14. Hukuk Dairesi 2015/17294 E. , 2018/4886 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.03.2014 gününde verilen dilekçe ile ... iptali mera olarak sınırlandırılması talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 10.09.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı ... vekili, 91 parsel nolu taşınmazın İl Mera Komisyonunun bilgisi ve izni olmaksızın, Kadastro Müdürlüğünün 12/12/2002 tarih ve 134 sayılı değişiklik beyannamesi sonucu 3 parsele ifraz edildiğini, bu ifraz sonucu 966 ve 968 parsel nolu taşınmazların çayır niteliğiyle davalı ... Köyü Tüzel kişiliği adına tescil edildiğini ileri sürerek yapılan tescilin yolsuz olduğundan iptaline mera niteliği ile mera özel siciline kaydedilmelerini istemiştir.
Davalı ... Köyü Muhtarı, köyün tüzel kişilinin sona erdiğini, mahalle olduğunu ve ... Belediyesine bağlandığını, husumetin ... Belediye Başkanlığına yöneltilmesi gerektiğini, davanın reddini savunmuştur.
Davaya dahil edilen ... Belediye Başkanlığı vekili, dava konusu taşınmazların 1966 yılında tapulama tespitinde köy tüzel kişiliği adına tespit edilerek tapuya tescil edildiğini, köy tüzel kişiliğinin 6360 sayılı Kanun gereğince 30/03/2014 tarihinde sona ermesi nedeni ile bu taşınmazların devir, tasfiye ve paylaştırma komisyonu marifeti ile dağıtıldığını, her ne kadar köy mahalle statüsüne dönüştüğünden tüzel kişiliğini kaybederek idari yönden ilçe belediyesine bağlansa da köyde bulunan taşınır ve taşınmazların belediyeye intikalinin söz konusu olmadığını, taşınmazların mülkiyetinin belediyeye devredildiği konusunda bilgileri olmadığını, ayrıca 668 parsel sayılı taşınmazdan demiryolu geçeceğinden kamulaştırma bedeli ödenmemesi için bu davanın açıldığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükmü davalı ... Belediyesi vekili temyiz etmiştir.
Dava, ... iptali ve taşınmazın mera olarak sınırlandırılması istemine ilişkindir. Dava konusu 91 parsel sayılı taşınmaz 07.04.1964 tarihinde tapulama tespiti sonucu çayır vasfı ile ... köyü adına tapuya tescil edilmiştir. Daha sonra Kadastro Müdürlüğü tarafından 12.12.2002 tarih 134 sayılı Değişiklik Beyannamesi ile 966, 967 ve 968 parsellere ifraz edilmiş ve 966, 968 parseller çayır vasfı ile ... Köyü adına, 967 parsel de yol olarak tescil edilmiştir. ... Köyü 6360 sayılı Kanun ile tüzel kişiliğini kaybetmiş olması nedeniyle taşınmazlar ... Belediyesine devredilmiştir. Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu alınan ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın kadim çayır-mera olarak kullanıldığı belirtilmiş ise de bu kanaate varmak için yeterli inceleme ve araştırma yapılmamıştır.
Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).
Mera, yaylak ve kışlak davalarında, tahsise ya da kadim kullanma hakkına dayanılabilir. Tahsise dayanıldığında, dayanak belgelerin, ayrıca karşı tarafın savunmasında ileri sürdükleri kayıtların tüm geldileri ile birlikte merciinden getirtilmesi, kadimlik iddiası varsa bu hususun araştırılması, gerektiğinde köyün kuruluş tarihinin ... Bakanlığından sorulması ve köyün kadim ya da muhdes olup olmadığının saptanması gerekir.
Keşifte dinlenecek yerel bilirkişi ve tanıkların çekişmeli mera veya yayla ile herhangi bir yararlanma ilişkisi bulunmayan, yansız anlatımda bulunabilecek, yöreyi iyi bilen ve çevre köy ya da kasabalarda yaşayan yaşlı kişilerden seçilmesi gerekir.
Mahkemece yapılacak keşifte; tahsise dayanılıyorsa tahsis kayıtlarının yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığı ile uygulanması, dava konusu yeri kapsayıp kapsamadığının belirlenmesi, taşınmazın mera olmadığı iddiasının bulunması halinde varsa çevre taşınmazlara ait kayıtlar da uygulanarak dava konusu yeri ne şekilde okuduğunun çevre taşınmazlarla toprak yapısı kıyaslanarak uzman bilirkişiler aracılığı ile uyuşmazlığa konu yerin ve niteliğinin saptanması gerekir.
Kadimlik iddiasında ise, yerel bilirkişi ve tanıklara taşınmazın kim tarafından ve ne şekilde kullanıldığı ve sınırları sorularak sonuca gidilmelidir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahallinde yapılan keşif hüküm kurmaya yeterli değildir. Dava konusu taşınmaz çayır vasfı ile tescil edilmiştir. Kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı kesin olarak saptanmalıdır. Öncelikle dava konusu yere ait tahsis, idari men kararı, mahkeme hükmü, vs kayıt ve belgeler olup olmadığı araştırılmalı, komşu taşınmazlara ait ... kayıtları ve dayanakları getirtilmeli, amenajman, memleket haritası ve hava fotoğrafları, ... kadastrosu var ise tespit evrakları, mera komisyonunun tespite ilişkin evrakları getirtilmeli ve kesinleşip kesinleşmediği tespit edilmeli, tarafların delilleri var ise toplanmalı, taşınmazla menfaat ilişkisi bulunmayan civar köy halkından seçilecek mahalli bilirkişi ve uzman bilirkişiler (fen, ziraat ve jeoloji mühendisi) eşliğinde yeniden keşif yapılmalı, toplanan kayıtlar zeminde mahalli bilirkişilere uygulatılmalı, krokiye işlenmeli, tarafların gösterecekleri tanıklar keşif sırasında dinlenilmeli, taşınmazın kamu malı niteliğinde mera olup olmadığı kesin olarak saptanmalı, ondan sonra işin esasına yönelik bir karar verilerek uyuşmazlığın çözümü yoluna gidilmelidir.
Noksan inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
Yukarıda yazılı nedenlerle eksik inceleme ve araştırma ile verilen kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle hükmün BOZULMASINA, istek halinde temyiz harcını yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
28.06.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.