11. Hukuk Dairesi 2016/13366 E. , 2018/4806 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 26.05.2016 tarih ve 2014/91-2016/628 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya tıbbi emtia sattığını ve malların kargo ile teslim edildiğini, 7 ayrı fatura tutarının 9.363,00 TL olduğunu ve bu miktarın ödenmediğini, tahsili için başlatılan icra takibinin itirazla durduğunu ileri sürerek davalının icra takibine yaptığı itirazın iptaline, takibin devamına, %20 oranında inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, faturalara konu emtianın teslim edilmediğini, bu nedenle alacak iddiasının yerinde olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece tüm dosya kapsamına göre, satım sözleşmesinde birlikte ifa kuralı gereği satıcının malı teslim ettiğini alıcının da bedeli ödediğini kanıtlaması gerektiği, davacının dayandığı irsaliyeli faturalarda teslim alan kısım boş olarak bulunduğu, davacı tarafça sunulunan kargo teslim fişlerinde alıcı olarak davalı tarafın göründüğü, ancak taşıma konusu açık olarak belirtilmediği ve dayanak faturaların da teslim fişlerin de yer almadığı, bu nedenle davacı tarafın malların teslimini ispat edemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, satım bedelinin tahsili için yapılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, satışa ilişkin faturalar keşide edildiğini ve davalı tarafa tebliğ edildiğini ileri sürmüş ve delil olarak davalı tarafın ticari defterlerine de dayanmıştır. Delillerin değerlendirilmesi bakımından, irsaliyeli faturaların davalı defterlerinde kayıtlı olup olmadığının belirlenmesi gerekir. HMK"nın 220. maddesinin 3. fıkrası “Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir.” hükmünü haiz olup, bu hüküm uyarınca Mahkemece, davalı tarafa defter sunmamasının sonuçlarını da içeren şerhli ihtar çıkarıldığı halde, davalı tarafça ibrazına gerek görülen defterler ibraz edilmemiş olup, HMK"nın 220/3 hükmü uyarınca değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, sair delillerle satım konusu emtianın teslim edildiği ispat edilmediği gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıdaki bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davacı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 26.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.