Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/3420
Karar No: 2016/3128
Karar Tarihi: 10.03.2016

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/3420 Esas 2016/3128 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2015/3420 E.  ,  2016/3128 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 16/07/2014 gününde verilen dilekçe ile manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 20/01/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yoluyla kişilik haklarına saldırı iddiasına dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
    Davacı,... Üniversitesinde dekan yardımcılığı ve öğretim üyeliği görevlerini yürütmekte olduğunu, davalının ise....isimli gazetede köşe yazarı olduğunu, davalı tarafından kaleme alınan 01/06/2012 tarihli yazıda kendisi hakkında ""..."" ifadesinin kullanıldığını, yazının kişilik haklarına saldırı oluşturduğunu belirterek, manevi tazminat isteminde bulunmuştur.
    Davalı, haber değeri taşıyan bir konuda yorumlarda bulunduğunu ve bu kapsamda davacının almış olduğu bir cezanın Yargıtay tarafından onanmasından söz ettiğini, yazının basın özgürlüğü kapsamında kaldığını belirterek davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davalı hakkında hırsızlık suçundan açılmış bir kamu davası bulunmadığı, resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle görülen davanın ise zamanaşımı nedeniyle düştüğü, kullanılan ifadelerin davacının kişilik haklarına saldırı oluşturduğu gerekçesiyle istem kısmen kabul edilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır. Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Dosya kapsamından; davacı hakkında... Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/40 esas, 2009/70 karar sayılı dosyası ile görülmüş bir ceza davasının bulunduğu, anılan davada davacının resmi belgede sahtecilik suçundan cezalandırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Bu hüküm davacı tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay 11. Ceza Dairesi tarafından 09/01/2012 tarihinde hükmün düzeltilerek onanmasına karar verilmiş; Yargıtay Cumhuriyet başsavcılığı tarafından yapılan itiraz üzerine ise, 16/07/2012 tarihinde davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine karar verilmiştir.
    Davaya konu köşe yazısında davacının da görev yaptığı üniversite yönetimine yönelik eleştirilerde bulunulmuştur. Bu kapsamda davacının geçmişte yargılandığı ceza davasından söz edilmiş ve anılan ceza davasındaki kimi tespitlerden yola çıkılarak yorumlar yapılmıştır. Yazının yayınlandığı tarihte davacı hakkındaki mahkumiyet hükmü düzeltilerek onanmış olup henüz düşme kararı verilmemiştir. Davacı hakkında hırsızlık suçundan açılmış bir kamu davası bulunmasa da; ceza dosyası içeriği gözetildiğinde kullanılan bu ifadenin ayrıntı niteliğinde olduğu benimsenmelidir. Davalının yazısı bir bütün olarak değerlendirildiğinde, basın özgürlüğü kapsamında kalan sert bir eleştiri niteliğindedir. Mahkemece açıklanan olgular gözetilerek istemin tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulü doğru görülmemiş ve bu yön bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.









    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi