14. Hukuk Dairesi 2018/1106 E. , 2018/4930 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.09.2003 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17.12.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan ... ve davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, ... İli ... İlçesi, 1005 parsel (yeni 101 ada 225 parsel), 1006 parsel (yeni 101 ada 224 parsel) ve 1189 parsel (yeni 101 ada 149 parsel) sayılı taşınmazlarda ortaklığın mümkünse aynen taksim değilse satış suretiyle giderilmesini istemiştir.
Bir kısım davalılar, ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesini istemiş, davalılar ... ve ... muhdesat iddiasında bulunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlarda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, davalı ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın(ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. Davada bütün paydaşların (ortakların) yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Dava konusu taşınmazda kamulaştırma şerhi bulunduğu takdirde kamulaştırma belgeleri getirtilerek kamulaştırma işlemlerinin kesinleşip kesinleşmediği araştırılmalı, kamulaştırma kesinleşmişse kamulaştırılan kısmın ifrazı için davacıya uygun bir süre verilerek taşınmazın kalan kısmının ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%...) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine ilişkin davalarda taşınmaz üzerinde bulunan bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçaların (muhdesat) kime ait olduğu konusunda uyuşmazlık olup da bunlar üzerinde bazı paydaşların (ortaklar) hak iddia etmeleri halinde o paydaşa görevli mahkemede dava açmak üzere HMK"nın 165. maddesi uyarınca uygun bir süre verilmelidir. Mahkemece verilen süre içerisinde dava açıldığı takdirde sonucunun beklenmesi, açılmadığı takdirde o konuda uyuşmazlık yokmuş gibi davaya devam edilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
1-Dava konusu eski 1006 parsel (yeni 101 ada 224 parsel) sayılı taşınmazın ... kayıt maliki Hasan oğlu ölü ...tır. Davacılar vekiline verilen yetki belgesi ile ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2004/118 Esas sayılı dosyası ile açılan davada öl..."ın nüfus kayıt bilgileri ve mirasçıları tespit edilemediğinden 22.06.2005 gün ve 2005/609 sayılı karar ile ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiştir. Davacılar vekili, 22.02.2006 tarihli 19. celsede bu parsel yönünden davayı atiye terk ettiğini beyan etmiş olup, Mahkemece bu parsel yönünden ortaklığın giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
2- Dava konusu eski 1005 parsel (yeni 101 ada 225 parsel) no"lu taşınmaz üzerinde 2942 sayılı yasa gereğince ... İşleri Genel Müdürlüğü lehine 17.04.2000 tarihli ve 908 yevmiye sayılı kamulaştırma şerhi bulunduğu halde şerhin akibetinin araştırılmadığı görülmüştür. Öte yandan; ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.03.2013 gün ve 2010/48 Esas ve 2013/146 Karar sayılı hükmünde, bu davanın davacıları olan ..., ...,... ve muris ..."ye ait muhdesatların aidiyetinin tespitine karar verilmiştir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda muhdesat oranlaması yapılmış ise de, adı geçen muhdesatın aidiyetine ilişkin karar doğrultusunda oranlama yapılıp yapılmadığı denetlenememektedir. Öyleyse yukarıda değinilen ilkeler doğrultusunda kamulaştırma işlemlerinin akıbetinin araştırılması ve yine muhdesatın aidiyetinin tespitine ilişkin karar ile 16.05.2012 tarihli fen bilirkişisi raporu esas alınarak, uzman bilirkişilere yeniden muhdesat oranlamasının yaptırılması, ondan sonra bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı biçimde hüküm kurulması isabetsizdir.
3- Dava konusu eski 1189 parsel (yeni 101 ada 149 parsel) sayılı taşınmaz ile ilgili olarak ... 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 26.03.2013 gün ve 2010/48 Esas ve 2013/146 Karar sayılı hükmünde muhdesatın aidiyetinin tespitine karar verilmiştir. Ortaklığın giderilmesi kararına dayanak teşkil eden 25.11.2014 tarihli bilirkişi raporunda bu taşınmaz üzerinde muhdesat bulunmadığından oranlama yapılmadığı belirtilmiş, mahkemece oranlama yapılmadan ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Öyleyse; mahkemece, 1189 parsel sayılı taşınmazda uzman bilirkişiler refakatiyle keşif yapılarak, iki bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderildikten sonra bir karar verilmesi gerekirken, anılan husus üzerinde durulmaksızın hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalı ... vekili ve davalı ..."nin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 02.07.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.