11. Ceza Dairesi 2018/3410 E. , 2018/4447 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa muhalefet
HÜKÜM : Beraat
A-Sanık hakkında "2009 ve 2010 takvim yıllarında sahte fatura kullanmak" suçlarından verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-06.09.2010 gün, VDENR-2010-2395/43 sayılı Vergi Suçu Raporuna atıfta bulunularak verilen dava şartı olan mütalaanın "sahte fatura düzenlemek" suçuna ilişkin olduğu; 19.10.2010 tarih, 2010/75938 esas sayılı iddianame ile mütalaa konusu yapılmayan "sahte fatura kullanmak" suçundan kamu davası açıldığı cihetle; yargılama koşulu olan mütalaa bulunmadığından durma kararı verilip ilgili vergi dairesinden ""sahte fatura kullanmak" suçundan mütalaa verilip verilmeyeceği sorulup, verilmediği takdirde davanın düşürülmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
2-Kabule göre de; sanığın suçlara konu olan faturaların gerçek bir ticari ilişkiye dayandığını savunması nedeniyle suçların unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; sahte fatura kullanma suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması; 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinin 1. fıkrasında, faturalarda bulunması zorunlu olan bilgilerin neler olduğunun belirtilmesi, aynı Kanunun 227. maddesinin 3. fıkrasında ""Bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanunun Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" hükmünün yer alması; suç konusu faturaların dosya içinde bulunmadığının ve getirtilip duruşmada incelenmediğinin anlaşılması karşısında; suç unsurlarının ve maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından, sanığın 2009 ve 2010 takvim yıllarında kullandığı iddia olunan faturalardan, her takvim yılına ait kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının veya onaylı örneklerinin getirtilerek incelenmesi ve 213 sayılı Kanunun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
B-Sanık hakkında "2009 ve 2010 takvim yıllarına ait defter ve belgeleri ibraz etmemek" suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Gelinlik imalatı ve satımı işiyle iştigal etmek üzere 25.04.2007 tarihinde mükellefiyet tesis ettiren sanığın 2009 ve 2010 yıllarına ait defter ve belgelerini incelemeye yasal süresi içinde ibraz etmeyerek atılı suçu işlediğinin iddia olunduğu olayda; dosyada mevcut vergi tekniği ve vergi suçu raporlarından sanığın mükellefiyetinin 26.10.2009 tarihinde resen terk ettirildiği, sanığın aşamalardaki ve vergi denetmenine verdiği ifadelerinde ise 2005 yılında ... Moda isimli işyerini açtığını, burada mali işlerini yürütmek için isminin...olduğunu bildiği muhasebeciye işleri takip ettirdiğini, 28.11.2008 tarihinde işyerini kapattığını ve vergi dairesinden de iş yerinin kapatılması için bu muhasebeciye talimat verdiğini, daha sonra haberi olmadan kimlik bilgileri kullanılmak suretiyle 1000 adet fatura 1 adet adıma kaşe bastırılmış olduğunu öğrendiğini, bu konuda vergi dairesine imza itirazında ve Biga Cumhuriyet Savcılığı aracılığı ile şikayette bulunduğunu ve mahkemece imza örneklerinin alındığını, faturalardaki imzaların kendisine ait olmadığının tespit edildiğini, 2009 yılı fatura basımına dair bilgi formu ile Bakırköy Vergi Dairesi Müdürlüğü"ne firmasının faaliyetinin devam ettiğini bildiren dilekçede bulunan imzaların kendisine ait olmadığını belirtmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde belirlenebilmesi için; sanığın savunmasının doğruluğunun ilgili vergi dairesi ve Cumhuriyet savcılığından araştırılmasından sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, 213 sayılı VUK"nın 139. maddesinin 2. fıkrasında "işin terk edilmesinin" bir zaruret hali olması nedeniyle incelemenin yerinde yapılması imkansız olduğundan vergi incelemesinin dairede yapılması gerektiğinin belirtilmesi karşısında, "incelemenin dairede yapılmasını gerektirecek şartların tespiti açısından öncelikle verilmiş bir karar bulunması gerektiği" yönünde yerinde olmayan gerekçe ve eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.05.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.