11. Ceza Dairesi 2017/8847 E. , 2018/4485 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
Gebze Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 19.07.2011 tarih ve 2011/5299 Esas sayılı iddianamesi ile 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarına ilişkin olarak sahte fatura düzenleme ve sahte fatura kullanma suçlarından dava açıldığı, ancak belirtilen takvim yıllarında sahte fatura kullanma suçları yönünden hüküm kurulmadığı anlaşılmakla; sanıklar hakkında sahte fatura kullanma suçlarından mahallinde hüküm kurulması mümkün görülmüştür.
...Metal İnş. Hırdavat Nak. ve Plas. San. Tic. Ltd. Şti’nin yetkilisi olan sanık ...’ın 2006 takvim yılında sahte fatura düzenlendiği, ...Hurda Nakliyat İnş. San ve Tic. Ltd. Şti’nin yetkilisi olan sanık ... ve bu şirketin ortağı konumunda bulunan sanık ...’nin de 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenledikleri iddiasıyla açılan kamu davalarında; sanıklardan ...’nin aşamalarda alınan beyanlarında, şirketin tüm işlemlerinin diğer sanık ... tarafından yürütüldüğünü, sahte fatura düzenlemediğini söylemesi, sanık ...’ın da suçlamayı kabul etmediğini beyan etmesi ve dosya içerisinde 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarına ilişkin verilen komisyon mütalaasının bulunmaması nedeniyle, suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti için;
1-01.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren, 23.07.2010 tarih ve 6009 sayılı Kanun"un 13. maddesi ile değişik 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 367. maddesinin birinci fıkrasında bulunan "Yaptıkları inceleme sırasında 359 ve 360. maddelerde yazılı suçların işlendiğini tespit eden vergi müfettişleri ve vergi müfettiş yardımcıları tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla doğrudan doğruya ve vergi incelemesine yetkili olan diğer memurlar tarafından ilgili rapor değerlendirme komisyonunun mütalaasıyla vergi dairesi başkanlığı veya defterdarlık tarafından keyfiyetin Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilmesi mecburidir." hükmü karşısında; sanıklar hakkında “2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme” suçu ile ilgili olarak düzenlenen 23.12.2010 tarihli vergi suçu raporuna istinaden, ... Denetim Grup Müdürlüğü’nün 07.01.2011 tarihli mütalaası ile doğrudan doğruya suç duyurusunda bulunulduğunun anlaşılması karşısında, mütalaa tarihi itibarıyla Rapor Değerlendirme Komisyonu"nun mütalaasının zorunlu olduğu dikkate alınarak, 213 sayılı V.U.K"nın 367. maddesi gereğince usulüne uygun şekilde mütalaa istenmesi, dava şartı yerine getirildikten sonra yargılamaya devamla hüküm kurulması gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Sahte fatura düzenleme suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması; suç konusu faturaların dosya içerisinde bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; sanıkların 2006, 2008, 2009 ve 2010 takvim yıllarında düzenlediği iddia olunan faturalardan, her takvim yılına ait kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi,
3- Faturaların zorunlu bilgileri içerdiğinin tespit edilmesi durumunda;
a) Faturaların sanıklara gösterilerek yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olmadığını söyledikleri takdirde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
b) Faturalardaki yazı ve imzaların sanıklara ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa) Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında karşıt inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığını araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc) Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nın 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanıkların bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hükümler kurulması,
4- Kabule göre de; hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanıkların durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve ... müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA, 14.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.