Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2014/300
Karar No: 2015/2407
Karar Tarihi: 04.11.2015

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2014/300 Esas 2015/2407 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, tarlasından yol geçirilmesi nedeniyle mahsullerde oluşan zararın tazmini istemiyle açılmıştır. Davacı, Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından tarlasında yol yapıldığını ve mahsullerinin zarar gördüğünü ileri sürerek tazminat talep etmiştir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı Karayolları Genel Müdürlüğü temyiz etmiş ve yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini belirten bir bozma kararı almıştır. Mahkeme bu karara direnmiş, Hukuk Genel Kurulu da yapılan işlemin hizmet kusuru olarak nitelendirildiği ve tam yargı davası olarak idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği nedeniyle yerel mahkemenin reddedilmesi gerektiğine karar vermiştir. Bu konuda İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun (İYUK) 2. maddesi referans gösterilerek kamu tüzel kişilerinin kamu hizmetlerinden dolayı yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalara bakmanın idari yargı mercilerinin yetkisinde olduğu vurgulanmıştır.
Kanun maddeleri: 2577 sayılı İdari
Hukuk Genel Kurulu         2014/300 E.  ,  2015/2407 K.
  • TAŞINMAZDAN YOL GEÇİRİLMESİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ
  • YARGI YOLU

    "İçtihat Metni"

    Taraflar arasındaki “tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Yenişehir Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.11.2011 gün ve 2011/305 Esas, 2011/390 Karar sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 03.12.2012 gün ve 2012/383 Esas, 2012/18435 Karar sayılı ilamı ile;
    (...Dava, maddi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü bir kamu tüzel kişiliği olup; kural olarak, işlem ve eylemleri kamusal nitelik taşır. Somut olayda, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü"nün yol çalışmaları sırasında davacıya ait taşınmazlar üzerinde hasat zamanı gelmiş mahsullere zarar verdiği ileri sürülmüştür. Görevin hiç veya gereği gibi yerine getirilmemesi hizmet kusuru niteliğindedir. İdare’nin hizmet kusurundan doğan zararlardan dolayı; İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 2/1-b maddesi gereğince İdare’ye karşı idari yargı yerinde tam yargı davası açılması gerekir. Mahkemece, yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasının çözümlenmesi; usul ve yasaya mutlak aykırılık oluşturup, bozmayı gerektirmiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, taşınmazdan yol geçirilmesi nedeniyle tarladaki mahsullerde uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından müvekkiline ait gayrimenkullerin bir kısmından yol geçirildiğini, tarladaki mahsullerin tamamının yolun altında kaldığını, ekili mahsullerde 9.084,74 TL zarar olduğunu ileri sürerek, oluşan zararın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, husumet ve zamanaşımı itirazlarını sunarak davanın reddini istemiştir.
    Yerel Mahkemece, yol geçirilerek davacıya verilen zarar miktarının delil tespit dosyasında belirlendiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde gösterilen nedenlerle yargı yolu bakımından görevsizlik kararı verilmesi gerektiği belirtilerek bozulmuştur.
    Yerel Mahkemece, önceki kararda direnilmiş; hükmü temyize davalı vekili getirmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; yargı yoluna ilişkin olup, davada idari yargı mercilerinin mi yoksa adli yargının mı görevli olduğu noktasında toplanmaktadır.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun (İYUK) "İdari Dava Türleri ve İdari Yargı Yetkisinin Sınırı" başlıklı 2. maddesinde idari dava türleri sayılmıştır.
    Bu hükme göre, idari davalar; idari işlemler hakkında açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları ve kamu hizmetlerinden birinin yürütülmesi için yapılan her türlü idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalardır.
    Gerçekten, idari eylem ve işlemlerden dolayı zarar gören kişiler tarafından açılacak "tam yargı" davaları idari yargı yerinde görülür ve çözümlenir.
    İdari eylem, kamu idare ve kurumlarının kamu görevine ilişkin, idare hukuku kural ve gereklerine göre yaptığı olumlu veya olumsuz davranış ve fiillerden ibarettir.
    İdari işlem ise, idari kanunlara dayanılarak yapılan muamelelerdir.
    İdarenin eylem ve işlemleri, onun kamu hukuku alanındaki kamu gücüne (kamu otoritesini) kullanarak, idare hukuku kural ve gerekleri uyarınca yaptığı faaliyetlerin, hukuki ve maddi hayattaki görünümleridir.
    Kamu tüzel kişilerinin, kamu hizmetlerine ilişkin olmakla beraber özel hukuk kuralları altında, özel hukuk tüzel kişisi gibi yaptığı eylem ve işlemler ise özel hukuk alanına ilişkin olduğundan, bunlar idari eylem ve işlem olarak nitelendirilemezler.
    Kamu idare ve kurumlarının, kamu otoritesinin (egemenlik hakkının) bir temsilcisi olarak yaptığı faaliyetlerinde veya ondan doğan eylemlerinde hizmet unsuru söz konusu olduğu halde, özel hukuk tüzel kişisi olarak yürütülen faaliyetler sırasında meydana gelen zararlardan ötürü ilgili kamu tüzel kişisinin sorumluluğunun özel hukuk hükümleri ve ilkeleri uyarınca belirlenmesi gerekir.
    İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların çözüm ve görümü, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları ihlal edilenler tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine; idarece herhangi bir hakka haksız müdahalede bulunulduğu, plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak zararın tazmini davalarının haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre çözümü ise adli yargı yerine ait olacaktır.
    Nitekim, aynı ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 07.12.2005 gün 2005/4-650 E., 2005/711 K.; 04.04.2007 gün 2007/4-141 E., 2007/188 K.; 02.02.2011 gün 2010/7-673 E., 2011/2 K.; 04.05.2011 gün 2011/3-227 E., 2011/285 K. ve 05/03/2014 gün 2013/4-415 E., 2014/199 K. sayılı ilamlarında da vurgulanmıştır.
    Ayrıca, 11.02.1959 tarih ve E.17, K.15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı gibi, kamu kuruluşlarının verdikleri kararlar sonunda plan ve projesine uygun olmak üzere tesisler yaptırmış olmaları, bu tesisleri kullanmaları veya bu tesislere bakmaları sebebiyle fertlerin uğramış oldukları zararların tazminine yönelik davalar tam yargı davası olarak idari yargı mercilerince çözümlenecektir. Öte yandan, yapılan işlerin plan veya projelere aykırı olması halinde ortada idari kararın tatbikine ilişkin bir fiil bulunmadığından, bu iddia ile açılmış bir dava ancak haksız fiilden doğan bir dava olarak ele alınacaktır.
    Zira bir kamu kurumunun görevlerinden olan bir işi yapmayı kararlaştırması idari bir karar olduğu gibi, bu kararı yerine getirmek üzere plan ve projeler yapıp, o plan ve projeler gereğince işi görmesi de kararın neticesi olan birer idari eylemdir.
    O halde, kamu kurumlarının faaliyet alanı içerisine giren kamu hizmetlerini yerine getirirken sebebiyet verdikleri zararların tazmini için açılan davaların hizmet kusuruna dayanması nedeniyle, bu fiillerden doğan zararların tazmini istekleri, 2557 sayılı İYUK’un 2. maddesi uyarınca bir tam yargı davasıdır ve bu davalara bakmaya idari yargı mercileri görevlidir.
    Somut olayda; davalı idarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu proje çerçevesinde yol çalışması yaptığı dosyaya ibraz edilen kanıtlardan anlaşılmaktadır. “(Bursa-İnegöl) ayrımı, Yenişehir-(Bilecik-Osmaneli) ayrımı İl yolu Yenişehir Kuzey geçişi” çalışması nedeniyle davacıya ait tarladaki ürünlerde zarar doğduğu ileri sürüldüğünden, dava hizmet kusuruna dayanmakta olup, tam yargı davası niteliğindedir. Böyle bir uyuşmazlığın ise idari yargı yerinde çözümlenmesi gerekir.
    Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında bazı üyelerce, davada idarenin haksız eyleminden kaynaklanan bir zarar olduğu, Türk Borçlar Kanununun haksız fiil hükümleri uyarınca eldeki uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği, bu nedenle görevin adli yargı mahkemelerinde olduğu görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğu tarafından yukarıda açıklanan gerekçelerle kabul edilmemiştir.
    Bu itibarla, davalının hizmet kusuruna dayalı zararın tazmini için açılan eldeki davanın bir tam yargı davası olması nedeniyle davada idari yargı mercileri görevli olduğundan yerel mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, 04.11.2015 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi