Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/3886 Esas 2018/13317 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/3886
Karar No: 2018/13317
Karar Tarihi: 10.10.2018

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2018/3886 Esas 2018/13317 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, tapu kaydındaki yanlışlıkların düzeltilmesi için dava açmıştır. Mahkeme, bilirkişi raporu doğrultusunda tüm paydaşların paylarının düzeltilmesine karar vermiş ve dahili davalı tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucunda karar bozulmuştur. Mahkeme, başka bir davalının sonradan dahil edilmesinin doğru olmadığına karar vermiştir ve davanın görülebilirlik koşullarının olmadığına dikkat çekmiştir. Bu nedenle, davaya reddedilmesi gerektiğine karar verilmiştir. Kararda, Humk'un 428. maddesi hükümlerine atıfta bulunulmuştur.
1. Hukuk Dairesi         2018/3886 E.  ,  2018/13317 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU KAYDINDA DÜZELTİM

    Taraflar arasında görülen tapu kaydında düzeltim davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı ve dahili davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;

    -KARAR-

    Davacı, 6266 ada 1 parsel sayılı taşınmazda, 06/09/2001 tarihinde dava dışı ... Belediye Başkanlığı tarafından yapılan imar uygulaması sırasında paydaşların paylarının sehven yanlış yazıldığını ileri sürerek, ..."in 203/1596 olarak yanlış yazılan payının 194,5/1596 , ..."un 34/1596 olarak yanlış yazılan payının 25,3/1596, ..."un 34/1596 olarak yanlış yazılan payının 25,3/1596, ..."un 34/1596 olarak yanlış yazılan payının 42,2/1596 ve kendisinin 332,6/1596 olarak yanlış yazılan payının 365,6/1596 olarak düzeltilmesine karar verilmesini istemiş, yargılamanın devamı sırasında 18.09.2014 tarihli dilekçesi ile tapu maliklerinden ... hissesi dışındaki kişilere yönelik talebinden feragat ettiğini bildirmiş, sadece ...’un 34 m2 olan payının 25.35 m2 olarak yazılmasını talep etmiştir.
    Davalı ve dahili davalı duruşmada alınan beyanlarında davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden , çekişme konusu 6266 ada 1 parsel sayılı taşınmazın, öncesinde 442 ada 5, 9 ve 10 nolu kadastro parsellerinin imar uygulaması ile oluştuğu, davacı, dahili davalı olarak gösterilen ... ve dava dışı kişiler adlarına paylı olarak kayıtlı hale geldiği,davacının söz konusu parselde imar uygulaması yapılırken paydaşların paylarının yanlış yazıldığını,bu hususun düzeltilmesi gerektiğini belirterek eldeki davayı açtığı, yargılamanın devamı sırasında paydaşlardan ...’un davaya dahil edildiği, davacının ... dışındaki paydaşlara yönelik talebinden feragat ettiğini bildirdiği, mahkemece alınan bilirkişi raporu doğrultusunda tüm paydaşların paylarına yönelik olarak davanın kabulüne karar verildiği, karara karşı temyiz talebinde bulunanlardan dahili davalı ... vekili olarak vekaletname sunan Av....’nun vekaletnamesinde vekil edenin ... olduğu, ...’in ise 14.08.2014 tarihli vekaletname ile dahili davalı ... tarafından vekil tayin edildiği, iş bu vekaletnamede her ne kadar başkalarını tevkil, yetkisi bulunsa da ... tarafından avukata verilen vekaletnamenin, ...’ye vekaleten değil, bizzat kendi adına verildiği, bu hususta eksikliğin giderilmesi için Dairece verilen geri çevirme kararı ile birlikte, Suriye’nin 28.08.2016 tarihinde ölmesi nedeni ile, mirasçıları adlarına tebligat işlemlerinin yapıldığı anlaşılmaktadır.
    Hemen belirtmek gerekir ki, usul hukukunda davaya dahil şeklinde bir müessese yer almayıp, bir kimseye dahili dava yolu ile taraf sıfatı verilemeyeceği açıktır.Bu nedenle paydaşlardan ...’nin sonradan davaya dahil edilerek yargılamanın sürdürülmesi doğru değildir.
    Öte yandan somut olayda davanın ... hasım gösterilmek suretiyle payların düzeltilmesi istemiyle açıldığı,bu tür davaların taşınmazın tüm paydaşlarının hasım gösterilmesi sureti ile açılacak davada çözümlenmesi gerekeceği hususunun göz ardı edilmesi de doğru görülmemiştir.
    Hal böyle olunca, belirtilen şekli ile görülebilirlik koşulu bulunmayan davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının ve dahili davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 10.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.