11. Hukuk Dairesi 2016/12995 E. , 2018/4802 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 12/04/2016 tarih ve 2014/1004-2016/460 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Asıl ve birleşen davacı vekili asıl davada, müvekkilinin davalı şirkette %5 pay sahibi olduğunu, ancak payını devretmemesine rağmen ticaret sicilinde ve davalı şirketin kayıtlarında hissedar olarak görülmediğini, 27/06/2008 tarihli davalı şirkete ait genel kurula katıldığını, hazirun cetvelinde adı olduğunu, buna karşın 2010 ve 2011 genel kurullarında adının olmadığını ileri sürerek müvekkilinin ortaklığının ve payının tespitine, davalı şirket defterlerinde ve ticaret sicilinde tescil ve ilanına, davalı şirketin müvekkiline ödemesi gereken kar paylarından şimdilik 10.000,00 TL"nin kâr paylarının tahakkuk ettiği tarihlerden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalı taraftan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Birleşen davada, müvekkiline ait payların birleşen davalı ... oğlu ...adına kayıt ve tescil edildiğini, müvekkili ile birleşen davalı arasında bir pay devri yapılmadığını ileri sürerek ortaklığının ve payının tespitine, müvekkiline ödemesi gereken kâr paylarından şimdilik 10.000,00 TL"nin kâr paylarının tahakkuk ettiği tarihlerden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacı da dahil olmak üzere müvekkilinin eski hissedarlarından bir kısmı hisselerini birleşen davalı ..."a devrettiğini, davacının bu nedenle hissedar olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece uyulan Dairemiz bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, davalı şirketin paylarının 2008 yılında yapılan davacı tarafın da katıldığı genel kurulda nama yazılı paylara çevrildiği, şirketin pay senedi çıkarmadığı, dolayısıyla şirket paylarının çıplak pay olarak ancak alacağın temliki hükümlerine göre devredilmesinin mümkün olabileceği, davalının pay devrini geçerli yazılı bir temlik belgesi ile ispatlayamadığı, 2008 yılında yapılan genel kurul hazirununa göre davacı payının 3.000, dava dışı şirket ortakları olan ... ... 30.000, ... ... 10.500, ... ..."in 10.500 pay sahibi olduğu, 2010 yılında yapılan genel kurul hazirununa göre ... ..."in hissesinin 4.040 azalarak 25.960 paya, ... ... ve ... ..."in de 1180"er pay azalarak 9.320"er paya indiği, şirkete yapılan pay devirleri neticesinde birleşen davalının 9.400 pay ile şirkete ortak alındığı, fakat ... ..., ... ... ve ... ..."in devir nedeniyle azalan hisselerinin toplamının 6.400 olduğu, şirketin toplam pay miktarı değişmemesi karşısında davacı payının da birleşen davalı adına kaydedildiği, 02/09/2010 tarihli genel kurul toplantısı ile birlikte davacının davalı şirketteki payları bir devir ve kayıt olmaksızın görünmez olduğu, bu nedenlerle davacının davalı şirkette %5 pay sahibi olduğunun anlaşıldığı, davalı şirket vekili 12/04/2016 tarihli dilekçesi ile birleştirilen dosyadaki davalı durumundaki ... oğlu ..."ın tüm hisselerini 02/10/2015 tarihinde ... oğlu ..."a devrettiğini ve bu kişinin de davalı olarak işbu davada yer alması gerektiğini beyan ettiği, yargılama aşamasında hisse değişikliklerinin takip edilerek hisseyi en son elinde bulunduran kişilere karşı dava açtırılması yoluna gidilmesi uyuşmazlığın çözülmesini imkânsız hale getireceği, bu nedenle davalı vekilin talebinin yerinde olmadığı, davalı şirketin 2008, 2009 ve 2010 yıllarında elde etmiş olduğu net kâr tutarı esas sermayenin %5"i olan 75.000,00 TL"nin üzerinde olduğu, bu durumda 2008, 2009 ve 2010 yıllarında 75.000,00 TL kâr dağıtması gerektiği, 2011, 2012 2013 ve 2014 yıllarına ilişkin elde etmiş olduğu net kâr tutarı ise 75.000,00 TL"nin altında olduğu, bu durumda da elde edilen kârın tamamının dağıtılması gerektiği, davacı payına ispat eden kâr payının 17.786,58 TL olduğu, ortaklık ve payın davalı şirket defterleri ile ticaret siciline tescili ve Ticaret Sicili Gazetesinde ilanı bu taleplerinin davalı şirketçe yerine getirilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu gerekçesi ile asıl ve birleşen davaların kısmen kabulü ile davacı ..."nin davalı .... ve Tic. A.Ş. %5 hisse oranında ortağı olduğunun tespitine, 17.786,58 TL kâr payının davalı şirketten tahsiline,
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Asıl ve birleşen dava, ortaklığın tespiti ve kâr payının tahsili istemine ilişkindir. Asıl ve birleşen davada davacı taraf, asıl davalı şirkette %5 hissesi bulunduğunu, bu hissenin dayanaktan yoksun şekilde birleşen davalı adına tescil edilmiş olduğunu ileri sürmüş ve asıl ve birleşen davada, asıl davalı şirkete %5 hisse ile ortak olduğunun tespiti ile bu hisseye bağlı olarak kâr payının tahsiline karar verilmesini istemiştir. Birleşen davalı da dava konusu hisselerin ... oğlu ..."a devredildiğini savunmuştur. Mahkemece, asıl ve birleşen davanın kabulü ile davacının davalı şirkete ortak olduğunun tespiti ile 17.786,58 TL kâr payının tahsiline karar verilmiştir. Ancak, yargılama sırasında dava konusu hisseler birleşen davalı ... oğlu ...tarafından dava dışı ... oğlu ..."a devredildiği dosya kapsamında bulunan asıl davalı şirketin ticaret sicili kayıtlarından anlaşılmaktadır. 6100 sayılı HMK"nın 125. maddesinin 1. fıkrası “Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir: a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur. b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında t...nat davasına dönüştürür.” hükmünü haiz olup, bu hüküm doğrultusunda davacı tarafın iki seçimlik hakkı bulunmaktadır. Dilerse temlik eden taraf ile olan davasından vazgeçip, dava konusunu devralan kişiye karşı davaya devam edebileceği gibi, dilerse dava konusunu 3. kişiye devreden taraf hakkında t...nat davasına dönüştürebilir. Mahkemece HMK"nin 125. maddesi (HUMK 186.md) hükmü uyarınca işlem yapılması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmamış hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
2- Kabule göre de, davacının 2008 ile 2012 yılları arası kâr payının tahsiline karar verilmesi de yerinde değildir. Zira 6762 TTK"nın 455. maddesi “Her pay sahibi, kanun ve esas mukavele hükümlerine göre pay sahiplerine dağıtılmaya tahsis olunan safi kazanca, payı nispetinde iştirak hakkını haizdir.” hükmüne haiz olup, davalı şirketin ana sözleşmesinin 14. maddesinde göre kârın genel kurulca tespit edilerek dağıtılacağı belirtilmiştir. Kanun"un ve ana sözleşmenin bu düzenlemeleri gereğince, davalı şirketin genel kurulunca kârın dağıtılmasına karar verildiği taktirde ortağın oluşan bu kâr payı alacağı için talep ve dava hakkı vardır. Zira, genel kurul kararı ile ortak lehine muaccel bir alacak doğmuş olmaktadır. Davalı şirketin 2008 ile 2012 yılları arasında genel kurulunca alınmış kar dağıtımına ilişkin bir karar bulunmadığından kâr payı dağıtımına ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kâr payının hesaplanarak tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Bozma sebep ve şekline göre, asıl ve birleşen davacı vekilinin tüm asıl davalı ve birleşen davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın asıl ve birleşen davalılar yararına BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle asıl ve birleşen davacı vekilinin tüm, asıl ve birleşen davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 26/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.