Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
Alacaklı vekili 13.11.2008 tarihinde çeklere dayalı olarak, borçlu şirket hakkında 543.000 YTL asıl alacak ve ferileri ile birlikte toplam 581.935 TL alacağın tahsili için icra takibi başlatmıştır. 26.11.2008 tarihinde 10 örnek ödeme emri tebliği üzerine borçlu vekili 28.11.2008 tarihinde icra mahkemesine başvurarak diğer itirazlarının yanında, takip konusu çekler için takipten önce 2.9.2008-3.11.2008 tarihleri arasında toplam 271.000 TL ödeme yaptığını ancak hiç ödeme yapmamış gibi takibe geçildiğini ileri sürerek takibin iptalini, kabul ettiği borç miktarı üzerindeki alacak talebi yönünden hesaplanacak %20 inkar tazminatının ödenmesini istemiştir.
Alacaklı vekili 3.6.2009 tarihli cevap dilekçesinde maddi hata sonucu 543.000 TL asıl alacak üzerinden takibe geçtiklerini henüz takip kesinleşmeden 20.11.2008 tarihinde icra müdürlüğünde hatayı farkederek düzelttiklerini, kötüniyetli olmadıklarını beyan ederek itirazın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İcra dosyasının incelenmesinde; Alacaklı vekilinin takip başladıktan sonra ancak ödeme emri tebliğ edilmeden önce 20.11.2008 tarihinde icra dairesine başvurarak 287.330 YTL ödeme yapıldığını kabul ederek takibe konu asıl alacak miktarının 255.670 YTL olduğunu, sehven takip talebinde asıl alacağın 543.000 olarak istendiğini beyan etmiştir. İcra müdürlüğünce bu beyana bağlı olarak 255.670 asıl alacak ve ferileri olmak üzere toplam 274.097,17 YTL üzerinden takibin devamına 21.11.2008 tarihinde karar verildiği görülmektedir. Her ne kadar alacaklı takipten sonra bu şekilde beyanda bulunmuş ise de borçlunun buna vakıf olduğu karine olarak kabul edilemez.
O halde takipten önce yapılan 271.000 TL ödeme miktarı yönünden takibin iptaline, iptal edilen kısım üzerinden İİK.nun 169/a-6.fıkrası uyarınca borçlu lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken istemin yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ  : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 14.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.