8. Hukuk Dairesi 2018/15280 E. , 2021/1243 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın usulden reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, dava konusu 3743 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 4 katlı binanın vekil edenlerine ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, davacıların izale-i şüyu davasında davalının kabul beyanından haberdar olmaksızın, Mahkemece verilen kesin süreyi yerine getirerek eldeki davayı açtıkları, bu nedenle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, yargılama giderlerinden davalı tarafın sorumlu tutulmasına karar verilmesi üzerine, hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiş, Dairemizin 2014/22125 Esas, 2016/5867 Karar sayılı ilamı ile, dava konusu 3743 ada 3 parsel sayılı taşınmaz hakkında taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davasına ilişkin Bursa Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/3075 Esas, 2013/1076 Karar sayılı ilamının incelenmesinde; davanın kabulüne, 3743 ada 3 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, binaların toplam taşınmaza oranı %53,68 olduğu, satış parasının %53,68"sinin davalılara (eldeki davanın davacıları) verilmesine, kalan kısmın taraflar arasında tapu payları oranında dağıtılmasına karar verildiği, Yargıtay 14. Hukuk Dairesi"nin 02.10.2014 tarihli ve 2014/7235 Esas, 2014/10877 Karar sayılı ilamı ile dava konusu taşınmazın üzerindeki muhdesatın davalılar murisi tarafından yapıldığı hususunda bir uyuşmazlık bulunmamasına göre hükmün onanmasına karar verildiği, davada hukuki yarara esas olan taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasında tespiti istenen dava konusu binanın davacıların murisi tarafından yapıldığının belirlendiği, satış parasına oranlandığı ve Yargıtay denetiminden geçerek davanın kesinleştiği göz önünde bulundurulduğunda, davacıların muhdesatın tespiti davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı, bu durumda, davacıların bina yönünden tespit davası açmasında hukuki yararının olmadığı dikkate alınarak davanın reddine karar verilerek bu çerçevede yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine işaret edilerek bozma kararı verilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, hüküm süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1.Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, Mahkemece bozma gereklerine uygun biçimde hüküm verildiğine göre davacılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Davacılar vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Davanın, dava ön şartının yokluğu nedeniyle reddine karar verildiği gözetildiğinde davalı lehine hükmedilecek avukatlık ücretinin hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 7/2. ve 13. maddeleri uyarınca belirlenmesi zorunludur. Buna göre; davanın konusunun para veya para ile değerlendirilmesinin mümkün olması halinde, dava şartlarından birinin bulunmaması (noksan olması) nedeniyle davanın usulden reddine karar verildiğinde vekalet ücreti nispi tarifeye göre takdir edilir; ancak, bu nispi vekalet ücretinin miktarı, maktu vekalet ücretini geçemez.
Bu olgular dikkate alındığında davalı taraf yararına "Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere" avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken, tarife hükümlerine aykırı şekilde fazla avukatlık ücretine hükmedilmesi hatalı olup, davacı tarafın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde ise de; bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün bu bölümünün HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Davacılar vekilinin temyiz itirazları yukarıda (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile temyiz olunan kararın (3) nolu bendinde yer alan " ...9.467,28 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine" sözlerinin hükümden çıkarılarak yerine "karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" söz ve rakamlarının yazılıp eklenmesine, davacılar vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) numaralı bentteki nedenlerle reddi ile hükmün düzeltilen bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 15.02.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.