14. Hukuk Dairesi 2017/5252 E. , 2018/4895 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi
İLK DERECE
MAHKEMESİ : 3. Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.10.2015 tarihinde verilen dilekçeyle mirasçılık belgesinin iptali ve yeni mirasçılık belgesi talep edilmesi üzerine yapılan duruşma sonunda: davanın kabulüne dair verilen 14.12.2016 tarihli hükmün istinaf yoluyla incelenmesi davalı ... vekili tarafından talep edilmiştir. ... Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi"nce istinaf talebinin esastan reddine dair verilen kararın davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içeriğindeki tüm kağıtlar incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, 10.12.2004"te vefat eden muris ..."a ait ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2004/2485-2057 E. K. sayılı mirasılık belgesinde mirasının 4 pay kabul edilip 3 payının kızı ..."a, 1 payının eşi ..."a verildiğini, ancak ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 13.09.2011"de kesinleşen 2010/35- 2011/182 E.K. sayılı ilamıyla ..."ın babası gözüken ..."ın nüfus kaydından çıkarılmasına karar verildiğini, ... 1. Aile Mahkemesi"nin 2004/685 Esas, 2013/79 Karar sayılı ilamıyla da murisin daha az ..."nın daha çok kusurlu olduğunun tespitine karar verildiğini, bu kararın da kesinleştiğini belirterek ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2004/2485-2057 E. K. sayılı mirasçılık belgesinin iptaliyle yeni mirasçılık belgesinin verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde, iptali istenilen mirasçılık belgesinin doğru olduğunu, olayda TMK 510. maddesinde belirtilen sebeplerin bulunmadığından bahisle davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Yerel mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, davalı ... vekilinin istinaf talebi İzmri Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi tarafından esastan reddedilmiştir.
Davalı ... vekili hükmü temyiz etmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 29. maddesi hükmünde; bir kimsenin sağ veya ölü olduğunu veya belirli bir zamanda ya da başka bir kimsenin ölümünde sağ bulunduğunu ileri süren kimsenin iddiasını ispat etmek zorunda olduğu, TMK"nın 30. maddesinde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır.
Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda "taraflarca hazırlama ilkesi" geçerlidir. Hakim tarafların talepleriyle bağlı olup talepte bulunan tarafın iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re"sen araştırma ilkesi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir.
Mirasçılık belgesi verilmesine ilişkin davada irs ilişkisi kural olarak nüfus kayıtları ile ispat olunur. Nüfus kayıtları belgeledikleri olguların doğruluğuna kanıt oluşturur. Bunların içeriğinin doğru olmadığının ispatı kanunlarda başka bir hüküm bulunmadıkça herhangi bir şekle tabi değildir. (TMK md.7) Hakim çekismesiz yargıda re"sen araştırma ilkesi uyarınca, davanın ispatı için gerekli bütün delillere başvurabilir.
TMK 496. maddesinde; "Altsoyu bulunmayan mirasbırakanın mirasçıları, ana ve babasıdır. Bunlar eşit olarak mirasçıdırlar. Mirasbırakandan önce ölmüş olan ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alır. Bir tarafta hiç mirasçı bulunmadığı takdirde, bütün miras diğer taraftaki mirasçılara kalır." hükmü yer almaktadır.
Somut olaya gelince; yerel mahkemece ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2004/2485-2057 E. K. sayılı mirasçılık belgesinin iptalinde ve yeni mirasçıların tespitinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak 10.12.2004"te vefat eden ..."ın anne baba bir kardeşlerinin ..., ..., ..., 07.10.2009"da vefat eden ..., 13.12.2005"te vefat eden ..., baba bir anne ayrı kardeşlerinin ... ve ... olduğu, TMK 496. maddesi gereğince, muristen önce ölmüş ana ve babanın yerlerini, her derecede halefiyet yoluyla kendi altsoyları alacağından, muris..."in anne tarafından mirasçılarının ..., ..., ..., 07.10.2009"da vefat eden ..., 13.12.2005"te vefat eden ..., baba tarafından mirasçılarının ise ..., ..., ..., 07.10.2009"da vefat eden ..., 13.12.2005"te vefat eden ..., ...ve ... olduğu gözetilerek miras paylarının dağıtılması gerekmekte iken, bu duruma dikkat edilmeden bütün kardeşlere eşit miras payı verilmesi ve bölge adliye mahkemesince istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle HMK 373/1. maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin ilgili Bölge Adliye Mahkemesi Dairesine GÖNDERİLMESİNE, 28.06.2018 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.