13. Hukuk Dairesi 2015/20566 E. , 2017/10276 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, araç kiralama hizmet alımı ihalesini kazanan davalı ile sözleşme imzalandığını, davalı şirketin işçisi olan dava dışı ... tarafından ... 4. İş Mahkemesi"nin 2011/106 Esas ve 2012/286 Karar sayılı dosyası üzerinden kıdem ve ihbar tazminatı, genel tatil alacağı ile ilgili olarak dava açtığını ve dava neticesinde davalı ile müştereken ve müteselsilen sorumluluklarına hükmedildiğini, söz konusu karara dayanılarak başlatılan icra takibi neticesinde 4.801,41 TL ödeme yaptıklarını ileri sürerek ödenen 4.801,41 TL"nin 02.08.2012 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Birleşen davada ise davacı, ... 4. İş Mahkemesi"nin 2011/106 Esas sayılı ilamı gereği ilave ödenen 3.052,68 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek faizi ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, asıl dava ve birleşen dava yönünden davanın kısmen kabulüne, asıl davada davacı belediyenin ödediği tutarın 1/2"si üzerinden hesaplanan 2.400,71 TL"nin 02/08/2012 tarihinden işleyen yasal faiziyle birlikte asıl davalı şirketten tahsiline, fazla talebin reddine; birleşen davada, davacı belediyenin ödediği tutarın 1/2"si 1.429,84 TL"nin 26/05/2014 ödeme tarihinden işleyen yasal faiziyle birlikte davalı şirketten tahsiline, fazla talebin reddine karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Birleşen dosya yönünden yapılan incelemede; 14.7.2004 günlü ve 5219 sayılı yasa ile HUMK.nun 427/2 maddesindeki temyiz ile ilgili parasal sınır 1.000.000.000 TL, 5236 sayılı yasanın 19. maddesi uyarınca 1.1.2014 tarihinden itibaren 1.890,00 YTL"ye çıkarılmıştır. Anılan yasada derdest davalar yönünden ne şekilde uygulanacağı yönünde açık bir uygulama hükmü bulunmamakta ise de Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 23.2.2005 gün ve esas 2005/13-32, karar 2005/85 sayılı kararı uyarınca yerel mahkemelerce kurulan hükümlerin temyizinin ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay daireleri ya da Hukuk Genel Kurulunca verilen kararlara karşı karar düzeltme yoluna gidilmesi durumunda temyiz ya da karar düzeltme istemi hangi karara yönelik ise, o karar tarihinde yürürlükte bulunan kanun hükmünün esas alınacağı belirtilmiştir. Birleşen dava bakımından taraflarca temyiz edilen bölüm karar tarihi itibariyle 1.890,00 YTL"yi geçmediğinden HUMK.nun 5219 sayılı yasa ile değiştirilen 427.maddesinin 2.fıkrası gereğince tarafların temyiz hakkı bulunmamaktadır. O nedenle miktar itibariyle kesin olan karara ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, asıl işveren olan davacının davalı tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldığı işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemine ilişkindir. Somut olayda davacıdan tahsil edilen işçilik alacakları, dava dışı işçinin sadece davalı nezdindeki çalışmasını değil, dava dışı diğer alt işverenler nezdindeki çalışmalarını da kapsamaktadır. İşçinin çalışmış olduğu her bir alt işveren dönemine isabet eden işçilik alacaklarından, ilgili olan alt işveren sorumlu olacağından, davalı alt işverenin sorumluluğu da sadece kendi dönemi ile sınırlı olmalıdır. Bununla birlikte feshe bağlı bir hak olan ihbar tazminatından ise, diğer işverenler sorumlu olmayıp, sadece son işveren sorumludur. Başka bir ifade ile davacı üst işveren, dava dışı işçiye ödemiş olduğu ihbar tazminatını ancak son işverenden rücuen tahsilini talep edebilir. Bunun dışındaki tüm işçilik alacaklarından ise, işçinin çalışmış olduğu dava dışı ve davalı alt işverenler, davacı üst işverene karşı, kendi dönemleriyle sınırlı olmak üzere sorumludurlar. O halde mahkemece, belirtilen ilkeler doğrultusunda, konusunda uzman bilirkişiden, taraf, mahkeme ve Yargıtay denetimine elverişli rapor alınıp, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, açıklanan hususlar göz ardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3-Bozma nedenine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenle birleşen davaya yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE, ikinci bent gereğince asıl dava yönünden temyiz olunan kararın BOZULMASINA, üçüncü bent gereğince tarafların sair temyiz itirazların incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 27,70 harcın istek halinde davacıya, 40,99 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 26/10/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.