Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/88
Karar No: 2018/979
Karar Tarihi: 25.04.2018

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/88 Esas 2018/979 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/88 E.  ,  2018/979 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasında birleştirilerek görülen “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesince asıl davanın bir kısım davalılar yönünden kabulüne, birleştirilen davanın yargı yolu nedeniyle reddine dair verilen 24.03.2011 gün ve 2004/483 E., 2011/152 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmekle Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 19.11.2012 gün ve 2011/10046 E., 2012/18428 K. sayılı kararı ile:
    “…Davacı vekili, müvekkili şirketin işyeri paket sigorta poliçesi ile sigortaladığı işyerinin, 24.12.2003 tarihinde Modern Çarşı"da meydana gelen yangın nedeniyle tamamen hasarlandığını, sigortalıya toplam 85.744,10 TL tazminat ödendiğini, davalı Özel İdare Müdürlüğünün bina maliki olduğunu, davalı ...’ın elektrik kesintisi nedeni ile jeneratör çalıştırmak zorunda kalınmasından dolayı yetersiz hizmet vermek ve imal edilen trafonun yetersizliği sebebi ile sorumlu olduğunu, yangının işyeri kiracısı ..."nin dükkanında başladığı ve yangına jeneratörü çalıştıran işçi ..."ın sebebiyet verdiğini, birleşen davada ise Büyükşehir Belediyesinin hizmet kusuru sebebi ile sorumlu olduklarını ileri sürerek, 85.774,10 TL tazminatın ödeme tarihinden itibaren reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
    Diğer davalı vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, asıl davada, ..."nin çalışanı olan ..."ın elektrik kesintisi sırasında çalışan jeneratöre benzin boşaltmak suretiyle yangının meydana gelmesine sebebiyet verdiği ve kusurlu bulunduğu, davalı ..."nin iş yerinde sağlıklı bir jeneratör sistemi kurmayarak ve gerekli tedbirleri almaması nedeniyle kusurlu olduğu, yangının meydana geldiği semtin elektriklerinin kesilmiş olması ile yangın arasında illiyet bağı bulunmaması nedeniyle davalı ..."ın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı, İl Özel İdaresi"nin bina sahibi olması nedeniyle kusursuz sorumluluğu bulunmakta ise de, dava dışı kişinin eylemi ile yangının çıkması karşısında illiyet bağının kesildiğinden sorumluluğunun bulunmadığı, birleşen davada ise davalı ... Belediyesinin sorumluluğuna yönelik hizmet kusuru iddiası ve oluşan zararın tazmini talebi tam yargı davası niteliğinde olup idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle asıl davada davalılar ... ve Ankara Özel İdare Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddine, 85.744,10 TL’nın davalılar ... ve ...’den tahsiline, birleşen davada ... hakkında açılan davanın görevsizlik nedeniyle yargı yolu yönünden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    2- Dava, işyeri paket sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkin olup mahkemece dava dışı kiracının eylemi ile söz konusu hasara neden olan yangının başladığı, bu eylemin davalı idarenin BK’nun 58. maddesinden kaynaklanan kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldırdığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, yangının çıktığı dükkan ile davacının sigortaladığı işyerinin dahil olduğu iş merkezinin maliki olan davalı ... İl Özel İdaresi aynı zamanda da bu iş merkezinin işleteni konumundadır. Nitekim davacı taraf adı geçen davalının işletme kusurunu da dayanarak işbu davayı ikame etmiştir. Öte yandan, yanıcı maddelerin satıldığı dükkanların da bulunduğu böylesine büyük bir iş merkezine günün teknolojisine uygun olarak merkezi jeneratör yedekleme sistemini ve yangın çıkması halinde devreye giren otomatik yangın kesici tertibatını kurmayan davalı malikin meydana gelen zarardan BK’nun 58. maddesi uyarınca sorumluluğu bulunmakta olup, dava dışı kiracının eylemi bu sorumluluğu ortadan kaldıracak nitelikte değildir. Bu itibarla, mahkemece açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirme yapılarak sonuca ulaşılması gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış, hükmün bu nedenle davacı yararına bozulması gerekmiştir...”
    gerekçesiyle oy çokluğu ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda direnilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü.
    Dava işyeri sigorta poliçesinden kaynaklanan rücuen alacak istemine ilişkindir.
    Yerel Mahkemece asıl davada, ..."nin çalışanı olan ..."ın elektrik kesintisi sırasında çalışan jeneratöre benzin boşaltmak suretiyle yangının meydana gelmesine sebebiyet verdiği ve kusurlu bulunduğu, davalı ..."nin iş yerinde sağlıklı bir jeneratör sistemi kurmayarak ve gerekli tedbirleri almaması nedeniyle kusurlu olduğu, yangının meydana geldiği semtin elektriklerinin kesilmiş olması ile yangın arasında illiyet bağı bulunmaması nedeniyle davalı BEDAŞ"ın kusur ve sorumluluğunun bulunmadığı, İl Özel İdaresinin bina sahibi olması nedeniyle kusursuz sorumluluğu bulunmakta ise de, dava dışı kişinin eylemi ile yangının çıkması karşısında illiyet bağının kesildiğinden somut olay bakımından sorumluluğunun ortadan kalktığı, birleşen davada ise davalı ... Belediyesinin sorumluluğuna yönelik hizmet kusuru iddiası ve oluşan zararın tazmini talebinin tam yargı davası niteliğinde olup idari yargının görev alanına girdiği gerekçesiyle asıl davada davalılar ... ve Ankara Özel İdare Müdürlüğü aleyhine açılan davanın reddine, 85.744,10 TL’nın davalılar ... ve ...’den tahsiline, birleşen davada ... hakkında açılan yargı yolu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
    Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde yer alan gerekçeyle bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece davalı ... Valiliği İl özel İdare Müdürlüğü aleyhine açılan dava bakımından önceki kararda direnilmesine, ilk hükmün kesinleşen fıkraları bakımından ise yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
    Direnme kararını davacı vekili temyiz etmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık: kiracının söz konusu yangın olayını çıkartan fiilinin, davalı bina maliki ile oluşan zarar arasındaki illiyet bağını kesip kesmediği; buradan varılacak sonuca göre davalının zarardan sorumlu olup olmadığı noktalarında toplanmaktadır.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle yerel mahkemenin direnme kararında, Özel Dairenin sair temyiz itirazları reddedilmek suretiyle bozma kararı kapsamı dışında kalan hususlar hakkında ve sair temyiz itirazlarının reddine şeklinde karar verilen “asıl davada ... aleyhine açılan davanın reddine ve birleşen Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/453-582 E.K. sayılı davada davalı ... Belediyesi aleyhine açılan davanın reddine, asıl davada davalılar ... ve ... hakkında açılan davanın kabulüne” ilişkin olarak yeniden hüküm kurulmayıp, sadece “... Mahkememizin 23.04.2011 Gün, 2010/483 Esas ve 2011/152 Karar sayılı kararının hüküm fıkralarının diğer kısımları kesinleşmekle yeniden karar verilmesine yer olmadığına,” şeklinde verilen kararın usul ve yasaya uygun olup olmadığı hususu ön sorun olarak tartışılmış ve değerlendirilmiştir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 297’nci maddesi uyarınca mahkeme kararlarının;
    a) Hükmü veren mahkeme ile hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadları ile sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,
    b) Tarafların ve davaya katılanların kimlikleri ile Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadları ile adreslerini,
    c) Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,
    ç) Hüküm sonucu, yargılama giderleri ile taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,
    d) Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,
    e) Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur.
    “Hükmün Yazılması” başlıklı 298’inci maddesi ise:
    “(1) Hüküm, hükmü veren hâkim, toplu mahkemelerde başkan veya hükme katılmış olan hâkimlerden başkanın seçeceği bir üye tarafından yazılır.
    (2) Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.
    (3) Hükümde gerekçesi ile birlikte karşı oya da yer verilir.
    (4) Hüküm, hükmü veren hâkim veya hâkimler ile zabıt kâtibi tarafından imzalanır.”
    hükmü yer almaktadır.
    Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hâl, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.
    Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.
    Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu nedenle bozma kararından sonra da Mahkemece HMK’nın 297’nci maddesinde belirtilen unsurları taşıyacak şekilde yeni bir karar verilmek zorundadır.
    Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2014 gün ve 2013/1989 E.-2014/657 K.; 06.12.2017 gün ve 2017/1-1667 E., 2017/1550 K sayılı kararlarında da aynı ilkeler vurgulanmıştır.
    Bu nedenle, mahkemenin direnme kararı verilmesi sırasında, kararın hüküm fıkrasında yer alan ve bozmaya konu yapılmayan kısım yönüyle de ilk hükümdeki gibi karar verilmesi gerekmektedir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, hükmün bozma kapsamı dışında kalan ve sair temyiz itirazlarının reddine şeklinde karar verilen kısımları ile ilgili olarak yeniden hüküm kurulmasının gerekli olmadığı, bu kısımlara ilişkin olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından benimsenmemiştir.
    Hâl böyle olunca, mahkemenin HMK"nın 297’nci maddesini gözetmeden, yazılı şekilde hüküm kurması usul ve yasaya aykırı olup, direnme kararının işin esasına yönelik temyiz itirazları incelenmeksizin usulden bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçelerle usulden Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun Geçici 3’üncü maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429’uncu maddesi gereğince usulden BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, aynı Kanun"un 440’ıncı maddesi uyarınca tebliğden itibaren on beş günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 25.04.2018 gününde oy çokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi