka bir biçimde borcunu öğrendiği tarih, bu da yoksa hakkında açılan icra takibi nedeniyle ödeme emrinin tebliğ edildiği tarih esas alınmalıdır. Buna göre; icra takibine dayanak yapılan 2012 ve 2013 tarihli aidat ve yönetim giderlerinin dayanağı olan belge ve deliller celbedilerek, bu kararların davalıya tebliğ edilip edilmediği, bu konuda kat malikleri kurulında kararlar alınıp alınmadığı, bu kapsamda borcun dayanağının ne olduğu tam olarak tespit edilerek, davalının aidat borcunun dayanağını öğrendiği günün, dayanak olan belgenin davalıya tebliğ edildiği günün açıkça belirlenmesi, borcun dayanağını icra takibinden önce öğrenmediği saptandığında gecikme tazminatının ödeme emrinin tebliğinden itibaren başlatılması gerekirken, bu konuda yeterli inceleme ve araştırma yapılmadan ödeme emrinde belirtilen günlerden itibaren gecikme tazminatının hesaplanıp buna göre hüküm kurulmaması,
...
Dava konusu yapılan aidat ve yönetim giderlerinin; takip talebinde, "6. katta bulunan 1, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 10 ve 11 nolu dairelerin ve 7. katta bulunan tüm dairelerin ödenmeyen yönetim ve aidat giderleri" açıklaması ile borç sebebi olarak gösterilmesi karşısında, mahkemece hangi bağımsız bölümlere ilişkin aidat ve giderlerin istendiğinin davacı tarafa açıklattırılmamış, alınan kararlara göre davalının sorumluluğu irdelenmemiş olup; tapu kayıtları, yönetim planı ve ortak giderler ile aidatlara ilişkin olarak toplantılarda alınan kararlar birlikte değerlendirilerek davalının sorumlu olacağı miktarın, her bir bağımsız bölüm yönünden (arsa payı veya m²"sine göre) ne kadar olduğu hususunda, kat mülkiyeti hukuku ve mali hesaplamalar konusunda uzman bilirkişilerden, tarafların ve Yargıtayın denetimine açık, ayrı ayrı her bir bağımsız bölüm yönünden davalının sorumlu olduğu miktarı gösterir şekilde rapor alınması, ondan sonra oluşacak duruma göre bir karar verilmesi gerekirken, yukarıda anılan gereklilikler dikkate alınmaksızın, eksik ve yetersiz inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/09/2018 günü oy birliği ile karar verildi.