16. Hukuk Dairesi 2019/5509 E. , 2019/9125 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kullanım kadastrosu sırasında, .....Mahallesi çalışma alanında bulunan 2010 parsel sayılı 14.125,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı ve taşınmazın ...’ın fiili kullanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, yine tesis kadastrosu sırasında aynı çalışma alanında bulunan 2011 parsel sayılı 1.250,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine, ... oğlu ...’nin kulanımında bulunduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tespit ve tescil edilmiş, bilahare 01.11.1996 tarihinde taşınmazlarda yapılan imar uygulaması sonucu oluşan 213 ada 1 parsel sayılı 5.905,21 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, kadastro tutanağının beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa"nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırları dışına çıkarıldığı, taşınmazın krokide (A) harfi ile gösterilen 474,07 metrekarelik bölümünün 2001 tarihinden beri ... oğlu ...’un, (B) harfi ile gösterilen 5.431,14 metrekarelik bölümünün ise 1993 yılından beri ...’ın kullanımında olduğu şerhi yazılarak tarla vasfıyla Hazine adına tescil edilmiş, 2012 yılında yapılan güncelleme çalışmalarında da taşınmazda kullanıcı değişikliği yapılmamıştır. Davacılar ... mirasçıları ... ve müşterekleri, dava konusu taşınmazın tamamının kendi fiili kullanımlarında bulunduğunu ileri sürerek dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın davalı tarafın fiili kullanımında bulunduğu, yine taşınmazın kullanımından dolayı davalı aleyhine ecrimisil tahakkuk ettirildiği kabul edilmek suretiyle yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Dava konusu 213 ada 1 parsel sayılı taşınmaz, 2010 ve 2011 parsel sayılı taşınmazlarda 1996 yılında yapılan imar uygulaması sonucunda oluşmuş olup, taşınmaz Hazine adına tescil edilmiş, taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine ise, taşınmazın krokisinde (A) harfi ile gösterilen bölümünün davalı ... Demirkol, (B) harfi ile gösterilen bölümünün ise davacıların murisi ....’ın kullanımında olduğuna dair şerh verilmiş ancak, Mahkemece ilgili kroki dosya arasına alınmamış, taşınmaza ait kullanım kadastrosu paftası, imar paftası ve güncelleme paftası çakıştırılmak suretiyle, krokisinde taşınmazın (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin taşınmazın neresi olduğu ve bu bölümlerde ayrı ayrı kimin, ne şekilde zilyet olduğu belirlenmemiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz.
Hal böyle olunca, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece, taşınmaz başında yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, ziraat mühendisi bilirkişisi ve teknik bilirkişinin katılımı ile yeniden keşif yapılmalı ve yapılacak bu keşifte, yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından, taşınmazın ne zamandan beri, kim tarafından, ne suretle kullanıldığı, taşınmazda tarafların ayrı ayrı kullandığı bölümler olup olmadığı, varsa bu bölümlerin neresi olduğu, aralarında ayırıcı unsur bulunup bulunmadığı hususlarında maddi olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı; teknik bilirkişiden, taşınmaza ait kullanım kadastrosu paftası, imar paftası ve güncelleme paftasının ölçekleri eşitlenerek çakıştırılmak suretiyle, krokisinde taşınmazın (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin, taşınmazın neresine tekabül ettiğinin belirlenmesi istenilmeli; ziraat mühendisi bilirkişisinden, taşınmazın niteliği ve kullanım durumuyla ilgili taşınmazın fotoğraflarını da içerir bilimsel verilere dayalı rapor alınmalı, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan hususlar göz ardı edilerek, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.12.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.