20. Hukuk Dairesi 2017/3219 E. , 2018/6032 K.
"İçtihat Metni"........
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... ...... ve bir kısım davalılar vekili Av. ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava konusu ana taşınmazın 1, 2, 3, 4, 5, 7, 8 ve 18 numaralı bağımsız bölümlerinin müvekkili adına kayıtlı olduğunu, bodrum katında tesis edilmiş olan su deposunun, taşınmazın onaylı projesinde yer almadığını, bu su deposunun kat maliklerinin onayı ve rızası olmaksızın projeye aykırı olarak sonradan yapıldığını, ancak su deposu bakımından gerekli drenaj ve yalıtım tedbirlerinin alınmadığını, oluşan sızıntıların binanın statiğini bozup binanın dayanıklılığı bakımından da tehlike oluşturduğunu, bu durumun her geçen gün binanın güvenliğini, dayanıklılığını tehdit eder duruma geldiğini, tüm kat maliklerinin ana taşınmazın bakımı, korunması ve ana taşınmazda meydana gelen zararları giderme hususunda sorumluluk ve borç altında olduklarını beyan ederek; taşınmazın onaylı mimari projesine aykırı olarak inşa edilen su deposunun kaldırılmasına, taşınmazın projeye uygun olarak eski hale getirilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; ana taşınmazın ortak kullanım alanı olan ikinci bodrum katında, 10,50 m2 alanlı, mevcut kat yüksekliğinde su deposu yapılmış olduğu, tasdikli mimari projesine göre 2. bodrum kat planında su deposunun bulunmadığı, dolayısı ile tasdikli mimari projeye ve yönetim planına aykırı olarak yapıldığı gerekçesiyle; davacının davasının kabulü ile; ......adresinde kain ve tapunun 1648 ada, 9 parselinde kayıtlı ana taşınmazın 1.bodrum katında onaylı mimari projeye ve yönetim planına aykırı olarak yapılan, 10,50 m2. alanlı mevcut kat yüksekliğindeki su deposunun kaldırılarak taşınmazın onaylı mimari projesine uygun olarak eski hale getirilmesine, davalılara taşınmazı eski hale getirmeleri için 1 ay süre verilmesine, bu süre zarfında yerine getirilmediği taktirde kararın icraen infazına karar verilmiş, hüküm davalılardan ... ve bir kısım davalılar vekili Av. ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, Kat Mülkiyeti Kanunu uyarınca projeye aykırı yapıldığı bildirilen imalatların eski hale getirilmesi, müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın kabulü, müdahalenin önlenmesi ve projeye aykırılıkların eski hale getirilmesi yönünde hüküm kurulmuş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm kurmaya elverişli değildir. Buna göre;
1-Mahkemece alınan bilirkişi raporu da hüküm kurmak için yetersiz olup, ana taşınmazda tadilat projesi olup olmadığının, bağımsız bölüm maliklerinin tadilat projesine muvafakat verip vermediklerinin, birden fazla su deposu var ise projesine göre hangi akslar arasında inşa edildiklerinin ve fiilen kaç metrekare alanı kapladıklarının da belirlenerek, projesel bilgilere göre hangisinin kaldırılması gerektiğinin araştırılıp tespit edildikten sonra oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde eksik ve yetersiz inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir.
-2-
2017/3219 - 2018/6032
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297/2. maddesi; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükmünü amir olup, hüküm fıkrasının tarafların taleplerini karşılayacak, açık ve maddeler halinde, infazda tereddüt yaratmayacak şekilde oluşturulması gerekirken, anılan kanun hükmüne aykırı olacak şekilde, "gerekçe" kısmında "2. bodrum katında yer alan...su deposu" şeklinde ifade edilmesine rağmen, "hüküm" fıkrasında "1. bodrum katında...su deposu" şeklindeki ifadeye yer verilmesi, diğer taraftan ana taşınmazda birden fazla sayıda su deposu bulunması halinde mevcut su depolarının tam olarak nerede olduğunun, projesindeki bilgilere göre hangi akslar arasında inşa edildiğinin, fiilen kaç metrekare alanı kapladığının, hangisinin kaldırılacağının ve projeye göre bulunduğu yerinin somut olarak belirtilmeksizin, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması, hüküm fıkrasının açık, şeffaf ve uygulanabilir şekilde gerekçe ile uyumlu olma, talepleri tek tek karşılama ilkesine aykırı olduğundan yerinde görülmemiştir.
3-6100 sayılı Hukuk Mahakemeleri Kanununun 298/2. maddesi; "Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz." hükmünü amir olup, yerel mahkemece, 24.05.2016 tarihli 3 nolu celsede tefhim edilen "kısa kararda", "ikinci bodrum katında projeye aykırı olarak yapılan su deposunun" şeklinde ifadeye yer verildiği halde, gerekçeli kararın "hüküm" fıkrasında ise "1.bodrum katında onaylı mimari projeye ve yönetim planına aykırı olarak yapılan, 10,50 m2 alanlı" şeklindeki ifade ile hüküm kurulduğu anlaşılmakla bozmayı gerektirmiştir.
T.C.Anayasası yargılamanın aleniyeti ilkesini benimsemiştir. Bunun anlamı; yargılama açık olarak yapılacak ve yargılamanın sonunda verilen karar da açıkça belirtilecektir. HMK"nın 298/2. maddesi gereğince, sonradan yazılacak gerekçeli kararın da bu kısa karara uygun olması gerekir. Aksi halde, yargılamanın aleniyeti ilkesi zedelenmiş ve mahkeme kararına da güven sarsılmış olacaktır. Yargıtay İçtihatları Birleştirme Genel Kurulunun 10.04.1992 tarih, 7/4 sayılı kararında, kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunmasının bozma nedeni olacağı içtihat edilmiş bulunmasına göre, mahkemece yapılacak iş; bozmadan sonra kısa karar ile bağlı olmaksızın çelişkiyi gidermek kaydıyla vicdani kanaatine göre yeni bir karar vermekten ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 27/09/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.